Az kitap okuyoruz.
Az kitap okuyanı beğenmiyoruz. Okumazsanız başarılı olamazsınız diyoruz.
Öğrenciler “-Sınavları okudunuz mu, hocam?” diye sorunca; “-Vaktim yoktu, henüz okumadım.” diyoruz. Çocukların inanmadığını bile bile.
Tören için topladığımız öğrenciler düzgün sıra olmadı diye kızıyoruz. “-Artık küçük değilsiniz, her zaman söyletmeyin arkadaşlar.” şeklinde sitem de ediyoruz. Sonra cuma namazına gidiyoruz. Hoca efendi mikrofondan haykırıyor: “-Kıymetli Müslümanlar, ön safları doldurmadan namaza başlamayalım Allah rızası için.” Biz küçük müyüz?
Bizde bir terslik yok mu?
***
Ödevlerini yapmayan öğrenciye güceniyor, kırık sözlü notu veriyoruz, yazılı sınavdan düşük not alıyor diye kınıyoruz da, görevimizi aksattığımız için uyarılmaktan niye hoşlanmıyoruz? Çalışmayanın maaşı eksilmiyor da ondan mı? Yoksa empati yapmasını beceremediğimizden mi? Yaşamadan anlatmak tesir etmeyişinden mi?
Bizde bir terslik yok mu?
***
Büyük çocuklar küçük çocukları ezerse kızıyoruz. Peki, .büyük makamdakiler küçük makamdakileri ezince niye yakalarını yırtmıyoruz/yırtamıyoruz? Eksik adamların tam icraat istemeleri bize ters geliyor da, tam yapamadığımız işleri birilerinden tam alamayınca niye küsüyoruz?
Bizde bir terslik yok mu?
***
Almanya’da çalışan bir Türk, bir Alman’ın Müslüman olmasını sağlar. Sonra da Alman’ı Türkiye’ye gezmeye getirir. Yeni Müslüman olmanın heyecanıyla ve Türkçeyi bilmenin ayrıcalığı ile İstanbul’da Cuma namazına giderler. Vaiz, abdestin nasıl alınması gerektiğini anlatmaktadır camide. Alman, Türk arkadaşının kulağına eğilerek sorar:
“-Bunlar da yeni mi Müslüman oldular?”
Bizimki bilgece(!) cevap verir:
“-Olur mu, bizimkiler doğuştan Müslüman.”
Almanın aklına yatmaz, tekrar sorar:
“-Ama bunlar çok yaşlı, abdesti yeni mi öğreniyorlar? Sen bana bir günde öğrettin abdesti.”
Bizimki orijinal cevabı verir:
“-Camide konuşulmaz, sadece dinle.”
Bizde bir terslik yok mu?
***
Öğretmen arkadaşa diyorum ki;
-Sıcak okul binaları devletten, kitaplar devletten, eğitim materyalleri devletten, öğretmen devletten, bir kitap okumasını öğretemiyoruz çocuklara. Şu terör örgütüne bak, adamlar mağarada, aç susuz ölmeyi öğretiyorlar bizim kitap okumayı öğretemediğimiz çocuklara.
Öğretmen dostum diyor ki:
“-Hocam, onları uyuşturuyorlar.”
Bizde bir terslik yok mu?
***
Müftü efendiye soruyorum:
-Hocam, Peygamber efendimizin veda hutbesini kaç Müslüman dinlemişti?
“-Tam bilinmiyor ama, 60 bin civarında olduğu kaynaklarda geçer.”
-Hocam, Türkiye’de kaç din görevlisi var?
“-120 bin civarında.”
-Onlar dünyayı değiştirdi de siz niye Türkiye’yi etkileyemiyorsunuz. Yoksa sizin camia da da bizimki gibi durmadan müfredat mı değişiyor?
Müftü efendi diyor ki:
“-Hocam, onlar sahabe (peygamber arkadaşı) idi. Biz ise devlet memuru.”
Ne diyeyim?
-Hocam biz de devlet memuruyuz!
Bizde bir terslik yok mu?
***
Dostlarım arada uyarırlar beni:
“-Hocam, Allah seni muhalefet yapmak için mi yarattı?”
Yaşamanın başka türlüsünü beceremiyorum.
Bende bir terslik var mı?