Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, rektör atanması beklenen18 üniversiteden 12’sine atama yapıyor.
Cumhurbaşkanlığı makamı, atanacak rektör adayını öncelikle Yükseköğretim Kurulunun önerdiği adaylar arasından seçiyor.
YÖK, uzun zamandır aday adayları üzerinde incelemeler yapıyordu.
YÖK tarafından 20.12.2016 tarihinde yapılan açıklamada, atanacak 19 rektörlük için müracaatta bulunan toplam 358 adayın titizlikle incelendiğinden bahisle “rektör ataması yapılacak üniversiteleri gruplar halinde ziyaret etmiş, bu üniversitelerin öğretim üyelerinin yanı sıra araştırma görevlileri, idari personeli ve öğrencileri ile de ayrı ayrı görüşmüşlerdir. Üyelerimiz bu ziyaretlerinde ayrıca o ilin valisi, sanayi ve ticaret odası başkanları, kalkınma ajansı temsilcileri ile de görüşmüş, neticesinde bu temaslarını bir rapor haline getirerek Kurulumuza sunmuşlardır” bilgisi paylaşılmıştı.
Devletin FETÖ ile mücadeledeki kararlılığı ve Sayın Cumhurbaşkanın bu husustaki hassasiyeti bilindiği halde, toplam 18 rektör ataması beklenirken 6 üniversiteye atamanın yapılmamış olması; ister istemez atama yapılmayan 6 üniversite için “YÖK’ün teklif ettiği rektör adayları arasında acaba FETÖ şüphelisi mi var?” endişesini akla getiriyor!
Şayet 6 üniversite rektör adayları arasında FETÖ ile alakalı bir endişe var ise, bu; adayları Cumhurbaşkanlığı Makamına teklif eden YÖK üyeleri arasında da bir sıkıntı olduğu anlamanı gelmez mi?
***
Daha önce paylaştığımız bir değerlendirme yazımızda:
“Cumhurbaşkanının, Genelkurmay Başkanının, Bakanların en yakınına kadar sızıp, kendilerini yıllardır gizleyebilen bu şebekenin ajanları, her yere sızdılar da sadece YÖK’e mi sızamadılar?
***
Şayet YÖK üyeleri arasında FETO ile irtibatlı olanlar varsa, bundan sonra yeni rektör atamalarında Cumhurbaşkanlığı makamına sunulacak adaylar arasında FETO ile irtibatı bulunanların olamayacağından ne derece ve nasıl emin olunacaktır?
***
Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, devlet ve hükümet yetkilileri elbirliği içinde azimle ve kararlılıkla FETO ile mücadele yürütürken, özellikle Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın yoğun gündemi sebebiyle her ayrıntıdan haberdar olamamaları gayet tabiidir.
Her duyarlı vatandaşın, sorumluluk anlayışı içinde her sahada olduğu gibi özellikle terörle mücadele sahasında da gördüğü ve duyduğu her şüpheli hareketi yetkililere bildirmekle vazifeli olduğuna inanıyoruz.” gibi bir değerlendirmede bulunmuştuk. (05 Ağustos 2016, “YÖK’e FETÖ sızamadı mı?”)
Bilahare, 679 sayılı KHK ile çok sayıda akademik ve idari personel Yükseköğretim Kurumu’ndan ihraç edildiğini görüyoruz.
***
Kim nerede, hangi makam ve mevkide, özellikle devletin kurum ve kuruluşlarında hangi sıfatı taşıyor olurlarsa olsunlar, devletin ve devlet başkanının hassasiyeti istikametinde hareket etmeye mecburdurlar… Aksi halde kendi düşen ağlamaz!
“Sana rağbet ve muhabbeti olan kişiye rağbet etmemen, nasibinde noksana düşmendir. Senden hoşlanmayana rağbet etmense alçalmandır” (Hz. Ali)
Vesselam…
22 Ocak 2017 / 24 Rebîu’l-Ahir 1438