Sevgili okuyucularım,
ABD'nin sayılı üniversitelerinde MEB burslu öğrenim gören ismi bizde saklı bir okuyucumuzun çok önemli mektubunu Başbakanımız Sayın R.T. Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanı mı z Sayın Ömer Dincer'e ulaştırılması için kesintisiz olarak aşağıdaki şekliyle yayınlıyoruz.
Umarız bu mektup bir vesileyle Erdoğan ve Dinçer'e ulaş ır da mağdur öğrencilerin mağduriyeti son buur.
"Amerika ve İngiltere başta olmak üzere yurtdışına gönderilmiş olan bursiyerlerin mağdur durumda bırakılıyor olması ve buna kayıtsız kalan görevli personelin devletimizin büyük umut ve yatırımla desteklediği biz gençleri, belkide hayatımızın en önemli fırsatlarını değerlendirmek için harcamamız gereken zamanlarimizin, bürokratik aksaklıkların kurbanı yapıp fütursuzca harcanıyor olmasından dolayı sikayetlerimi bir kaç başlık altında özetlemek istiyorum.
Başta, hükümetimizin bu projeye verdiği önemi neredeyse hemen her arkadaşım farkında ve bizlerde bu inancı taşıyan başta Basbakan’imiz olmak üzere emeği geçenlere gerçekten minnettarız. Fakat ne varki, devlet kasasından ödenilen paraların Amerika'da başta olmak üzere diğer ülkede yaşayan arkadaşlarında hesabına ya bürokratik işlemler bahane edilerek, ya dosyaların kaybolduğunu söyleyerek ya ne olduğu belirsiz bir listeden bahsedip o listenin içinde adimizin bulunmadığını söylerek, ya aranılan telefonlara cevap verilmeyerek ya da buna benzer bir çok sebeplerden ötürü geç yatırılıyor olmasından dolayı burada yaşayan öğrenci arkadaşların zaten ders yüküyle stressinin tavan yapmış olduğu noktada, birde maddi durumdan yana sıkıntıya düşüyor olması, birilerinin çok açık ve net emek hırsızlığı yaptığını düşündürüyor biz bursiyerlere..
Devletin bu projeye ayırdığı ödenek bundan önceki yıllara göre çok yüksek görünmesine karşın Amerika şartlarında açlık sınırının altında kaldığını düşünürsek çok yeterli olmuyor hele de eğitimini Amerika'nin pahalı şehirlerinde sürdürmek isteyenler için geçerli bu söylediğim. Bununla birlikte bursların geri ödeme planlarindaki zorluklar, buradaki eğitim sürecinden alıkoyan sebeplerden sadece bir tanesi. Çözüm olarak fikirlerimize basvurulursa hemen herkesin tercih edeceği ve önereceği yöntem bu işin daha uzman bir kadro tarafından yürütülmesi olacaktır ve ödeneklerin diğer ülkelerle mukayese edildiğinde en azından ortalamanın altında kalmayacağı bir durum sağlanması, hem yurtdışında yaşayan biz bursiyerleri memnun edecek hem de devletimizin ayırmış olduğu ödeneğin karşılığını devletimize tam anlamıyla geri vermeye başlayacaktır...
Burada eksik olduğunu düşündüğüm ve aklıma gelen sadece bir kaç durumu özetlemek istiyorum. Örneğin; dil eğitiminden mastera geçerken veya masterdan doktoraya geçiş sürecinde dönemler arasında oluşan vakitte aylık bursların kesintiye uğruyor oluşu bizleri esas işimizden alıkoyup maddi hesap yapma yükümlülüğü içinde bırakıyor. Bu durum da sanırım kimsenin arzuladığı bir durum değildir. Turkiye’nin geleceğinin teslim edileceği gençler olarak, ülkemizi her koşulda bir adım öteye taşıma gayreti taşıyan bizlerin, bu tur küçük hesaplarla zor durumda bırakılıyor olması, büyük yatırımlar yapılarak yetiştirilen bizlerin, bir nevi devletin elinden alınıp beş kuruş emek harcamadan birileri tarafından kullanılmasına davetiye çıkartıyor... Türkiye'de birilerinin ne denli yüksek maaşlar aldığını göz önünde bulundurdugunuzda burada bu ufak hesaplarla karşı karşıya kalmak çok acı veriyor bizlere.
Bu noktalar dışında değinmek istediğim ve çok önemli konular olarak gördüğümüz; özlük haklarının olmaması, evli olanlarla bekar olanların aynı ücreti alıyor olması, yine eşi olanların eşleri için herhangi bir güvence sağlayamaması, geri donuslerde nelerle karşılaşacağımızı bilmemek burada olan eğitim surecimize ciddi bir darbe vuruyor.Amaç buradaki egitimimizden bir şeyler öğrenmekten çıkıp süreci sıkıntısız bir şekilde tamamlamak durumuna dönüşüyor.. Bunu suna benzetiyorum.. Amerika'da ya da başta bir ülkede meyvenin suyu sıkılıyor posası ise Türkiye'ye geri gönderiliyor. Zaten burada durumunu iyileştiren fırsat bulan arkadaşların burslarını kestirip Türkiye'ye dönmek istememelerinin temelinde yatan bir başka sebepte bu. Sözlerime son verirken ufak ama bir o kadar da çok önemli olduğunu düşündüğüm bir uyarıyı yapmak istiyorum. Eğer ki bu durum devam ederse ilerisi için, 2023 lerin 2073 lerin Turkiye’si adına, ülkenin çeşitli üniversitelerinde eğitim verecek olan insanların bu denli yıpratılması ülkemizi olduğu yerde saymaya mahkum edecektir.