Enflasyon canavarı nasıl azdı, kim azdırdı?..

Ahmed ÇITLAKOĞLU

 Nerede hata yaptık?.. Ya da nerede hata yapıyoruz?

 
***
Başkanlıksa, eyvallah dedik, işte Başkanlık!..
Güçlü Meclisse, işte güçlü Meclis!..
Milletin desteğiyse, işte yüzde 50’nin üzerinde millet desteği!..
 
Muhalefet desteğiyse, işte MHP’nin desteği!..
Muhalefetin anası zaten çocuklarıyla meşgul… Başını kaşıyacak hali yok… Başını kaldırıp iktidar ne yapıyor diyecek mecali yok!.. Dolayısıyla dolaylı destek!
 
Eskiden Geziciler diyorduk, PKK’lıların sokak eylemleri diyorduk, FETÖ’cülerin kurumlara sızma eylemleri diyorduk; elhamdülillah artık onlar da yok!
 
Elhamdülillah, 16 yıllık iktidar döneminde kurum ve kuruluşlara yerleşmiş fren vazifesi gören geçmiş dönemlerden kalma fosilleşmiş kadrolar da temizlendi!
 
Dahası boğaz köprülerinden havalimanlarına, hızlı trenlerden metrolara varıncaya kadar devasa yatırımlara, Cumhuriyet döneminde görülmemiş bol kepçe teşviklere rağmen; bu enflasyon canavarı nasıl azdı, kim azdırdı?
 
***
2018 yılı enflasyon tahminleri niçin sık sık revize edildi?
Merkez Bankası Başkanı yılbaşında (30 Ocak 2018) yaptığı açıklamada “2018 sonunda enflasyonun %70 ihtimalle yüzde 6,5-9,3 aralığında  (orta noktası yüzde 7,9), 2019 sonunda ise yüzde 70 ihtimalle  yüzde 4,7-8,3 aralığında (orta noktası yüzde 6,5) gerçekleşeceğini” tahmin ettiklerini söylerken; yıl ortasında (31Temmuz 2018) “yüzde 8.4 olan yılsonu enflasyon tahminini 13.4'e, 2019 sonu için yüzde 6.5 olan enflasyon tahminini de yüzde 9.3'e yükselttiklerini” söylüyordu.
 
Bu defa Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 20.8, 2019 sonu tahminini de yüzde 15.9 olarak açıklıyor.
 
Enflasyon rakamlarını açıklayanlara bir kusur atfedilemez. Zira onlar nihayet oluşan icraatın yansımasını, çekilen röntgeni açıklıyorlar.
 
Dahası Bakan Albayrak, 2019 ve 2020’lerde büyüme hızının da düşeceğinden bahsediyor.
Büyüme hızının düşmesi demek, yatırımların azalması demektir.
Yatırımların azalması demek, üretimin düşmesi, işsizlik oranlarının yükselmesi demektir.
 
İktidarın özellikle son iki yıldır verdiği bunca yatırım teşviklerine rağmen işsizlik oranlarında düşme olmamışken, gelecek önümüzdeki yıllarda yatırımların kısılmasıyla artacak işsizlik ve azalacak üretim enflasyon canavarını daha da azdırmaz mı?
 
***
Sahi verilen bunca yatırım teşviklerine rağmen işsizlik oranlarında azalma olmadığına göre, yoksa yatırım teşvikleri yatırım sahalarının dışında mı kullanıldı?
Verilen bu teşviklerin kontrolü acaba ne derecede yapılıyor?
***
Başkan Sn. Erdoğan, kriz de yok diyor.
Başkan kriz yok diyorsa, kriz yoktur. Ona da inanırız.
 
Ancak onun Bakan ve bürokratlarının açıklamalarına pek inanamıyoruz!
Hani Hz. İbrahim, “Rabbim! Bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster” demişti de Allah da ona “İnanmıyor musun?” deyince, (Bakara, 260) “Hayır (inandım) ancak kalbimin tatmin olması için” demişti ya, işte o misal!
 
***
Madem kriz miriz yok, o halde bu enflasyon tek haneden tekrar 20’lerin üzerine nasıl çıktı, kim çıkarttı?
 
Bir yıl içinde enflasyon tahmin rakamları sık sık neden revize edildi?
Üç ay önce açıklanan rakamlar bugün revize ediliyorsa, bugün açıklanan rakamların üç ay sonra revize edilmeyeceği ne malum?
 
Kaybettiğimiz şeyi yoksa başka yerlerde mi arıyoruz?
Bir yerlerde yanlış mı yapıyoruz?
Yoksa içeride görülmeyen, fark edilmeyen metal çürümesi var da farkın da mı değiliz?
 
Bakan, yeni ekonomik paketi açıklıyor, daha açıklama bitmeden, açıklanan metinler yeterince tahlil edilmeden ekran bülbülü allame ekonomistlerden olumlu yorumlar gelmeye başlıyor.
Yoksa Bakanın yaptığı o açıklama metinlerini bu allame ekonomistler mi hazırlıyor?
 
***
Mesnevide anlatılan uzun bir hikâyenin sonun verilen bir mesaj vardır: “Cariyenin tedavisi neticesinde padişahın ihsanına uğramayı ümit eden doktorlar “bilmiyoruz”  demediler; birçok ilaçlar verdiler fakat hastayı tedavi edemediler. Hâlbuki kendilerinin bu tedaviden aciz kaldıklarını ve ehil bir doktor bulunması gerektiğini söyleyebilecek olgunlukta olsalardı, hasta o kadar sıkıntı çekmeyecek ve şifası gecikmeyecekti.” 
 
Keşke iktidarın bugünkü ekonomik durumunu hazırlayan allame ekonomistler de Mesnevideki doktorlar gibi “uygulamada aciz kaldıklarını ve ehil ekonomistler bulunması gerektiğini” söyleyebilecek olgunlukta olsalardı!
 
 
 
***
Hâsılı kelam:
-Gidişat pek hayra alamet gözükmüyor!..
-Belli ki bu mesele hamasi nutuklarla halledilebilecek gibi değil!
-Daha fazla gecikmeden pansuman değil, ameliyatlık şok tedbirler alınmalıdır.
-Katar Emiri’nin gösterdiği yardım hassasiyetini öncelikle AK Parti iktidarında servetine servet katan, hani şu Türkiye’nin zenginleri listesinde ilk 100’ler arasında yer alan ünlü iş adamları da göstermelidir.
-Öncelikle gelinen durumda payı olan ekonomi danışmanları ve bürokratlar istirahata çekilmeli… 
-Bugüne kadar devletin ekonomik politikalarında söz sahibi olmuş başarılı bakan ve bürokratlarla istişare edilmeli, üniversitedeki eski-yeni uzmanlardan istifade edilmelidir.
 
*** 
Bu ara imkanı olanlara, Mesnevideki;
-Boyacı küpüne düşen ve bu yüzden tavusluk iddiasında bulunan çakal,
-Kuyruk derisiyle bıyıklarını yağlayıp etrafındakileri yağlı yemekler yediğine inandırmaya çalışan adam, 
-Halkın kendisine rağbet ederek saygı göstermesi amacıyla kavuğunun büyük görünmesi için bez parçaları ile dolduran hukukçu (fakih) hikâyelerini de tavsiye ederiz.
 
***
“Sizi övenlerden çok, öğüt verenlere bağlanın.” (Boiteau)
 
Vesselam…
Ahmed Çıtlakoğlu
21 Eylül 2018 / 11 Muharrem 1440