Ak Parti’de tehlike çanları mı?..

Ahmed ÇITLAKOĞLU

 Milletin partisine milletin söz söyleme hakkı vardır!..

Bir partiyi şahıslar kurar. Partiyi, lider ve ekibi geliştirir, bir yerlere taşır ve ayakta tutar. Lider önemlidir. Ekip çok bulunur… Herkesten lider olmaz, gerçek lider de az bulunur. Doğru.
Lakin bir parti ki halkın % 50’sinin teveccühüne mazhar olmuştur, artık o parti bir liderin ve bazı şahısların değil milletin partisi demektir. Bugün Ak Parti, işte tam bu konumdadır. 
 
Ak Parti’yi Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları kurmuş ve Ak Parti Sayın Erdoğan ile özdeşleşmiştir. Bu da Doğru…
Ancak güç artınca kontrol de güçleşir. Kontrol edilemeyen güç de güç değildir.
 
***
Bir lider çalışacağı ekibi kendisi seçer. Kimse buna itiraz edemez. 
Hele 13 yıldır birlikte çalışılan bir ekibi en iyi lider tanır. 
Ancak o lider, 13 yıllık ekibin arazide, bulunduğu makam ve mevkilerde halk üzerinde nasıl bir intiba bıraktığını da bilmek zorundadır.
 
Halkın, o ekipten bazılarının icraatlarına karşı yaptığı şikâyetler lidere ulaştırılmıyor veya ulaştırıldığı halde lider gereğini yapmıyorsa, neticede halk faturayı o yardımcı ve danışman konumundaki ekibe değil direk lidere kesecektir!
 
***
Bir lider, sade bir vatandaş olarak bizlerin gördüklerini ve duyduklarını bilmiyor ve görmüyorsa; bu, pek hayra alamet sayılmaz.
Yeni yönetim kadrosuna “Erdoğan’ın müdahale ettiği, birlikte yola çıktığı kader arkadaşlarını yakınından uzaklaştırdığı” iddia ediliyor.
Lider, yeni yönetim hakkında tabanının ne düşündüğünü, liste dışında kalan ve listeye yeni girenleri nasıl yorumladığını her halde araştıracaktır!
Ancak liste dışında bırakılanların 1 Kasım’da milletvekili adayı gösterilip gösterilmeyeceği veya başka sahalarda istihdam edilip edilmeyeceği şimdilik meçhul. Haliyle onlar hakkında yorum yapmakta erken olur.
Lakin liste dışında bırakılanlar aday gösterilmez ve sıfatlarına uygun bir yerde de istihdam edilmez ise o zaman sorulacak soru: “Erdoğan mı birlikte yola çıktığı kader arkadaşlarını yakınından uzaklaştırdı, acaba arkadaşları mı onu yalnız bıraktı?” olacaktır.
Bu sorunun cevabı ise ancak zamanla anlaşılacak!
 
***
Yeni MKYK’da dikkat çeken ayrıntılar!..
Erdoğan’ın genel başkanlığı döneminde MKY’de vazife ve sorumluluk üstlenmişlerin 7’si liste dışı bırakılırken Ahmet Davutoğlu’nun 12 kişilik Merkez Yürütme Kurulunda birlikte çalıştığı isimlerden 5’i liste ye alınmamış.
 
Liste dışı kalan isimlerin “liderin icraatları ve söylemlerine karşı farklı fikir beyan etmek” gibi ortak bir özellikleri olduğu iddia ediliyor.
 
***
Yönetim kadrolarında yer alanlar!..
Liderler, iki tip insanı yakınlarında bulundurur: 
Bir: Hizmetine ihtiyaç duyduğu kabiliyetli ve ehliyetli,  güvenilir hizmet erleri…
İki: Bir dönem hizmet fırsatı verilen, fakat zamanla değiştirilmek istenildiğinde dışarıda kalırlarsa şerlerinden emin olunamayan şahsiyetler! 
İkinci gruptaki şahsiyetleri en iyi liderler bilir, bunlar kamuoyuna pek ifşa edilmezler.
 
***
Başbakan Ahmet Davutoğlu “Kim mevki ve makam için yola çıkarsa, bizim aramızda barınamaz. Kim kısa dönemli hesaplar içinde bulunursa bu hareket içinde barınamaz” diyor…
Ne kadar güzel söz!.. Bunun altına imza atmayacak kişi yoktur herhalde.
İnşallah yeni yönetim kadrosu bu kriterlere sahip kişilerden müteşekkildir!
 
Şayet zaman içinde, bu kriterlere uygun olmayan kişilerin yönetimde varlığı hissedilecek olursa, işte o zaman bu sözler Sayın Başbakanı ve Başbakan nezdinde tüm teşkilat birimlerini de yaralayacaktır.
 
***
Mesela bir gönül ehli; “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve Başbakan Davutoğlu’nu seviyor ve hizmetlerini de umumiyetle takdir ediyorum, fakat yakınlarından ayırmadıkları bazı şahısların samimiyetine inanmıyorum” diye yüksek sesle ikazda bulunsa; Erdoğan ve Davutoğlu’na muhalefet mi etmiş olur! 
 
Bir lider için; “yapılan her hareketi dalkavuk misali alkışlayan, hiçbir alternatif fikir beyan etmeyen” danışman ve yardımcı mı değerlidir,  yoksa “bugünü değil, geleceği düşünerek münasip şekilde tehlikeli söz ve hareketlere dikkat çekenler” mi?
 
Yanlış yapan danışman ve yardımcılara dikkat çekmek; kapı dışına bırakılmak için yeterli sebep olabilir mi?
 
Derdi olan, davası olan konuşur… Makam ve mevki derdinde olanlar; alkışlar ve sükût eder!
Gerçek dost eleştirir… Beklentisi olanlar; alkışlar ve sükût eder!
***
Ak Parti’nin, muhalefet partilerinin yetersizliği ve HDP’nin baraja takılması sebebiyle tek başına iktidar olma ihtimali yüksek görülüyor.
 
Ancak Ak Parti, 1 Kasım seçimlerinde %45’in üzerinde rey alamazsa (iktidar olsa dahi)  bu başarı partinin ve yönetimin başarısı değil, muhalefetin başarısızlığının neticesi olacağından parti olarak başarısızlığın faturası ekibe değil direk lidere çıkartılacaktır!
***
“Kaptan fırtınalı havada belli olur!” değil mi?.. Göreceğiz!
 
“Sizi övenlerden çok, öğüt verenlere bağlanın.” (Boiteau)
 
Vesselam…
13 Eylül 2015 / 29 Zilkâde 1436