Cumhurbaşkanım! Sayın Recep Tayyip Erdoğan!..
Lütfen etrafınızı kuşatmış, ayağınızın altını boşaltmaya çalışan, halkın güven duymadığı ve gayet iyi bildiği şahsiyetleri artık sizler de görünüz ve etrafınızdan uzaklaştırınız!
Aksi halde 7 Haziran ve 31 Mart sonuçlarının müsebbibi, küskünler ordusunun kahramanları kadroyla 23 Haziran’da farklı sonuç beklemek hayal olabilir!
Görülen o ki, bugüne kadar sizlere yanlış rapor verip yanlış yönlerdirme yapanlar yine vazife başında.
Öncelikle basın danışmanlarınızdan ve metin yazarlarınızdan başlayınız!
Sizlerin iyiliğini isteyen, istikrar ve huzurun bozulmaması için gayret gösteren samimi ve hasbî dava ve gönül erleri dostlarınızın, münevver kanaat önderleri ve yazar-çizer basın mensuplarının özelikle son bir yıldır yazdıklarına lütfen bi’göz atınız!
***
Sayın Cumhurbaşkanım!..
Sanki esas kaybettiğimiz kamufle edilip yanlış yerde arama yapılıyor!
Kaybedilen güven duygusudur.
Bir şey nerede kaybedilmişse orada aranır.
Kaybedilen güven de kaybedildiği yerde aranmalıdır.
Malum güven kendiliğinden buharlaşarak kaybolmaz.
Bir yerde güven duymayanlar varsa, orada güvensizliğe sebep olanlar da var demektir.
Küskünlerin olduğu yerde küstürenler de var demektir.
Küskünlerin gönlünün kazanılması, küstürenlerin etrafınızdan uzaklaştırılmasına bağlıdır.
Bu neşter, Bağdat harap olmadan, iş işten geçmeden bir an önce acilen vurulmalıdır… Bir kısmı Bayramdan önce, bir kısmı Bayramdan sonra, 23 Haziran’dan önce mutlaka yapılmadır.
23 Haziran’dan sonra da acilen il ve ilçe teşkilatlarına neşter vurulmalıdır.
İl ve İlçe teşkilatlarında mutlaka iyi niyetli dava adamı gönül erleri de bulunmaktadır.
Lakin etkili ve yetkili konumlarda söz sahibi olanların ekserisinin ülkeye ve millete hizmet için değil kendilerine ve yakınlarına hizmet için oralarda oldukları bilinmektedir. En azından kamuoyundaki genel kanaat bu istikamettedir. Onların sahte alkışları sizlere değil kendi menfaatlerinedir. Onların endişesi sizlerin siyasi gücünüzün zayıflamaması için değil, kendi menfaat konumlarının zayıflamaması içindir.
Taşra teşkilatlarındaki sıkıntı, genel merkezdeki (tavandaki) sıkıntılı şahsiyetlerin tezahürüdür.
Kamuoyundaki genel kanaat o dur ki, teşkilat birimlerinin oluşturulmasında ve aday tespitlerindeki kriter; ehliyet ve liyakat değil, kendilerini tensip ve teklif edenlere sadakattir, teslimiyettir. “Ben seni kolluyorum, sen de beni kolla” mantığıdır.
***
Sayın Cumhurbaşkanım!
Genel hizmet projeleri kapsamında da olsa seçimlere yönelik maddî taahhütlerin gönülleri kırgın küskünlere pek faydası olmayacaktır.
Gönülleri kırgın küskünlere maddî taahhütler, kaybettiğimizi başka yerde arama cümlesindendir.
Bu nevi taahhütler karşı tarafın elini güçlendirecektir.
***
Sayın Cumhurbaşkanım!..
Bazen diyorum ki, “bugüne yazdın da ne oldu, ne faydası oldu, senin yazdıklarına itibar eden mi oldu. Bundan sonra yazacaksın da ne olacak, ne faydası olacak. Bırak ne yaparlarsa yapsınlar!”
Lakin sorumluluk duygumun ağır basmasıyla; “Kim ne yaparsa yapsın, sen vazifeni yapmaya devam et. Aynı gemide birlikte olduğunuz kişilerden bir kısmı gemiyi delmeye çalışırken sükût edemezsin. Belki gemi battığında sen de batacaksın, ama hiç değilse yarın hesap gününde “gemiyi delenlerle niçin mücadele etmedin” sualine muhatap olmayacaksın” diyor ve yoluma devam ediyorum.
***
“İkiyüzlü çıkarcı insanlardan uzak durmak çok zordur. Onlar yapmacık sevgilerini gösterip içlerinde kötülüğü saklarlar. Onları hoşnut tuttuğun sürece sana sevgi duyarlar. Sen bir şeyler verdikçe, mutlu olurlar. Verili olmaktan geri kalırsan sana zehirlerini akıtırlar.” (Hz. Ali)
Vesselam…
Ahmed Çıtlakoğlu
02 Haziran Pazar 2019 / 28 Ramazan 1440