İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun talimatıyla Giresun İl Özel İdaresinde küçük bir operasyon yapılmış, Genel Sekreter Hüseyin Taşkın görevden alınıp yerine (kurumda önceden teftişle görevlendirilmiş olduğu söylenilen) müfettiş kayyum olarak atanmıştı.
Yeni Genel Sekreter Kayyum tarafından (tabir caizse ayağının tozuyla) görevden alınan eski Genel Sekreter Hüseyin Taşkın’a spor kulüplerine ( 3 yıl önce) 1.000.000 liralık usulsüz ödeme yapıldığı gerekçesiyle zimmet çıkartılıyor… Ve bu paranın da bir (1) ay içinde kuruma iade edilmesi isteniliyor.
Yeni Genel Sekreterin tebrik ve takdire şayan bu uygulamasında ince bir ayrıntı fevkalade dikkat çekici: zimmet yazısındaki imza, kayyum genel sekretere değil de usulsüz ödemenin yapıldığı dönemde de genel sekreterle birlikte çalışan genel sekreter yardımcısı Hüseyin Külekçi Bey’e ait!.. Burada “verilmek istenilen ince bir mesaj olmalı” ama acaba ne?.
Zimmet tebligatında zikredilen (3 yıl öncesine ait) usulsüzlüğün kısa sürede tespiti mümkün değil… Muhtemelen bugünün Kayyumu, dünün müfettişi; bu tespitlerini müfettiş olarak çalıştığı sürede raporlamış olmalı…
Dolayısıyla bu zimmet eyleminin sadece bununla kalmayacağı, sanki arkasının da geleceği dair bir işaret fişeği olduğu anlaşılıyor…
Ancak böyle bir uygulamayı tebrik ve takdir ederken, aynı zamanda da merak ediyor ve soruyoruz:
Bu durumdan (hukuksuzluk ve usulsüzlüklerden) sadece kurum çalışanları mı suçlu ve sorumludur?
Bir Genel Sekreterin siyasî iradenin talimatı olmadan böyle bir ödeme yapması mümkün olabilir mi, ya da böyle bir ödeme yapmaya cesaret edebilir mi?
Görevden alınan Genel Sekreter ve kurum çalışanlarından hesap sorulurken, onları himaye etmesi, ya da onlara talimat vermesi muhtemel siyasîlerden de acaba hesap sorulacak veya sorulabilecek midir?
***
Kayyum Genel Sekretere “art niyet” suçlaması!..
Ne tevafuktur ki, yeni Genel Sekreterin eskilere zimmet yazısını gönderdiği esnada, sanki eş zamanlı olarak aynı saatlerde eski genel sekretere gönderilen resmi zimmet yazısı bir taraftan da basına sızdırılıyor…
Ve spor kulüplerine (3 yıl önceye ait) bu usulsüz ödemeyle alakalı tespit ve tebligat hakkında bugünün kulüp yöneticilerinden: “Bu müfettiş art niyetlidir... Giresun’da değil de başka bir ilde bunu yapabilir miydi?” gibi açıklamalar yapılıyor…
Yine ne gariptir ki, kulüp yöneticilerinden böyle bir açıklama yapmasından sonra bir milletvekilinin de kulüp yöneticilerini ziyarete gidip ona destek verdiğine dair resim ve haberler basına servis ediliyor…
İşte bir merak mevzuu daha:
Milletvekilinin kulüp yöneticilerine bu desteği, acaba özel idareye zimmet haberinden önce midir, yoksa sonra mıdır?..
Sayın Milletvekili, spor kulübünü önceden ziyaret etti de basında yer alan resimli haber, tekraren mi servis ediliyor?
Şayet bu ziyaret, zimmet haberinden sonra olmuş ise; bu ziyaret, zimmeti çıkartan Müfettiş Bey’e karşı “bizler milletvekilleri olarak, sizlerin usulsüz ödeme yapıldı dediğiniz spor kulübünün arkasındayız, bu zimmet tebligatını da uygun görmüyoruz” anlamında gözdağı sayılmaz mı?..
Dahası böyle bir ziyaret bundan sonraki incelemeleri durdurun ve üzerine de gitmeyin anlamına gelmez mi?.
***
Bu nasıl bir siyaset mantığıdır ki: İktidarın Bakanı; hakkında sağır sultanların dahi duyduğu iddialarla çalkalanan bir kuruma “iddiaları incele ve gereğini yap” diye kayyum atayacak, lakin iktidarın milletvekili, kayyumun icraatlarını gölgeleyecek veya o anlama gelecek hareketlerde bulunacak?!..
***
Malum, kimin ne yaptığı ve ne konuştuğu değil, kamuoyunun o kişinin sözlerinden ve hareketlerinden ne anladığı önemlidir…
Hareketlerin de dili vardır.
Ve gerçekler ayrıntılar da gizlidir.
***
“Kurdun kafasını, halkın koyunlarını paraladıktan sonra değil, önce kesmek gerekir.” (Şeyh Sadi)
Vesselam…
26 Eylül 2020 C.tesi / 09 Safer 1442