ATATÜRK VE BİLİM

Muhammet GÜNGÖR
Atatürk, ilk gençlik yıllarında başlayarak akılcı düşünceye, bilim ve teknolojiye büyük önem vermiştir. Onun yaşamı boyunca gerçekleştirdiği bütün eserlerin temelinde akıl ve mantık vardır. Atatürk e göre akıl ve mantığın halledemeyeceği mesele yoktur. O bu dünyada her iş insan kafasından çıkar, bir insan dimağının ifade edemeyeceği hiç bir şeyi düşünemiyorum diyerek aklın sorunları çözmede her zaman başarıyla uygulanabileceğini dile getirmiştir. Bu nedenledir ki kendisi ülkemizdeki ilk pozitivistlerden biridir. Atatürk çok kitap okurdu. Tahayyül edebiliyor musunuz? Sakarya savaşının o badireli günlerinde bile büyük bir iştiyakla Reşat Nuri Gültekin’in “Çalıkuşu” adlı kitabını okumuştur. Ve bunu silah arkadaşlarına da önermiştir. Atatürk askeri lise yıllarında yasak olmasına rağmen Namık kemal’in eserlerini okurdu. Bunu Fethi Okyar şu şekilde ifade eder. “Atatürk devamlı olarak bizlere Namık kemali okurdu. Arkadaşlar milletimizin yetiştirdiği böyle bir insanı mutlaka okumalı ve okutmalıyız diyerek telkinlerde bulunurdu.
         
               Atatürk hayatı boyunca toplam altı binin üzerinde kitap okumuştur. Atatürk ün ölümünden yaklaşık 2 yıl önce yazmış olduğu bir Geometri kitabı da bulunmaktadır.(1936-1937). Dil bilim kültür ve eğitim açısından çok elzem bir çalışmadır. Peki Atatürk ü Geometri kitabı yazmasına iten faktör neydi? diye bir sual soracak olursak, hemen cevabını verelim: Atatürk Sivas a gerçekleştirmiş olduğu bir seyahat esnasında yanına Milli Eğitim Bakanını da alarak bir liseye giderler. Akabinde Geometri(hendese) dersine girer. Fakat öğretmenin dersi anlatırken zaviye, zait, taksim, gibi kelimeleri kullanması ve öğrencilerin bu söylenenleri anlamadığını görünce hemen bir Geometri kılavuzu hazırlamıştır. Hendese: Geometri, Zaviye: Açı, Zait: Artı, Taksim: Çap, olmuştur. Zaviyetan-ı mütekabile tan-ı dahiletan(iç ters açılar) gibi tamlamalar bir tekerleme olarak kalmıştır.                                                                        
 
                                  Açıortay,Artı,Beşgen,Bölü,Çarpı,Çember,Dörtgen,Dıştersaçı,Eşkenar,İçtersaçı,İkizkenar,Oran Orantı, Paralelkenar,Türev,Üçgen,Yamuk,Yatay,Yöndeş, vb terimlerden tümünü Atatürk,Türkçe köklere Türkçe ekler getirerek türetmiştir. Atatürk Türk diline büyük önem vermiş, “Türk demek dil demektir” ulusalcılığın çok belirgin özelliklerinden biridir. Türk Milletindenim diyen insan her şeyden önce ne olursa olsun Türkçe konuşmalıdır diyerek düşüncelerini ifade etmiştir. Atatürk ölüm döşeğinde iken bile en son söylediği sözler “dil,dil aman dil olmuştur” Atatürk ün önderliğinde 12 temmuz 1932 günü Türk dili tetkik cemiyeti kurulmuştur. 1936 da toplanan üçüncü kurultayda Türk dil Kurumu olarak değiştirilmiştir .Atatürk bunun evvelinde 1931 yılında Türk Tarih kurumunu da kurarak Türk tarihinin sadece Osmanlıdan müteşekkil olmadığının bundan evvel Selçuklu,Karahanlı,Göktürk,Uygur,Hun devletlerinin de mutlak suretle tetkik edilmesi gerektiğinin altını çizmiştir.Nitekim Atatürk “Türk genci atalarını tanıdıkça kendinde daha büyük işler yapma azmi ve kararlılığını bulacaktır” diyerek tarih bilmenin önemine değinmiştir.
 
      
,               Atatürk bilim ve teknolojinin insan hayatındaki önemini her zaman ve her yerde tekrarlamış ve uygulamıştır. Ulu önder Milli Mücadelenin başarıyla sona ermesinin akabinde bursa da (1922) de bir konuşma yapar. Yurdumuzun en bayındır en göz alıcı en güzel yerlerini üçbüçük yıl kirli ayaklarıyla çiğneyen,, düşmanı mağlup eden ,zaferin sırrı nerededir bilir misiniz? Orduların sevk ve yönteminde bilim ve fen ilkelerin kılavuz edinilmesinedir. Milletimizi yetiştirmek için asıl olan okullarımızın üniversitelerimizin temellendirilmesinde de aynı yolu izleyeceğiz. Evet milletimizin siyasi sosyal hayatında milletimizin fikri terbiyesinde yol göstericimiz ilim ve fen olacaktır.okul sayesinde okulun vereceği ilim ve fen sayesindedir ki Türk milleti, Türk sanatı ve ekonomisi, Türk şiir ve edebiyatı,bütün incelikleri ve güzellikleriyle oluşup gelişecektir..