Ak Parti 7 Haziran seçimlerine “Hedef; 400 vekil” sloganı ile hazırlanıyor…
Ak Parti’nin artık iktidara gelmek gibi bir derdi yok!.. Onun hesabı ve gerçek hedefi; başkanlık sistemine geçişi sağlayacak vekil sayısını elde etmek!
Her siyasi partinin gayesi ve varlık sebebi; iktidar olmak. Ak Parti’nin gayesi ise; mevcut konumunu muhafaza etmek ve vekil sayısını artırarak daha güçlü iktidar olmak.
Ak Parti bugünkü vekil sayısını koruyabilir mi?
2011 genel ve 2014 mahalli seçimleriyle Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçları birlikte, iyi tahlil edilmeli…
2011 genel seçimlerinde Ak Parti’ye % 50 civarında teveccüh gösteren, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan’a % 52 civarında destek veren halkımız, nasıl oluyor da 30 Mart 2014 mahalli seçimlerinde ancak % 45,5 seviyelerinde kalıyor?
30 Mart seçimlerinin mesajı doğru okunmalı…
30 Mart seçimlerinde aday tespitinde yapılan hatalar, bu seçimde de yapılacak olursa, değil 400 vekil, mevcudun muhafazası dahi zor olabilir!
30 Mart seçim neticeleri için farklı mazeretler ileri sürülebilir…
Lakin bizim tespitimiz ve kanaatimiz o dur ki; çoğu yerde “Nasıl olsa 2 kişiden biri Ak Partili.. Vatandaş adaylardan ziyade partiye, hatta Erdoğan’a rey veriyor. Kimi aday göstersek seçimi alabiliriz. O halde kendi yakınlarımızı ve dostlarımızı aday gösterelim” mantığı ve taktik hatası etkili olmuştur.
Özellikle Zonguldak, Karabük, Bartın ve Giresun vilayetleri bu vesileyle (örnek alınması açısından) tekrar gözden geçirilmelidir…
30 Mart’ta Ak Parti (%) 10 Ağustos’ta Erdoğan (%)
Zonguldak…. 39 53
Karabük…… 42 66
Bartın……..… 26 56
Giresun…….. 39 55
Görülen o ki, Ak Partili seçmen hükümetin icraatlarından ve mahalli idarelerin hizmetlerinden pek şikâyetçi değil… Vatandaşın şikâyeti; milletvekilleri ve teşkilat mensuplarının kendilerine karşı ilgisizliğinden!
Ak Parti, reylerini artırma hesabından önce mevcudu koruma derdinde olmalıdır.
Ak Parti’nin mevcut vekil sayısını muhafaza edebilmesi için diğer partilerden rey almasına gerek yok, yeter ki mevcut seçmenini küstürmesin, daha önceki seçimlerde partiye destek veren seçmenini başka yerlere gitmesine mani olsun veya seçmeni sandığa gitmekten soğutmasın, onun seçim heyecanını kırmasın!
Tespit edilecek aday; vekil sayısını artırmada pek etkili olmayabilir ama yanlış bir tespit, vekil sayısında 1-2 eksilmeye sebep olabilecektir.
Bu itibarla, parti genel merkezi aday tespit yetkilileri “Hangi aday ne kadar rey getirirden ziyade, hangi aday ne kadar rey kaybettirir” kıstasını göz önünde bulundurmalıdır!
Türkiye genelinde ekonomik ve siyasi gelişmeler Ak Parti lehine geliştiği bir dönemde artık seçim kazanmak; uzmanlık gerektirmiyor. Aksine seçim kazanılmaması için özel gayret gösterilmiş olması gerekiyor!
Yeni bir vesayet gücünün oluşumuna fırsat verilmemeli!..
Ak Parti vesayet rejimini kaldırmakla halkın takdirini kazandı... Ordu vesayeti, yargı vesayeti derken bürokratik vesayeti de tarihe havale etti.
Ülkemizin gelişmesinin önünde prangalar olarak görülen vesayet rejiminden kurtuluş hamleleri Ak Parti’ye artı puan kazandırmışken, parti içi 3 dönem kriterine takılan yeni “68’ler vesayetine” zemin hazırlanmamalıdır.
Şayet “Biz nasıl olsa bu dönem seçilemeyeceğiz. Bizi temsilen yerimize bir yakınımızı yerleştirelim” denilir de, normal şartlarda aday olması ihtimal dâhilinde olmadığı halde, sırf 68’lerin yakını veya temsilcisi(!) sıfatıyla birileri aday gösterilecek olursa; bu sebeple noksan vekil çıkartılacak olmasının vebali ve sorumluluğu; sadece bu nevi adayda ısrar eden “vesayetçilere” değil, bu ısrara boyun eğenlerin de üzerinde olacaktır!
Hiç kimse “bulunmaz Hint Kumaşı” değildir… Milletin sağduyusu ve güveni istismar edilmemelidir.
Ak Parti reylerini nasıl artırabilir?..
Ak Parti mevcut reylerini ve vekil sayısını artırabilmesi için;
Ya bugüe kadar kendine rey vermemiş muhalefet partili seçmeni saflarına dâhil edecek…
Veya muhalefet partileri kendi içinde bölünür ve parçalanır da çıkaracakları vekil sayısı düşerse, muhalefetin kaybettiği vekil sayısı kadar Ak Parti vekil sayısı da artmış olacaktır!
Ak Parti’yi 13 yıldır tanıyanlar yeterince tanımış ve tercihlerini de ortaya koymuşlardır.
Bugüne kadar tanımayanlar veya tanımak istemeyenlerin bu saatten sonra tanımaları mümkün değildir denilemez ama çok zor olduğu söylenebilir… Ama imkânsız da değildir.
Bir siyasi partiye gönül veren seçmenin partisini terk edebilmesi için öncelikle bu şahsın, kendi liderinin ve partisinin yanlış yapmakta olduğuna inanmış veya inandırılmış olması gerekir.
Haliyle Ak Parti’nin muhalefet partilerinden seçmen alabilmesi için de, Ak Parti’nin yaptığı güzellikleri anlatmasının ötesinde muhalefet partilerinin tutarsızlıklarına inandırıcı projeler geliştirmesi gerekecektir.
Temayül Yoklamalarının açığa çıkardığı gerçek!..
Temayül Yoklaması; parti tabanının gerçek eğilimini göstermesi açısından önemli bir kriter… Bir nevi mini önseçim sayılır.
Her fırsat iyi değerlendirilebilirse; güzel bir nimet olur… Lakin fırsat iyi değerlendirilemezse; kaybedilen bir nimet demektir.
Maalesef bazı vilayetlerde bu fırsat değerlendirilememiştir.
Bu nasıl bir teşkilat mantığı ve misafirperverlik örneğidir ki; şehrin en uzak ilçelerinden, beldelerinden ve köylerinden davet edilen en seçkin ve etkili temayül delegelerine bir yemek ikramı dahi çok görülmüşken, içtiği bir bardak çayın bile bedelini ödemek zorunda bırakılıyor!
Hazineden en fazla yardım alan, her aday adaylarından 8-10 bin lira ek yardım ile kasasını dolduran bir iktidar partisinin önemli bir toplantısında sergilenen bu tablonun sorumluları kimlerdir?
Acaba bu tablo kaç vilayette gerçekleşmiştir?
Bu temayül yoklamasının ifşa ettiği bir gerçek vardır ki; teşkilat tabanına değer verilmez, teşkilat çalışanlarının motivasyonu göz ardı edilirse; değil 400 vekil, mevcut vekil sayısının korunması dahi riske girebilir!
Keza (mevcut veya eski) milletvekillerinin temayüle girmemesi teşkilat tabanında hoş karşılanmamıştır.
Parti genel merkezi milletvekillerini iyi tanımış olabilir…
Bu vekillerin teşkilat tabanında ve vekâletini aldığı seçmende acaba bıraktığı intiba nedir?
Böyle bir araştırma yapılmadan bir vekil (eski veya mevcut) aday gösterilir ve bunlara tepki neticesi rey kaybı olursa bunun sorumluluğunu kimler üstlenecektir?
Her müracaat edenin aday adayı olabilmesi sıkıntı vermez mi?..
Adaylık aidatını yatıran “ben aday olmak istiyorum” diyen herkes Ak Parti’de aday adayı olabiliyor…
Aday adaylığı müracaatında bir sınırlama olmadığına göre;
- İstanbul ve Ankara gibi yerlerde zamanında Gezi eylemlerine fiilen katılan veya o tarihlerde attıkları twitter ve sosyal medyada yaptıkları paylaşımlarla eylemlere destek verenler…
- 30 Mart seçimlerinde muhalefet partilerinden veya bağımsız aday olup Ak Parti adayının belediye başkanlığını kazanmaması için bütün gücünü kullananlar…
Türkiye genelindeki takriben 6 bin aday adayı arasında acaba yer almışlar mıdır?
Bu tip aday adayları şayet yer alıyorsa, bunların bugün “Ak Parti milletvekili aday adayı” kartviziti bastırıp dağıtması, Ak Parti ile alay ettikleri anlamına gelmez mi?
Aynı zamanda bu şahıslar acaba parti içi huzursuzluğa sebep olmaz mı?
Her ne ise… 13 yıllık teşkilatta uzman bir parti yetkililerinin bu mes’elede de her halde bir bildikleri vardır, diyelim ve bu hususu da onlara havale edelim!
“Sarhoş, cinayeti yapar da sonra “özrüm vardı, kendimde değildim” der. Kendinde olmayış, kendiliğinden gelmedi sana, onu sen çağırdın.” (Hz. Mevlana)
Vesselam…
03 Mart 2015¬ / 12 Cemâziyelevvel 1436