Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk’un, gelenekselleşen tepeden bakma anlayışı yerine, hizmetlisinden müdürüne, öğretmeninden bakanına hepimiz bu camianın bir parçasıyız, yaklaşımını gayet olumlu bulurken, öğretmen maaşları ve ek dersler üzerinden yaptığı açıklamaları da bir o kadar talihsiz açıklamalar olarak görmekteyiz.
Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk'un “Öğretmenlerimizin mali ve sosyal haklarında önemli iyileştirmeler yapılmış ve 1 Temmuz 2020 itibarıyla Bakanlığımız bünyesinde göreve yeni başlayan 9. derece 1. kademedeki bir öğretmenimizin maaşı 4369 TL olmuştur.” açıklaması, bugün çalışanın yaşadığı ekonomik sıkıntıları görmezden geldiğini göstermektedir.
Sayın bakanın açıklamalarına biz de rakamlarla cevap verelim: 2019 Ağustos Toplu Sözleşmenin imzalandığı tarihte öğretmen maaşı ile 738 dolar veya 9,7 çeyrek altın alıyordu. Ancak şimdi ise öğretmen maaşı ile 511 dolar ve 5,2 çeyrek altın alınabiliyor. Bunun anlamı, 2020 ve 2021 yılının pazarlığının yapıldığı 2019 Toplu Sözleşmesinden bugüne öğretmenimiz döviz bazında 227 dolar, altın bazında ise 4,5 çeyrek altın karşılığı kayıpta olmasıdır. Bu durum, Toplu Sözleşmeden bu yana ekonomik koşullar inanılmaz şekilde değişmiş olduğunu göstermektedir. Bu durumda çalışanların ücret artışlarının da günümüz gerçeklerine uygun şekilde güncellenme yapılmalıdır.
Yandaş sendikanın bile Eylül 2020 itibariyle Türkiye’deki 4 kişilik bir ailenin açlık sınırını 2.473,1 TL, yoksulluk sınırı da 7.187,3 TL olarak açıkladığı bir durumda bir öğretmene verilen 4.369 TL aylık ücretin “önemli iyileştirme” olarak sunulmasını değerlendirmeye dahi gerek duymuyorum.
Neticede 2020 ve 2021 yılının pazarlığının yapıldığı 2019 Toplu Sözleşmesinden bugüne öğretmenimiz döviz bazında 227 dolar, altın bazında ise 4,5 çeyrek altın karşılığı kayıptadır.
Tabi bu arada “Maaşınızı altın ya da dövizle mi almıyorsunuz kardeşim; ne kaybından bahsediyorsun?” diyen uzmanlar da çıkacaktır mutlaka…
Onların, çalışanı bu drece zor koşullara mahkum etme anlayışlarını da milletin vicdanına havale ediyorum.
Ceyhun Kalender
Türk Eğitim-Sen Rize Şubesi
Basın