Buluttan bir çizgi çizdik.

Emin KANBUR

 “Uzansam tutacağum Kaçkarun bulutunu”

Buluttan bir çizgi çektik gökyüzüne gönlüm hep üzerinde kalmak istiyor, nem, rutubet, ter, motor sesi klakson sesi, daha doğrusu şehir sizin olsun demek geçiyor içimden.
Artık Haziran ayının sonuna geliyoruz işyerleri, ofisler, dükkânlar, artık sıkmaya başladı son zamanın moda sözcüklerinden biri olan çakma soğuk havalar “klimalar” artık serinletmiyor insanı.
Artık boğmaya başladı şehirler artık nefes almayı zorlaştırdı yaşadığımız yerler, bir çizgi çizmek lazım bu kargaşayla yaşamak istediğim yer arasında bir çizgi hem de buluttan bir çizgi.
Evet, burası Karadeniz, Karadeniz insani farklı kılan bu coğrafya bu coğrafya buluttan çizgi çizdirir kargaşayla mükemmelin arasında, artık şehir sıkıyorsa boğazını, nefesin daralıyorsa hay de sende gel istersen Mevlana’nın dediği gibi olsun, ama tek fark Doğa’yı seviyorsan gel. 
Ve yolculuk başlasın….
Günün sıcağını yaşamamak için erken ayrıldık şehir merkezinden, bu güne sıcak başlamak istemiyorum artık, bu gün nemle rutubetle terle teknolojinin getirdiği seslerle boğuşmak ısıtamıyorum.
Çadırım kamp malzememi bol çay ve iaşemi yükledim aracımı bir grup arkadaşız ve ver elini Kaçkarlar diyoruz artık, kısıtlı bir zamanda olsa bir hafta sonu da olsa o çizginin üstüne çıkmaya gıdıryoruzzzz.
Rota, İkizdere ilçemiz, Çimil vadisi, Tiran deresi, Yedi çükür, Kevut ve Ehzer yaylarını geçtik, üç saatlik bir yolculuk ardından Arnic yayla sırtlarında hakım bir tepedeyiz zor değildi yolculuk zaten çocuklar gibi şeniz artık o çizginin üzerindeyiz.
Bu güzellik ve nefes alabilmenin verdiği mutluluk tüm zorlukları zaten tölere ediyordu zaten dedim ya artık “çocuklar gibi şendik”.
Vakit çoktan öğlen olmuştu kimin umurunda, saat yok iletişim cihazları yok gazete dergi vs. hiç bir şey yok, gün karardı yat vakti gün ağardı koğuş kalk vakti vardı artık.
Kısa bir çevre gezisi yaptık ve kamp kuracağımız teri tespit ettik 2800 m. rakımda olmak bazı deneyimler gerekir rüzgâr sel vs. ve olasılıkları hesap ederek Çadırlarımızı kurduk ve bulutla çizilmiş o çizginin üzerindeydik.
Bundan sonrası mı, bundan sonrasını yazıya dökmeye çalışsam o yaşanmışlığa haksızlık etmiş sayarım kendi mi, çünkü kelimeler kifayetsiz gelecek biliyorum.
Bundan sonrası yazılmaz yaşanır dediysen de!!!.
Ve hava kararır çadırındasın artık akşam yemeği yenilmiş sırtında uyku tülümün elinde sıcak çay dolu kupan.
Demir dağından ay doğar kocaman ki kocaman, ona o kadar yakınsın ki seyrederken seni sarıp sarmalar o gizem dolu manzarayı seyrederken.
Ne uyku tulumun ve sıcak çay dolu kupan ne de yudumladığın tavşankanı çay seni temmuz ayında ısıtmaya kafi gelmez artık, kime ne o çizginin altında o eziyette olanlar, kime ne desende yine aklın hep orda.
Hayden Karadenize, hayden İkizdereye, hayden Kaçkarlara. 
Uzatalum elimizi tutalum bulutları. 
Haydeeee.
Emin Kanbur / Doğa Fotoğrafçısı.