Partiye zarar veren demek ki 6 Başkanmış!..

Ahmed ÇITLAKOĞLU

 AK Parti’de bazı belediye başkanları ve teşkilat başkanları hakkında birtakım iddialar ortaya atılmıştı.

 
Bu iddialar üzerine genel merkezin aldığı karar doğrultusunda Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, “Belediyeler eğer bizim dava idraki ile hareket etmiyorsa bize zarar veriyorlar ve zarar veren kardeşlerimizi de uyarıyorum kusura bakmasınlar, biz uyarmadan kendileri bu uyarıyı yapsınlar ve adımı atsınlar… İlânihaye buralarda kalınacak diye bir şey yok” sözleriyle net ve kesin tavır koyuyor ve başkanların istifaları isteniliyordu.
 
***
Genel Merkezin ve Erdoğan’ın taviz vermeyen kesin tavrı ve konuşmaları üzerine bazı belediye başkanları hiç ikiletmeden anında, istifa edecekler arasında isimleri özellikle zikredilen bazıları da direnmelerine rağmen neticede geçte olsa, gönül rızaları olmasa da koltuklarına elveda demek zorunda kalıyorlardı.
 
Bu süreçte toplamda sadece 6 (İstanbul, Düzce, Niğde, Bursa, Ankara, Balıkesir) belediye başkanı istifa etmişti.
 
 
 
***
Bu belediye başkanlarının istifalarından sonra, özellikle İstanbul ve Ankara gibi orta direk mesabesindeki başkanlar gittikten sonra, Sonbahar’da yaprakların dökümü gibi başka belediye başkanlarının da istifaları beklenirken; AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal’ın “yerel yönetimlerle ilgili değerlendirmelerimiz şu an itibarıyla tamamlandı” açıklamaları aniden siyaset gündemini değiştiriverdi.
 
Mahir Bey her ne kadar “şu an itibariyle değerlendirilmelerimizin tamamlanmış olması bundan sonra yeni değerlendirmeler olmayacağı anlamına gelmiyor" demiş olsa da verilmek istenilen mesaj anlaşılmıştı.
 
Parti sözcüsünün bu açıklamalarıyla adeta; “ikinci bir emre (karara) kadar kimse yerinden ayrılmasın” deniliyordu… Acaba neden?
 
- Böyle bir açıklama yapılmasına acaba neden ihtiyaç duyulmuştur?
 
- Dava idrakiyle hareket etmeyen ve partiye zarar verdiği iddia edilen belediye başkanı sadece 6 tane miydi?
 
- Yoksa belediye başkanlarının istifalarının istenilmesi yanlış bir hamle miydi?
 
- Partiye zarar verdiği düşünülen başkanların istifaları, acaba varlıklarından daha mı fazla partiye zararı dokunduğu tespit edildi de diğerlerinin istifalarından vazgeçildi?
 
***
İmdi, sebepler ne olursa olsun:
- İstifaya hazırlanan, ya da bütün istifa hazırlıklarını yapmış olan başkanlar, bu saatten sonra o koltukta oturdukları müddetçe; kime, nasıl güven verecektir? Veya güven verebilecek midir?
- Bu başkanlar bundan böyle “bakınız bizler iddia edildiği gibi, metal yorgunu falan değiliz, zannedildiği ve iddia edildiği gibi bizler dava idrakiyle hareket etmeyen ve partiye zarar verenler grubundan da değiliz” gibi bir hava içine girmezler mi?
 
- Bu başkanlar arasında şayet gurur ve kibirlerinden dolayı eleştirilenler ve yanlarına yaklaşılamayanlar varsa, ne kadar yanlış yaparlarsa yapsınlar, artık bundan böyle onları eleştirilebilecek, onların yanlarına yaklaşabilecek olanlar bulunabilecek midir?
 
- Bu başkanların bu saatten sonra koltukta oturmaları mı, yoksa ayrılmaları mı partiye daha zararlı olacaktır?
 
***
Birilerinin, hatta birden çok kişilerin partiye zarar verdikleri kesin… 
Zararın verildiği kesin olmayı kesin de; bu zarar verenler acaba kimler?
Partiye zarar verenler, partinin içinde yönetim kademelerinde bulunanlar mı, yoksa yönetim kademelerinde bulunmayan dışarıdakiler mi?
 
***
“Olsun be aldırma Yaradan vardır…  Sanma ki zalimin ettiği kârdır…
 Mazlumun ahı indirir şâhı…  Her şeyin bir vakti vardır.” (Yunus Emre)
 
Vesselam…
Ahmed Çıtlakoğlu 
02 Kasım 2017 / 13 Safer 1439