Doğu Türkistan'da Çin zulmü..

Ahmed ÇITLAKOĞLU

 Doğu Türkistan’da Müslüman Uygur Türkleri Çin zulmü altında inliyor… Zulüm ve vahşet bütün dehşetiyle hala devam ediyor… 

 
Doğu Türkistan’da akan kan ve gözyaşı; Müslüman Türk kanı ve gözyaşı…  Lakin ne seslerini duyan, ne de gözyaşlarını gören var!
 
Sözde (sahte) insan hakları savucusu şu BM’nin 5’lisi başta olmak üzere emperyalist batılı devletler ve dünya Müslümanları, bu mazlumların seslerini duymak ve gözyaşlarını görmek istemiyorlar… Kulaklar tıkanmış, gözler perdelenmiş.
 
Gören ve duyan duyarlı Müslümanlar ise bir şey yapamamaktan ve çaresizlikten muzdarip!
 
Birleşmiş Milletler (BM), bir milyona yakın Uygur Türkünün 'terörizmle mücadele' gerekçesiyle zorla kamplarda tutulduğu yönündeki haberlerin 'son derece endişe verici' olduğunu, Çin'in Uygur Türklerine yönelik zulmünden endişe duyduğunu ve Çin'in bu mahkûmiyete son vermesini istiyor.
 
Eee… BM böyle istiyor da ne oluyor?.. Bu söylemlerin mağdur mazlumlara bir faydası var mı? Zalimlerin zulmünün kırılmasına bir etkisi oluyor mu? Hayır.
BM sadece konuşmak veya konuşmuş olmak için mi vardır? Maalesef öyle.
 
***
Türkistan, Orta Asya’nın kuzeyde Sibirya; güneyde Tibet, Hindistan, Afganistan ve İran; doğuda Gobi çölü; batıda Hazar Denizi arasında uzanan bölgeleridir.
 
Türkistan’ın batı bölümü Çarlık Rusya’sı tarafından 1865’te işgal edilince Batı Türkistan ya da Rus Türkistanı olarak adlandırılmış, Türkistan’ın doğusu ise günümüzde Doğu Türkistan, Çin Türkistanı ya da Uygurluların tabiriyle Şarki Türkistan olarak adlandırılan yerler olmuştur. 
 
1924 yılında Sovyetler Birliği’nin kurulmasıyla Batı Türkistan; Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Tacikistan olmak üzere 5 cumhuriyete bölünmüştür. Bu 5 cumhuriyet 1991’de Sovyetler dağılınca bağımsız olmuştur.
 
Çin’in idari bölgelerinin en büyüğü olan Doğu Türkistan ya da Çinlilerin Çin Sincan Uygur Özerk Bölgesi, kuzeyinde Rusya; batısında Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan; güneybatısında Afganistan; güneyinde Pakistan, Hindistan; kuzeydoğusunda ise Moğolistan ile sınırlara sahiptir.

 
Doğu Türkistan 1949 yılından bu yana Çin Halk Cumhuriyeti’nin siyasi ve iktisadi kontrolü altındadır. 
 
Doğu Türkistan, Uzak Doğu ile Avrupa’yı ve Asya’yı, Sibirya ile Güney Asya’yı bağlayan yolların kavşağındadır. Doğu Türkistan jeopolitik yeri ve sahip olduğu yeraltı kaynakları ile sadece bölgesel değil uluslararası öneme sahip… Yüzölçümü 1.828.418 kilometrekare, nüfusu 40 milyon… Bu nüfusun yüzde 45’i Uygurlardan, yüzde 40’ı ise Çinlilerden oluşmaktadır. Geri kalanının da önemli bir kısmı Müslüman olan Kazaklar, Kırgızlar, Özbekler, Tacikler, Çinli Müslümanlar gibi muhtelif azınlıklardan meydana gelmektedir.
 
Doğu Türkistan’ın yeraltı zenginliklerinin başında petrol ve doğal gaz gelmektedir.
Doğu Türkistan’ın orta bölgesinde yer almakta olan tarım havzası geniş petrol rezervlerine sahip… 
Doğu Türkistan’dan çıkarılan petrol, Çin’in petrol üretiminin yüzde 60’ını, kömür rezervleri Çin’in toplam kömür rezervlerinin yarısını oluşturmaktadır. Çin’in toplam maden ocaklarının yüzde 85’i Doğu Türkistan’da yer almaktadır. Kızıl Çin topraklarında çıkarılan 148 çeşit madenin 118 çeşidi Doğu Türkistan topraklarında yer almaktadır.
 
Doğu Türkistan, jeopolitik konumu ile Orta Asya’nın kopmaz bir parçası olduğundan tarih boyunca Çin için savaş sebebi olmuştur.
 
***
Doğu Türkistan’da zulmün gerekçesi nedir?
Doğu Türkistan’da Müslüman Uygur Türklerine yapılan zulmün görünen sebepleri olarak etnik ve dini farklılıklar olarak algılansa ve gösterilmiş olsa da, yapılan zulmün altındaki esas sebep; terör merör bahane, Doğu Türkistan’ın jeopolitik konumu ve sahip olduğu yeraltı kaynaklarıdır.
 
 
 
***
Neden hep Müslümanlar zulme maruz kalıyor? 
Her nerede olursa olsun (Doğu Türkistan’da, Suriye’de, Myanmar’da Arakan’da, Filistin’de, Gazze’de, Mısır’da ve sair bölgelerde) Müslümanlar gözyaşı ve kan döküyorsa; orada zalim ve despot idareciler yönetimde demektir. 
 
Bir yerde vahşet ve zulüm varsa, orada Müslüman olmayan idarecilerin saltanatı hüküm sürüyor, gözler Müslüman idarecileri arıyor demektir.
 
***
Ey Müslüman! Bir hayat göster, canlan!.. Uyan derin uykudan! 
 
Bugün dünya Müslümanlarının kan ve gözyaşı dökmesinin sebebi; Müslümanların birlik olamaması, güç oluşturamamasıdır.
Dünya Müslümanlarının zulüm altında ezilmesi; bir manada Müslümanların zalimlere karşı güç oluşturmalarının ehemmiyet ve zaruretinin de işaretidir.
 
Kaybettiğimiz değerleri nerede ve nasıl kaybetmişsek kaybettiğimiz yerde aramalıyız!
Zulmün şiddeti bir manada doğum sancısı gibi değerlendirilebilir.
 
 
 
Muhammed İkbal, ''bir topluluk kendini değiştirmedikçe, Allah onların hâllerini değiştirmez” ilkesinin gerçekleşmesi için derin uykudan uyanmanın şart olduğunu vurgulamak için ''Zeburu Acem” adlı eserinde şöyle haykırıyor: 
 
''Derin uykuya dalan gonca, uyan, uyan kalk! 
Nergis gibi gözünü açıp etrafına bak.
Safâ sarayımızı keder, talan etti bak. 
Kuşlar ötüyor, uyan! Ezanlar okunmada... 
 
Bu ateşli feryatlar, 
Her tarafı kavurdu. 
Her tarafta bir figan... 
Uyan derin uykudan! 
Derin uykudan uyan! 
Bak bütün Şark ne hâlde! 
 
Külü göğe savrulmuş...
Boğulmuş bir inilti, susuyor, eseri yok 
Bu kaybolmuş bir feryad. 
Bu toprakta her zerre bir muzdarip nazardır.
 
Hindistan'dan isyan et, Semerkand'dan, Irak'dan 
Hemedan'dan tuğyan et! 
Bir hayat göster, canlan! 
Uyan derin uykudan! 
Derin uykudan uyan!”
 
***
Doğu Türkistanlı mazlum kardeşlerimiz bizlerden en azından duâ bekliyor!..
Sadece sözlü duâ değil kavli duâ da bekliyor.
 
Doğu Türkistanlı kardeşlerimize duâ ederken, aynı zamanda onlara zulmeden zalim Çinlilere de tepki gösterilmeli. Çinlilere yapacağımız en hafif tepki: Çin mallarını boykot edip, Çin mallarını; almamak, satmamak ve kullanmamaktır.
 
***
Doğu Türkistanlılara yapılan Çin zulmüne devlet erkanından yeterli tepki yok!.. Acaba neden?
Filistinli ve Arakanlı kardeşlerimize yapılan zulümlere gösterilen haklı ve yerinde tepki Doğu Türkistanlı kardeşlerimize gösterilmiyor acaba neden?
 
Doğu Türkistanlılara yapılan zulüm, Filistinlilere ve Arakanlılara yapılan zulümden daha mı hafiftir?
Yoksa Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin bu zulmü hak ettiklerine dair bir düşünce mi hakimdir?!..
 
***
“İnsanlar bir kötülüğü görür de değiştirmezlerse, Allah Teâlâ genelde hepsine azap eder. Allah’a yemin ederim ki, ya iyiliği emreder, kötülükten men edersiniz yahut Allah sizin üzerinize şer odaklarınızı kullanır da onlar size en kötü azapları getirirler, sonra iyileriniz dua eder de kabul edilmez.” (İbn Mâce, Fiten 20; Ebu Davut, Mesakin, 17)
 
“Mü’minler birbirini sevmekte, birbirine acımakta, birbirini korumakta bir vücut gibidir. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvları da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa dûcâr olur.” (Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Birr, 66)
 
Vesselam…
Ahmed Çıtlakoğlu 
20 Ocak 2019 / 14 Cemâziyelevvel 1440