“Her şeyin yenisi, dostun eskisi makbuldür” denirdi… Ya da bizler öyle zannederdik.
Ne yediklerimizde eski tat var, ne de eski dostlarda!
Görülen o ki, birileri sadece yediğimiz gıdaların tohumlarıyla oynamamış, insanlarımızın genleriyle de oynamışlar. Ya da, yediğimiz bozuk gıdalar insanlarımızın genlerini de bozmuş!
***
40-50 sene önceki gerek siyasette, gerek ticarette ve meslekte dostlar arasındaki samimiyet, kardeşlik duyguları maalesef ne bugünün gençleri arasında, ne de eski dost bilinenler arasında bulunuyor!
***
Organik dost!..
Bugün organik gıda üzerinde çalışanlar, öyle tahmin ediyoruz ki bir gün gelecek organik insan, organik dost üzerinde de çalışma ve araştırma başlatacaklar!
Gördük ki bu Temel bizim Temel değil!..
Fark ettik ki, artık bundan böyle bu Temel hakkında müspet menfi, olumlu olumsuz bir şeyler yazmaya, yorum yapmaya hiç gerek yok… Nefes tüketmeye, zaman harcamaya değmez. Lüzumsuz ve anlamsız olur.
Herkese aklının erdiği ve anlayabildiği konulardan söz etmeli. Bu, konuşma edebindendir. Anka kuşuna Kaf Dağı’nın özelliklerinden, Bülbüle gülün güzelliklerinden bahsetmeli. Lakin Doğana kaz gibi yüzmekten ve kaza doğan gibi avdan bahsetmek beyhûdedir.
Vesselam…
Ahmed Çıtlakoğlu
29 Eylül 2017 / 09 Muharrem 1439