Paralel Yapı kurbanı Ak Partililer!..

Ahmed ÇITLAKOĞLU
Paralel Yapı ile mücadele dün hükümet politikası iken, bugün Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olduktan sonra devlet politikası olarak ele alınır oldu.

Devlet ve hükümet yetkilileri paralel yapıyı ihanet şebekesi olarak görüyor ve ısrarla üzerine gidiyor.

Yargıda, emniyette, eğitimde paralel yapı ile hala irtibatlı olanlar tasfiye ediliyor…

Ak Parti teşkilat kongrelerinde yönetim kurulu üyelerinin teşekkülünde cemaatle dirsek teması olanlara yer verilmiyor.

Cemaatin dershane ve okullarına çocuklarını gönderenler, cemaatin gazetelerini alanlar, televizyon programlarını seyredenler cemaatle irtibatlı değerlendiriliyor.

Geçen eğitim döneminde cemaatin okullarında ve dershanelerinde çocukları olan adaylara 30 Mart seçimlerinde (hem çocukların eğitiminin yarıda kesilmemesi hem de çocukları ve ailelerini mağdur etmemek için) pek dokunulmadı... Göz yumuldu da denilebilir.

Lakin yeni eğitim döneminde çocuklarını cemaatin okullarına ve dershanelerine hala göndermeye devam edenlere artık göz yumulmuyor…

En son misalini Karadeniz vilayetlerimizin birinde gördük…

Ak Parti Genel Merkezi, Merkez İlçe başkanı adaylığı için yetki verdiği (aynı zamanda il genel meclisi üyesi olan) birinin 15 gün sonra (kongreye iki gün kala) adaylık yetkisini geri aldı ve bir başkasına adaylık yetkisini verdi. Neticede yeni yetki verilen aday ilçe başkanı seçildi.

İl genel meclisi üyesi de olan ilçe başkanı adayının yetkisinin kaldırılma sebebi olarak, cemaatin okullarında çocuğunun olduğu iddia ediliyor…

Şayet bu iddia doğruysa, aynı zamanda il genel meclisi üyesi de olan bir Ak Partilinin hükümet ve devlet yetkililerinin ihanet şebekesi olarak vasıflandırdığı Paralel Yapı okullarından (yeni eğitim döneminde) hala çocuğunu almamış olması büyük bir gaflettir.

Ancak sorulması gereken esas sorular:

* Paralel Yapının okullarında çocuğu okuyan sadece bu il genel meclis üyesi midir?

* Şu an itibariyle bu okullarda çocuğu olan başka Ak Partililer yok mudur?

* Özellikle belediye başkanlarından, il genel meclisi ve belediye meclisi üyelerinden, il ve ilçe teşkilat yönetim kurulu üyelerinden acaba bu okullarda çocuğu olanlar var mıdır?

* Cemaat müntesipleri kendi liderlerinin talimatı dışında hareket etmezlerken, dün genel başkan Tayyip Erdoğan’ın “Bunların dershanelerinden ve okullarından evlatlarınızı alın, gazetelerini okumayın!” talimatına rağmen, bu sözlere kulaklarını tıkayanlara ve riayet etmeyenlere nasıl Ak Partili denilecektir?

* Cemaat okullarında çocukları olanlar bilindiği (ki bilinmiyorsa bilinmesi gerektiği) halde, bunlar hakkında hiçbir işlem yapmayan veya yaptırmayan o ilin il ve ilçe başkanlarıyla milletvekillerinin bu hadiselerde hiç sorumlulukları yok mudur?

* Bu isimler himaye edilmiş veya hala himaye edilmeye devam ediliyorsa, himaye edenler de himaye olunanlar kadar suçlu olmazlar mı?

30 Mart seçimlerinden önce âcizane bu tehlikeye dikkat çekmiştim… İşte 23.03.2014 tarihli yazımızda bu hususla alakalı bölüm:

“İktidar-cemaat tartışması…

İktidar-cemaat tartışmasında cemaat ağabeylerinin derdinin manadan ziyade madde olduğu anlaşılmıştır.

Sayın Erdoğan onlara onların anlayacağı dille hitap ediyor: “Bunların dershanelerinden ve okullarından evlatlarınızı alın, gazetelerini okumayın!” diyor.

- Ey cemaat okullarında ve dershanelerinde çocukları olan Ak Parti milletvekili ve teşkilat mensupları!..

Cemaat müntesipleri ağabeylerinin emirleri dışında hareket etmemeyi menfaatlerine uygun görürlerken, sizler nasıl oluyor da genel başkanınızın talimatını göz ardı ediyorsunuz?

Öyle anlaşılıyor ki Recep Tayyip Erdoğan 30 Mart’tan sonra (içersinde çete olduğuna hukuki delillerle kesin inandığı) ‘cemaatin hizmet gemisini’ batırmakta kararlı…

28 Mart’a kadar bu cemaatle ilişkilerini kesmeyenler (ister cemaat müntesibi, ister Ak Parti rozetini taşıyanlar olsun) özellikle idareci pozisyonunda olanlar bu kararsızlıklarının bedelini ağır ödemek zorunda kalacaklardır!

Geliniz ticari ve siyasi istikballerinizi tehlikeye atmayınız!”

Hâsılı kelâm…

Devlet ve hükümet yetkililerinin paralel yapı ve onlarla irtibatlı olanlara nasıl baktığı açıkça bilinmesine rağmen…

Ak Parti teşkilat birimlerinde aktif vazifeli olanların şahsi menfaatleri uğruna bu cemaatle hala dirsek teması devam ediyorsa; sadece kendilerini ateş hattına atmakla kalmazlar, kendilerini o mevkilere getiren ve tavsiye edenleri de ateş hattına atmış olurlar.

Bir kalpte, bir birine zıt iki sevgi aynı anda birlikte olmaz!..

Hem Ak Partiliyim diyeceksiniz, hem de Ak Parti hükümetinin ihanet şebekesi diye vasıflandırdığı kesimlerle maddi ve manevi dostluk bağlarını devam ettireceksiniz! Bunu nasıl izah edeceksiniz?

Kimse yanlış yorum yapmaya kalkışmasın… Cemaat mensubu olmak, onların okullarında çocuk okutmak suç da değil, ayıp da değil!

Ama bir Ak Partilinin, hatta teşkilat birimlerinde vazifeli bir Ak Partililerin cemaat okullarına çocuklarını emanet etmesi; siyasi nezaketle ve parti disipliniyle bağdaşmaz.

Artık saflar netleşmeli…

Unutulmamalı ki kimin kiminle irtibatlı olduğu artık pek gizli değil…

Muhtemelen il yönetimlerinde vazife alacaklar ve genel seçimlerde aday adayı olacaklar paralel yapı testine tabi tutulacaktır!

Belediye başkanlarından, il genel meclisi ve belediye meclisi üyelerinden, parti yönetim kurulu üyelerinden cemaatle irtibatlı olanlar, bir an önce, isimleri ifşa edilmeden durumlarını gözden geçirmelidir.

“Öyle Ucuz Değil Gül Koklamak... Gül Tutan Ele Diken Batmalı... Bir Aşka Gönül Veren O Aşkın Kapısında Yatmalı!” (Necip Fazıl Kısakürek)