Eskiden karakollarımıza hainler bir saldırıda bulunduklarında ancak 1-2 gün sonra karşılık verilebiliyordu…
Bugün ise saldırılardan 1-2 dakika sonra anında karşılık veriliyor… Hem de aynı anda 30-40, bazen 60-70 uçakla birlikte!
Eskiden jandarma ve polislerin yakalayıp yargıya teslim ettiği terör sanıkları mahkemelerden ellerini kollarını sallayarak ve zafer işareti yaparak çıkıyorlardı…
Bugün ise yargıya teslim edilen sanıkların çoğunun tutuklandığı görülüyor.
Operasyonlarda takdir-e şayan bu kararlılığı ve hassasiyeti gösteren başta Başbakan ve Genelkurmay Başkanı olmak üzere…
Medâr-ı iftiharımız:
- Subay ve astsubay bütün komutanlarımıza, pilotlarımıza ve erlerimize…
- Yurt içi eşzamanlı operasyonları başarıyla yürüten valilerimize, emniyet müdürlerimize ve polislerimize…
- Doğru ve adil kararla teröristleri tutuklama cesareti gösteren savcı ve hâkimlerimize; takdirler ve tebrikler!
***
Haber analizi…
“Demek ki Erdoğan doğru yolda ve çok mütevazi!..”
İngiltere'de yayımlanan Economist dergisinin bu haftaki sayısındaki bir makalede:
- Türkiye'nin Batılı müttefikleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan giderek daha da fazla rahatsızlık duyduklarından…
- Erdoğan'ın "aşırı derecede kendini beğenmiş" ve “aksi” bir kişiliğe sahip olduğundan bahisle;
"AK Parti, cumhurbaşkanının entrikacılığını dikkate almayarak merkezdeki bir partiyle koalisyon kurmalı ve Kürtlerle barış müzakerelerine devam etmeli. PKK da yeniden ateşkes ilan etmeli." deniliyor.
Emperyalist batılı ülkelerin, hassaten İngiltere’nin ülkemiz ve milletimiz hakkında hayırlı rüya görmedikleri tarihi bir hakikat iken…
Ve Yedi Sekiz Hasan Paşanın “Bir iş yapacağım zaman İngiliz ve Rus sefirini çağırırım. Onlar ne tavsiye ediyorlarsa aksini yaparım. Çünkü bilirim ki onlar memleketim ve milletim lehine hayırlı rüya görmezler!” ferasetinden hareketle…
Son operasyonlardan ve Türkiye’nin aldığı kararlardan batılı ülkeler ve İngiltere rahatsızlık duyuyorsa:
- Demek ki Erdoğan doğru yolda ve çok mütevazi!..
- Demek ki Türkiye operasyonlarda çok başarılı!..
- Demek ki PKK ve sair terör örgütleri köşeye sıkıştı!..
- Demek ki Ak Parti koalisyon kurmamalı!..
- Demek ki operasyonlar devam etmeli!
***
Haber analizi…
“Ayakta alkışlanacak sözler!..”
Başbakan Ahmet Davutoğlu diyor ki:
“- Kamu düzeni çok önemli… Kamu düzeni yoksa ay sonunda maaş alıp almayacağınız belli olmaz. İşverenseniz yaptığınız yatırımın karşılığını alamazsınız. - Kamu düzeninin olmadığı yerde din ve vicdan hürriyet hayat hakkı fikir hürriyeti ve girişim hürriyeti de olmaz.
- Kamu düzeni, güvenlik ve özgürlük bir arada olmalı.
- Türkiye'de kamu düzenini sağlayacağımızdan emin olun.
-İstanbul'un herhangi bir semtinde bundan böyle kamu ve güvenliği tehdit eden gösterilere izin verilmeyecek.
- Bir daha sokaklarımız vandalların hareket alanı haline gelmeyecektir.
- Askerimize bir kurşun sıkanın bedeli o hedefin tümünün silinmesiyle karşılık bulur.”
Sayın Başbakanın bu sözlerinden alınması gereken mesaj:
“- Bu güne kadar Vandalların sokaklarımızda gösterdikleri aşırı taşkınlıklara, yakıp yıkma gibi eylemlere devletin aynı oranda karşılık vermemesi, devletin acziyetinin bir göstergesi olarak değil, çözüm sürecinin sağlıklı yürümesi için devletin iyi niyetli bir tahammül gücü olarak değerlendirilmeli.
- İşte sabrın da bir sınırı var!.. Devletin iyi niyetli ve sabırlı tavrını acziyet gibi gören ve istismar edenlere devletimiz esas gücünü bundan böyle tavizsiz gösterecektir!
- Kamu düzeni her vatandaşımız için önemlidir. Kamu düzeninin sağlanması hususunda herkes devlete yardımcı olmalıdır.”
Sayın Başbakanın bütün sözleri altı çizilecek kadar önemli… Fakat “Askerimize bir kurşun sıkanın bedeli o hedefin tümünün silinmesiyle karşılık bulur” ifadeleri çok daha önemli!
***
Haber analizi…
“Bahçeli’nin ince siyaseti!.. Ak Parti hükümetine destek!”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, seversiniz sevmezsiniz, fikirlerini eğip bükmeden dobra dobra, alışılmışın dışında bir üslupla ifade ediyor… Söz ve fiillerinde gizlediği ince siyaset de bazen zamanla anlaşılıyor…
Son misali meclis başkanlığı seçiminde görüldü!
Sayın Bahçeli, CHP’nin Meclis Başkan adayı Deniz Baykal’ı MHP grup odasının kapısında bizzat karşılayıp, takriben 60 dakika zaman ayırırken, Ak Parti meclis başkan adayı İsmet Yılmaz’ı MHP Genel Sekreter Yardımcısına karşılatıp sadece 4 dakikalık bir zaman ayırmıştı.
“Bu nasıl bir siyasi nezaket?” diye eleştirilen bu tavır; bilahare anlaşılmıştı ki, Ak Parti adayı Sayın Yılmaz’ı Meclis Başkanı seçtirmenin bir zemini ve takiyyesi imiş!
Bu defa, Devlet Bahçeli (Twitter hesabında) diyor ki:
“Artık, AKP ile CHP zamana oynamayı bırakmalı, top çevirmeyi terk etmeli, derhal ve çok acil koalisyonu kurup Türkiye'nin önünü açmalıdır. Buhrandan buhrana yuvarlanmamızın, huzur ve sükûnet bulamayışımızın derinlik ve genişlik kazandığı bu şartlarda kimse ipe un sermemelidir.
AKP ve CHP’ye diyorum; oyalanmayın, savsaklamayın; buyurun hükümeti kurun ve terörün kökünü kazıyana kadar da mücadele edin.”
Bu açık ifadelerin arkasındaki gizli mesaj nasıl okunmalı?
Sayın Bahçeli açıkça ifade ediyor ki:
“Ey Ak Parti!.. Ülkenin huzur ve sükûneti için, terörün kökünü kazıyana kadar da mücadele etmek için bir an önce CHP ile hükümeti kurun!.. CHP hükümet kurmaya yaklaşmıyor, işi oyalıyor ve savsaklıyorsa sizler oyalamayın ve savsaklamayın!.. Bizler MHP olarak, tekrar seçime gitmek üzere kuracağınız hükümeti dışarıdan desteklemeye hazırız!”
Demek ki, Türkiye Sayın Bahçeli’nin bir ters köşesine daha şahit olacak!
Evet, Sayın Bahçeli’nin mesajı doğru okunmalı ve bir an önce gereken adımlar atılmalı.
“İnsanlar pek çok şeyi öğrenmişler; kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi… Fakat çok basit bir şeyi, ‘kardeş gibi yaşamayı’ öğrenememişler! (Martin Luther King)