Kamuda başörtüsü serbestlik hakkı nihayet kadın polislere de tanındı.
Emniyet Hizmetleri Sınıfı Mensupları Kıyafet Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle bundan böyle bayan polisler de başörtüsü takabilecek…
Yapılan değişiklik şöyle: "Bayanların şapka, kep veya örgü bere altında yüzünü kapatmayacak şekilde başlarına taktıkları üniforma rengindeki desensiz giysiler hariç, resmi kıyafetin içerisine dışarıdan görülebilecek şekilde sivil kazak, yelek ve benzeri giyecekler giyilemez."
Yapılan bu değişikliğe, İslâm adına, Müslümanlık adına sevinmek mi, üzülmek mi gerekir?
Bu yeni düzenlemeyle başörtüsüne mi, tesettüre mi serbestlik getiriliyor?
Müslümanlık için, başörtüsü mü önemli, genel manada tesettür mü önemli?
Başı örtülü olmak, tesettürlü olmak anlamına mı geliyor?
Yıllardır Müslüman kızlarımızın üniversite kapılarında verdikleri mücadele başörtüsü için miydi, yoksa tesettür için miydi?
Tesettür, başörtüsüne kurban mı ediliyor?
Diyanet İşleri Başkanlığının bu hususta (yıllardır) niçin sükût ettiği de bilinmez!
***
Yıllardır nice islâmî kelime ve kavramlar bilerek (maksatlı olarak) veya gafletle aslî anlamları dışında kullanıldı, kimse sesini çıkartmadı. Adeta dejenere edilen bu kavramlar özellikle yeni nesil arasında doğruymuş gibi algılandı…
“Hayat arkadaşı!.. Hayat kadını!.. Aydın!.. Çağdaş Müslüman, aydın Müslüman!.. Modern Hacı!”; dejenere edilen kavramlardan bazıları…
Nikâhsız birliktelikler, sevgili, dost, arkadaş kelimeleriyle yumuşatıldı ve meşrulaştırıldı… İnancından taviz vermeden yaşayan Müslümanlar gerici, yobaz olarak aşağılanmaya çalışıldı… Kumarın adı eğlence oldu…
Başörtüsü de son yıllarda tesettür yerine ikame edilen modern tuzaklardan biri!
***
Oysaki her Müslüman da gayet iyi bilir ki:
Tesettür; Erkek veya kadının şer’an örtülmesi gereken yerlerinin örtülmesi anlamını ifade eden fıkhî bir terim iken, başörtüsü; hanımların tesettür kıyafetlerinin bir parçasıdır.
Kadınların örtünmesinin gayesi, yabancı erkeklere kadınlıklarını hatırlatmayacak, erkeklerin kalbine kötü duygular getirmeyecek bir ortam oluşturmaktır!
Yine bilinmektedir ki:
Tesettüre uygun olmayan kıyafet teberrüctür.
Teberrüc: Kadının, elbise gibi sun'i ya da doğuştan gelen vücudundaki (tabii) güzelliklerini yabancı erkeklere uygun olmayan yerlerde kasıtlı olarak göstermesi, “giyimde, renk seçiminde, konuşma ve yürüme tarzında dikkat çekici davranması” anlamında Kur'ânî bir terimdir. (Ahzap suresi,33)
Cezbetmeyi ve dikkat çekmeyi sağlayan her uygulama tesettür değil, teberrüctür.
Teberrüc; ille de görünebilmek için yapılan her şeydir… Baştaki başörtüsüne rağmen, giyim kuşam, hariçteki nazarlara davetiye çıkarıyorsa, bu, tesettür değil, teberrüctür.
Rengârenk, süslü bir başörtüsü, şeffaf ve daracık elbise, dikkat çekici gözlük, uzun topuk ve çok şık ayakkabılar, alınmış kaşlar, aşırı makyajlı cehreler, işveli (edalı, cilveli) konuşmalar hep "teberrüc" cümlesinden sayılmıştır.
Tesettür; kendisini kem gözlerden koruması, buna uygun giyinip kuşanması, yine buna uygun konuşması ve yürümesidir.
***
Tesettür bir ibadettir…
Şahısların ibadet kuralları koyama yetkisi yoktur…
Şer’i ölçülere göre konulmuş ibadet kurallarını tahrife kalkışanlara da müsaade edilmemelidir.
Başörtüsünün altına saklanarak dinin kesin emirlerinden tesettür hükmünü kimsenin dejenere etmeye, yozlaştırmaya hakkı olamaz…
Bu tür tahriflere de devlet olarak, Müslümanlar olarak müsaade edilmemelidir.
Hac ve umre ziyaretlerinde erkekler için bilinen beyaz ihram elbisesinin dışında faraza kırmızı ihram(!) elbisesi giyilse ve bu, diğer Müslümanların amel ve itikat anlayışını zedeleyecek derecede yaygınlaştırılmaya çalışılsa, buna sessiz mi kalınmalı, buna müdahale edilmemeli mi?
Tesettüre uygun olmayan giyim tarzı, kıyafet serbestliği kapsamında savunulamaz…
Mes’ele başı örtülü olup olmamak değil, tesettürlü olup olmamaktır!
Müslüman kadının elbisesi şeffaf olamayacağı gibi çok dar da olamaz!
Şeffaf ve çok dar elbise; örtü değildir.
Örtünme; vücudun özelliklerini gizlemek, göstermemek demektir..
Tesettür de esas olan; (kadın için de erkek için de) cinselliği teşhir etmemektir.
Başörtüsü; başı örten basit bir bez parçası değil, Müslüman kadının inancını izhar eden bir alamet-i farikadır, dinî bir simgedir!
Tesettür; “bana bakma!” demektir, “bana bakmadan geçme” demek değildir!
Rengârenk bir başörtüsünün altında etek ve pardesünün de bulunmadığı, vücut hatlarını tamamen saran bir giyim tarzı, hatta çantanın ayakkabıya uydurulmasına varıncaya kadar, başörtüsü renginde makyaj moda hastalığı; bazıları için modern bir giyim tarzı olabilir, lakin Müslüman camia için fevkalade üzüntü verici sosyal bir yaradır!
(Tesettür derdi olmayan, olduğu gibi görünen ve giyinenler bu yazının muhatabı değillerdir.)
“Ey Rabbim! Beni her ne cezâ ile cezâlandırırsan cezâlandır, yalnız hicâb (utanma) zilleti ile cezalandırma!” (İmam KUŞEYRÎ)
Vesselam…
28 Ağustos 2016 / 25 Zilkade 1437