Soru şu:
-Mahalli seçim hazırlıkları ve aday tespitleri başladı. Aday adayları da ısınma turları atıyorlar. Bir Hadis-i Şerifte “Vallâhi biz, tâlip olanı veya vazîfe hırsı bulunanı yönetici yapmıyoruz!” (Buhârî, Ahkâm,7) buyruluyor… Bu Hadis-i Şerif hükmüne göre İslamî hassasiyeti olan bir kişinin adaylık talebinde bulunması caiz olmaz mı, hoş karşılanmaz mı?
***
El cevap:
-Güzel bir soru. Hatta başka bir Hadis-i Şerifte de “Ey Abrruhmân! Emîrliğe tâlip olma! Eğer senin talebin üzerine sana emîrlik verilirse, istediğin şeyin sorumluluğu sana yüklenir. Eğer sen tâlibi olmadan sana emîrlik verilirse, o işte yardım görürsün” (Buhârî, Eymân, 1) buyruluyor.
Ancak Peygamberimizin bu tavsiyelerini günümüzde “vazifenin ehline verildiği dönem ve yerlerde” diye herhalde güncellemek gerekir.
Şayet vazife ehline verilmiyorsa, vazifeyi ehline vermekle vazifeli kişiler, ehil kişileri araştıracakken kendileri o makamlara oturmak için mücadele veriyorlarsa ne olacak?
Böyle dönemlerde ve bu şartlar dâhilinde ehil kişilerin değil geri durmaları aksine vazifeye tâlip olmaları elzemdir, gereklidir.
***
Vazifenin ehillere verilmediği durumlarda ehil kişilerin vazifeye tâlip olmaları; “farz-ı kifaye”, hatta bazı hallerde “farz-ı ayındır” da denebilir. Delil olarak da cenaze namazı kılmak için imam aranırken, namazı kıldıracak ehil bir kimsenin olmadığı bir ortamda orada bulunan işin ehli kimselerin ortaya çıkıp göreve talip olmaları gösterilebilir.
***
Kaldı ki başka bir Hadis-i Şerifte de “Ey Ebû Zer! Bu emaneti ehil olarak alan ve üzerine düşeni yapanlar müstesnâ, aslında bu vazîfe kıyâmet gününde bir rezillik ve pişmanlıktır.” (Müslim, İmâre, 16) buyrulmuştur.
***
Eğer bir aday adayı, sıfatı ve konumu ne olursa olsun, kendini başkalarından (değil daha ehil) en ehil görüyor, başka ehil kişileri hiç görmüyor ve görmek istemiyorsa, dahası (parti yetkililerinin bir talebi olmaksızın) aday olmak için kurulu ticarî ve meslekî düzenini terk ediyor, ifrat noktasında harcama yapıyorsa; bu kişilerin aday olup olmayacağı hususunda iyi düşünmek lazımdır!
Belediye Başkanlığının maaşı nihayet sınırlı iken, bu sınırlı maaşa karşılık daha yüksek gelirli ticarî ve meslekî faaliyetlerden feragat ve ifrat noktasında yapılacak harcama acaba nasıl izah edilebilir?..
Bunu sorgulamak parti yetkilileri kadar hizmet alacak vatandaşında hakkı olmalıdır.
***
“Âdemoğlunun iki dere dolu malı olsa bir üçüncüsünü ister. Âdemoğlunun bu muhteris gönlünü topraktan başka bir şey doldurmaz. Şu kadar ki (ihtirastan nefret edip) tövbe eden kişinin tövbesini Allah kabul eder.” (Müslim, Zekat 39)
Vesselam…
Ahmed Çıtlakoğlu
20 Eylül 2018 / 10 Muharrem 1440