40 yıllık birikim 40 dakikada yerle bir edilmemeliydi.
Sayın Arınç, gerekçesi ne olursa olsun, yanlış yapmıştır… Yaptığı yanlışlığı kabul edip gönüllerini kırdığı dava kardeşlerinden helallik dilemeli, özür dilemelidir.
Bu tartışmayı devam ettirmemeli, son noktayı koymalıdır.
Aksi halde devletin ve hükümetin hedefinde olan gezicilere, paralelcilere, malum şer odaklarına malzeme olmaya devam edecektir.
***
Ak Parti’nin 14 yıllık mazisinde güzel hizmetleri yanında tabiî ki eksik ve yanlış yaptıkları da olabilir.
Ak Parti ve hükümetin geçmişte yaptığı yanlışlar varsa, bu yanlışlar; Arınç ve arkadaşlarıyla birlikte yapılmıştır ve onlar da ortaktır.
Hükümetin ve partinin hatalarını herkes, her zaman ve zeminde eleştirebilir… Lakin Arınç ve şuanda ona destek veren (daha önce hükümette ve partide birlikte çalıştığı) arkadaşlarının zamanında parti içinde yapmadıkları eleştirileri bugün kamuoyu önünde böyle eleştirme hakları yoktur! Bunun siyasî nezaketle bağdaşmadığını herkesten ziyade onların bilmesi gerekirdi.
Aksi halde, bu zat-ı muhteremlere şu sorular haklı olarak sorulacaktır:
- Yapılan yanlışları aktif siyasetin içindeyken fark etmediniz mi?
- Aktif siyasetin dışına çıkınca mı ferasetiniz açıldı?
- Aktif siyasetteyken parti ve hükümette taşıdığınız sıfatları korumak için mi sükût ediyordunuz?
- Şimdi o sıfatlardan kurtulduğunuz için mi konuşuyorsunuz?
- Parti ve hükümette sizlere tekrar görev verilmiş olsaydı, acaba yine böyle konuşur muydunuz?
***
Arınç’ın tartışma mevzuu televizyondaki konuşmasının muhteva ve üslubunun yanlışlığı bir tarafa, yapılan eleştirilere savunma sadedinde yaptığı paylaşımda yer alan “yıkmaya çalıştığınız çınarın gölgesinde, güneş görmemiş daha birçok hakikat gölgeleniyor” gibi ifadeler; onun gibi bir dava adamına hiç mi hiç yakışmamıştır!
Evet, o bir çınardır… Lakin keşke o sıfatı kendi değil de, onun dışındakiler kullanmış olsaydı!
Keşke “çınarın gölgesinde, güneş görmemiş daha birçok hakikat gölgeleniyor” gibi tehdit ifadeleri onun kaleminden çıkmamış olsaydı!
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan onun için “dürüst davranmıyor” derken, ona “yalan konuşuyor” demiyor!..
Bir kişinin saklaması gereken, kendisine sır olarak tevdi edilen bilgileri açıklaması; herhalde en hafif ifadeyle “dürüst olmayan bir davranış” olarak değerlendirilir!
***
Arınç, muhtemelen belagatinin kurbanı olmuştur!
Allah’ın kullarına lütfettiğini sayısız nimetler esasında bir imtihan vesiledir. Bunu her Müslüman da bilir… Bilir ama beladan kurtulan da az bulunur.
Kul, mal ve makam sahibi olur; bunu kendi şahsi kabiliyetinin neticesi olduğunu düşünür… Gurur ve kibrinin esiri olur, imtihanı kaybeder.
Allah kuluna ses ve fizik güzelliği bahşetmiştir… Nice gafil kullar, bunu kendinden bilir, sesini ve güzelliğini Allah’ın yasakladığı, haram yollarda kullanır!
***
Bütün bu yaşananlara rağmen Sayın Arınç, herhangi bir Ak Partili değildir. O, bugün hatalı davranmış olsa da, kolay harcanmamalıdır.
Dağdan gelenlere bağdakiler yem yapılmamalıdır!
Bülent Beyi tanıyanlar iyi bilir, menfaat için mücadele vermez, haliyle partiye de zarar gelmez…
Arınç, yanlış söz ve filleri olsa da davasına ve dostlarına ihanet etmez, dostlarını fani dünyanın geçici küçük menfaatleri için satmaz!
Her hata yapan harcanacak olursa, hiç kimse yanında yürüyecek, masasında çalışacak adam bulamaz!
***
Böyle durumlarda bizlere düşen vazife:
İki dost ve kardeş arasında bir tartışma veya bir ihtilaf olduğunda; fitne ateşine odun taşımak değil, o fitne ateşinin söndürülmesinde bir damla olabilmektir.
Arınç da bu tartışmayı sürdürmeye devam ederse; fitneyi körüklemeye devam etmiş olur.
Arınç’ı bu tavırlarından dolayı gerek desteklemeye devam edenler, gerekse hakaretamiz ifadelerle nezaket dışı eleştiride bulunanlar olursa; onlar da fitne ateşine odun taşıyıcı olurlar.
“Yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen; hem yolunu kaybedersin, hem dostunu.”
(N. F. Kısakürek)
Vesselam…
07 Şubat 2016 / 28 Rebiu’l-Ahir 1437