Her yıl 1-7 Ekim tarihleri arası (1986’dan 2003 yılına kadar “Camiler Haftası”, 2003 yılından itibar de) “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” olarak kutlanıyor.
34 yıl öncesine göre (gerek artan nüfus gerekse yerleşim yerlerinin gelişmesiyle) camilerimizin sayısında bir hayli artış olmuştur. Yeni camilerin inşası yanında (özellikle vakıflar eliyle) tarihi camilerimizin restoresinde de büyük gelişmeler oldu.
Ne hazindir ki cami ve din görevlileri sayısının artmasına rağmen bu süre içerisinde maalesef cami cemaati sayısında bir gelişme olmamış, aksine azalma olmuştur.
Mesela eskiden Ramazan’da teravih namazlarında Cuma namazlarındaki gibi cemaat camilerin dışında namaz kılardı. Son yıllarda ise teravih namazlarındaki cemaat sayısı normal yatsı namazlarındaki seviyeye gerilemiştir!..
Özellikle korona gerekçesiyle camilerde cemaatle namazın yasaklanmasından sonra zaten zayıf olan “camilerde cemaatle namaz kılma şuuru” daha da azaldı… Camiye cemaate gitmeyenlerin ötesinde daha önce camiye cemaate gidenlerde de ciddi oranda bir gevşeme oldu.
***
Diyanet İşleri Başkanlığı 2011 yılından itibaren her yıl yeni ve farklı bir sloganla (tema ile) kutlama etkinliklerini yapıyor.
2011 yılının ana teması; “Cami ve Çocuk”, 2012’nin “Engelsiz Cami, Engelsiz İbadet”, 2013’ün “Cami-Kadın ve Aile”, 2014’ün “Cami ve Gençlik”, 2015’in “Cami ve Namaz”, 2016’nın “ Cami ve Kitap”, 2017’nin “ Cami, Şehir ve Medeniyet”, 2018’in “Camiler ve Din Hizmetine Adanmış Ömürler” ve 2019’un ana teması da “ Cami ve Hayat” idi… Bu yılın teması “Cami ve İlim”…
Camiler haftası, söylem ve sloganlardan ziyade hiç değilse geçmiş yıllara nazaran her yıl iz bırakacak bir eyleme dönüşmeli. Bir farkındalık oluşturulmalıdır.
Mesela bu yılın farklılığı hiç değilse; her vilayete (Edirne’de Selimiye, İstanbul’da Çamlıca ve Ankara Külliye’de Millet Camii gibi) bir selâtin camii, bir Millet Camii kazandırmak olmalıdır.
***
Cemaat varsa camiye ihtiyaç var!..
Cemaat yoksa camiye ne gerek var?
Camiler haftası münasebetiyle cami cemaati de gündeme gelmeli...
Cami cemaatinin gündeme gelmesi demek; cemaatin camiyle ve cami görevlileriyle münasebetinin gündeme gelmesi demektir.
**
“Camiler ve Din Görevlileri Haftası” ismi yeniden revize edilmeli..
Öncelikle tartışmalı olan “Din Görevlileri” sıfatı üzerinde durulmalı!..
***
Mesela yıllardır tartışılır:
- Ne demek din görevlisi?.. Dinin görevlisi mi olur?..
- Bir teşkilatın, bir müessesenin (Güvenlik Görevlileri, Belediye Görevlileri gibi) hizmet görevlisi olur; peki dinin görevlisi de olur mu?
- Müslümanların indinde din denilince İslâm dini anlaşılır… Zira Yüce Rabbimiz (Âli İmrân, 19) öyle emrediyor: “Şüphesiz Allah katında din İslâm’dır...” O zaman “din görevlisi” demek İslâm'ın görevlisi mi demektir?
- Diyanet Teşkilatının dışında teşkilata bağlı olmayan İslâmî sahada hizmet veren nice gönüllü âlimler, ilahiyatçı hocalar var… Onlara ne diyeceğiz?..
- Dinî sahada hizmet veren bir hoca efendinin “din görevlisi” sıfatını taşıması için illâ Diyanet Teşkilatında kadrolu mu çalışması lazımdır?..
- Din görevlisi(!) olmak Diyanet Teşkilatının tekelinde midir?
***
Akabinde bu haftanın ismine “Cemaat” kelimesi de eklenmelidir…
Mesela bir teklif: “Camiler, Hizmet Gönüllüleri ve Cemaat Haftası”
***
Ne gariptir ki, bu yıl, cami haftası kutlamaları camilerde değil cami dışlarında, hatta salonlarda da değil dijital ortamda kutlanıyor!..
Salonlarda partilere kongre yapmaları, meydanlarda miting yapmaları serbest, lakin camilerde din gönüllülerin vaaz vermeleri yasak!..
***
“Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazı doğdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder.” (Tevbe, 18)
Vesselam…
05 Ekim 2020 P.tesi / 18 Safer 1442