Doğru konuşursak; “9 köyden kovulur” olduk!.. Köyden kovulmamak için yalan konuşur olduk!
***
Göründüğümüz gibi olmak, ya da olduğumuz gibi görünmek; takdir edilmez oldu… Böyle davranırsak; itibarsızlaştırılır, azarlanır, dışlanır olduk!
Dışlanmamak için gerçek yüzlerimizi saklayıp sahte maskeler takar olduk!
***
Dürüstlük değil, riyakârlık prim yapar oldu.
Doğru konuşan, gerçeği ifade eden asiller değil, iltifatımsı ve yaldızlı kelimeleri tercih eden riyakârlar el üstü tutulur oldu.
***
Siyasî parti kongrelerinde bile delegeler, başarılı olacağına inandığı, desteklemek istediği adayların isimlerini açıkça belirtmekten çekinir oldular.
“Seni destekliyorum” diye imzalı belge verdiği adaya sandıkta rey vermeyen; “destekliyorum” diye belge vermekten imtina ettiği adaya sandıkta rey veren delegeler; “akıllı ve uyanık delegeler” olarak alkışlanır oldular.
***
Malına hile katmayan, helal ve haram hassasiyeti olan dürüst tüccarlar; zarar eder oldu... Enayi yaftasıyla damgalanan beceriksiz, basiretsiz(!) tüccar oldular.
Sahte ve hileli malını yaldızlı ambalaj ve yanıltıcı reklam tuzaklarıyla pazarlayanlar; süper zengin oldu… Madalyalarla ödüllendirilen akıllı(!) iş adamları oldu.
***
Biz böyle değildik, bize ne oldu?
Nice insan kendini, gerçek yüzünü gizler oldu, gizlemeye mecbur oldu.
Gerçek çehresini gizleyen herkese bugün riyakâr demek de haksızlık olur.
Belki de karşısındakilerin şerlerinden emin olmak için.. Makamını, ticari hayatını riske atmamak için gerçek çehresini gizlemek, ya da belli etmemek; günümüzün ilm-i siyaseti olarak görülür oldu.
Artık kamuoyu anketleri bile gerçekleri yansıtmaz oldu.
Günümüz insanı kendine oyun kuranların oyunlarını bozar oldu.
***
Biz neden böyle olduk?!..
Bizleri bu hale getiren nedir; siyasetçilerin “mahalle baskısı” mı, bizlerin menfaat beklentisi mi?
Yoksa elimize tutuşturulan akıllı telefonlar, aklımızı başımızdan aldı da bizlerin adına başkaları mı hareket eder oldu?!
***
Bugünün sanal gerçeği ne olursa olsun, ister böyle ister öyle; bizler dünün hakiki gerçeklerini ikame etmeye devam edeceğiz…
9 değil 90 köyden kovulsak da doğruları söylemeye ve yazmaya devam edeceğiz…
Doğru konuşanların 9 köyden kovulmasını, doğrularla işi olmayan o köylerden ve o köylülerden kovulmayı bir ceza değil, şükür vesile bir rahmet bileceğiz!
Bugünün geçici makam ve mevkilerini elde etmek adına hiçbir zaman maske takmayacağız; “olduğumuz gibi görünmeye, göründüğümüz gibi olmaya” devam edeceğiz…
***
Ne mutlu doğru konuşup da 9 köyden kovulanlara!..
Ne mutlu göründüğü gibi olan, olduğu gibi görünen asillere!..
Ne yazık bulunduğu mahalden kovulmamak için yalana dolana dolananlara!
Ne yazık göründüğü gibi olmayan, olduğu gibi görünmeyen maskelilere!
***
“Kör ile gören, iman edip salih ameller işleyenler ile kötülük yapan bir değildir. Siz pek az düşünüyorsunuz.” (Mümin, 58)
Vesselam...
Ahmed Çıtlakoğlu
07 Şubat 2018 / 21 Cemaziyelevvel 1439