AK Parti Kadın Kolları Genel Başkanlığı, gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak’ın bir yazısında sözde kendilerine hakaret edildiği iddiasıyla 81 vilayette (bütün kadın kolları başkanları eliyle) eş zamanlı olarak suç duyurusunda bulunuyor…
Dilipak’ın dilini beğenmeyen AK Kadınlarının tek kalemden çıkmış, kopyala yapıştır yapılarak 81 vilayete gönderilen ve 81 vilayetin il başkanlarına okutulan basın bildirisindeki üslup dikkat çekici:
“Partimizin içinde bir fitne ve bölünme vesilesi olacağı ümidiyle, sözde bizimle birlikte siyasi hareketin içindeymiş gibi görünen ama aslında kirlenmiş ve dar zihniyetli gazeteci ve sosyal medya fenomenleri karşısında asla susmadık, susmayız.”
***
Bu üslup, ahlakî ve manevî değerlere bağlı Müslüman Türk kadınlarının, hanımefendilerin dili olamaz!..
Bu üslup, AK Hanımefendilerin üslubu olamaz!..
Bu üslup, AK Parti Hanım Kolları Başkanı Hanımefendinin de dili olamaz!..
Bu bildiriyi muhtemelen AK Parti içinde AK Parti davasını anlamamış (ya da çok iyi anlamış!), Sayın Erdoğan’ın da sık sık dile getirdiği "bunlardan AK Parti teşkilat mensubu olmaz" dediği birileri hazırlamış olmalı!..
***
Bu sözde suç duyurusu bildirisi AK Parti’ye kurulmuş bir tuzaktır…
Tam da AK Parti’nin kaymaya başlayan tabanını tutmaya gayret gösterdiği bir dönemde sanki tabandaki kaymayı hızlandırmak için hazırlanmış bir tuzaktır!..
Abdurrahman Dilipak o tuzağın bir yemidir!..
Dilipak sıradan bir gazeteci ve yazar değildir…
Terör örgütlerinin gayesi nasıl ki adam öldürmek veya bir yerleri yakmak yıkmak değil de ses getirmek ise; Dilipak da ses getirmek için seçilmiş bir bomba(!)dır..
***
Dilipak ki, ne yazdığını, neyin suç olup olmadığını gayet iyi bilen tecrübeli bir gazetecidir…
Ömrü mahkeme koridorlarında geçen, bugün sözde bizden denilen kişiler yokken, belki de doğmamışken bu davanın çilesini çeken ve bayraktarlığını yapan ender ve önder samimi bir dava ve gönül eridir!..
***
Abdurrahman Dilipak; kendi de pak, dili de pak olan, pak oğlu pak olan…
Zulmü ve zalimi alkışlamayan, mazlumun hissiyatına tercüman olan…
Davası uğruna bedel ödeyen…
Gelenin keyfi için geçmişe sövmeyen..
Gözünü budaktan, sözünü dudaktan esirgemeyen..
Milli Görüş mücadelesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte aynı karda yağmurda yıllarca ıslanan, aynı çamurlu yollarda yürüyen, muvahhid ve mücahid bir gazeteci ve yazardır..
***
81 vilayette eş zamanlı suç duyurusu hamlesinde hedef Dilipak olamaz…
Muhtemelen Dilipak’ın şahsında bir yerlere mesaj göndermek olmalıdır…
Ancak bu, çok yanlış bir taktik, çok basit ve acemice bir eylemdir!..
Bu eylemin AK Parti’ye bir getirisi olmayacak, lakin götürüsü çok olacaktır!..
***
Dilipak, bildiğimiz ve tanıdığımız kadarıyla hayali ve mesnetsiz yazı yazmaz…
Bu eylem, Dilipak’ı isim vermeden yaptığı eleştirilerindeki isimleri açıklaması için bir tahriktir…
Bu eylem, Dilipak üzerinden bugüne kadar gerek genel manada kadınlara, gerekse özelde AK Partili Hanımefendilere yapılan çirkin, hakaretamiz söylem ve paylaşımların sokağa dökülmesi için fitne kokan, sinsi bir davetiyedir!..
Dilipak da nihayet bir insan… Tabii ki o da hata yapabilir… Maksadı aşan kelimeler ve cümleler kurabilir, kullanmış da olabilir…
Ancak bu suç duyurusunda bulunanlara şunları sormak gerekmez mi?..
- Suç saydığınız ve hakaret kabul ettiğiniz Dilipak’ın kullandığı kelimeleri ve söylemleri, bugüne kadar kullanan başka gazeteci veya şahıs hiç olmamış mıdır?..
- Dilipak, bu sahada ilk ve tek midir?..
- Madem suç duyurusunda bulunuluyor, bir vilayette değil de acaba neden 81 vilayette?..
- Bundan böyle Dilipak vâri yazı yazan ve paylaşımlarda bulunanlara da 81 vilayette suç duyurusunda bulunacak mısınız?
***
Öyle tahmin ediyor ki, AK Hanımefendiler, kurulan bu çirkin tuzağı er geç anlayacak ve hem Dilipak’ın şahsından hem de onun Hanımefendi eşinden özür dileyeceklerdir!..
***
“Aklın başına geldiğinde pişman olacağın bir işi sakın yapma!..” (Hz. Mevlâna)
Vesselam…
Ahmed Çıtlakoğlu
12 Ağustos 2020 Çarşamba / 22 Zilhicce 1441