Ahmet Davutoğlu’nu Nasıl Bilirsiniz ?

Ahmed ÇITLAKOĞLU

 Bu sual, genelde her Müslümana öldükten sonra cenaze namazı kılınmadan musallada sorulur… Bir de; bir kişi bir işe alınacağı ya da bir atama yapılacağı zaman istişare sürecinde sıkça sorulur.

 
Sor günlerde Ahmet Davutoğlu Türkiye gündemini meşgul ederken onun nasıl biri olduğu, geçmişte neler yaptığı, gelecekte nelere yapacağı hem merak ediliyor, hem de tartışılıyor.
Kimileri ismini vermeden zımnen dokunduruyor, kimileri meziyetlerini, kimileri eziyetlerini(!) ortaya döküyor.
***
Ahmet Davutoğlu, Dış politikada uzman, Başbakana Başdanışmanlık, Dışişleri Bakanlığı, Başbakanlık, AK Parti Genel Başkanlığı yapmış tecrübeli bir akademisyen (ilim ehli) ve partili partisiz her kesimde iz bırakmış bir siyasetçi...
 
Sn. Davutoğlu aynı zamanda, konuşurken ele aldığı mevzuyu iyi anlatan, kendini iyi dinleten, saatlerce konuşsa dinleyicileri sıkmayan, bıktırmayan iyi bir hatip.
 
Onun bulunduğu makamlarda yaptığı icraatlarının ne derece ülke ve millet hayrına olduğuna ancak uzmanlar ve yakın mesai arkadaşları karar verebilir.
 
Bizler zahire göre, servis edilen haberlere göre ancak değerlendirme yapabiliriz.
 
Bendeniz (ömrü siyasetin içinde geçmiş bir kişi olarak) Sn. Davutoğlu’nu siyasî yönüyle değerlendiriyor ve bu sahada başarılı olduğunu düşünüyorum.

 
Sn. Davutoğlu siyasette başarılı olduğu için menfaat odaklı, hesabî siyasetçiler tarafından siyasetten ve partiden uzaklaştırıldığına ve siyaset sahnesi tekrar dönmesinin istenilmediğine, bunun için de engelleme senaryolarının servis edildiğine inanıyorum.
***
Âcizane kanaatim odur ki, Sn. Davutoğlu;
-Yolsuzlukla mücadelede kararlı olduğu için…
-Meclis’te grubu bulunan partilerin il-ilçe başkanlarının mal beyanında bulunması istediği için (Bu düzenleme talebi bilahare geri çekilmiştir!).. 
-Dahası ne zaman ki “Eğer bir parti görevlisi, görev aldıktan sonra evini, arabasını, yaşam tarzını değiştiriyorsa ben o adamı partiye sokmam. Eğer şaibeli bir durum varsa bunun hesabını sorar, yollarımızı ayırırız” dedi, AK Parti’de tasfiye hazırlıkları başladı ve bileti kesildi!
***
“- En güçlü insan, kendisiyle barışık olandır.
- Şeytanın defterinde adı olmayanın rahmanın defterinde adı olmaz.
- Küsmek, ben seni seviyorum demektir… Ben buradayım demektir. Küsmek aslında karşı tarafa değer vermektir.
- Bir makamı bırakmanın en güzel tarafı, bütün maskeler düşer… Hakikat ortaya çıkar.
-Önce tasavvur edeceksiniz. Kervan yolda düzülür diye başlarsanız yamalı bohçaya döner. Bir eser yazmadan önce bir insan önce hayal etmeli… Selimiye’yi Mimar Sinan tasavvur etmemiş olmasaydı Selimiye’yi yapabilir miydi?” Bu sözler de Ahmet Davutoğlu’na aittir.
***
“Davutoğlu’nun tespitleri demek ki doğru!..
Uluslararası ilişkiler uzmanı, AK Parti 2. Genel Başkanı ve Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Kerkük kriziyle alakalı değerlendirme yazısını eleştiren köksüz ve ruhsuzları görünce Sayın Davutoğlu’nun görüşlerinin Ülkemizin ve milletimizin lehine olduğuna daha iyi inanır oldum.
 
Zira gayet iyi biliniyor ki, bu köksüz ve ruhsuzların ülke ve millet lehine bugüne kadar iyi rüya gördükleri görülmemiştir.
 
Bu köksüz ve ruhsuz asalaklar ülkemizde neye ve kime karşı çıkıyorlarsa; onların olumsuz gördüğü her şey ülkemizin ve milletimizin menfaatinedir. Onların hazmedemedikleri her bürokrat ve siyasetçi doğru yolda demektir.” (Ahmed Çıtlakoğlu,17.10.2017)
https://www.facebook.com/ahmedcitlakoglu/posts/1642285019180220
***
“Ahmet Davutoğlu baypas mı edilmek isteniyor?!..
Yeni asgari ücretin müjdesini eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik veriyor!..
“Yeni (mevcut) bakan Ahmet Erdem değil de niçin eski bakan Faruk Çelik?” diye sorarken, bu defa Ulaştırma Eski Bakanı Lütfi Elvan’ın da yetkili bakan gibi konuştuğunu görüyoruz… Hatta bakan gibi değil de sanki başbakan gibi konuşuyor: "Tüm bakanlıklar değil ama bazı bakanlıklar gözen geçirilecek. Reformlardan sorumlu bir Başbakan Yardımcılığı oluşturulacak.”
 
Sayın Elvan’ın bu ifadeleri; “Bazı bakanlıklar gözden geçirilmeli, reformdan sorumlu bir başbakan yardımcılığı kurulmalı” gibi bir fikir beyanı, bir temenni konuşması değil; “Gözden geçirilecek! Oluşturulacak!” gibi adeta bir hükmün, bir kararın açıklanması!
 
Bugüne kadar alışılmış usul; şayet hükümet bakanlıklarda bir revizyon düşünüyorsa Başbakan veya en azından bir başbakan yardımcısı tarafından kamuoyuna duyurulur… 
Bu husustaki bir açıklama başbakan veya başbakan yardımcısı yerine eski bir bakandan gelirse; sormazlar mı: “Hayrola, acaba bu neyin nesi?”
(…)
Sanki ortada, resmi olmayan ama yetkileri olan eski bakanlardan müteşekkil bir hükümet var!
Bu eski bakanlar böyle bir konuşma yetkisini ve gücünü acaba nereden alıyorlar?
Yoksa, sadece Ak Partililerin değil rey vermemiş olsalar dahi nice muhalefet partililerinin de güven ve takdirini kazanmış ve seçimden başarıyla çıkmış Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu devre dışı bırakma hazırlığı mı var?
 
İç ve dış şer odakları emellerine ulaşamamışken, ülke istikrar ve huzura koşarken acaba parti içinde ince hesaplar peşinde koşan derin güçler mi devrede?
 
Gelecek günlerde Ak Parti içinde eskilerle yenilerin güç denemesine mi şahit olacağız? 
 (Ahmed Çıtlakoğlu, 13.11.2015) https://www.facebook.com/ahmedcitlakoglu/posts/926200244122038
***
“Davutoğlu üzerinden Erdoğan’a saldırı!..
Son günlerde sosyal medyada Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlığı döneminde Fetöcülerin devlet dairelerine yerleştirildiğiyle alakalı mesnetsiz bir takım iddialar dolaşıyor…
 
Ahmet Davutoğlu’nun gerek Dışişleri Bakanlığı gerekse Başbakanlığı döneminde bakanlıklara ve resmi kurumlara yerleşen Fetö’cülerden Davutoğlu eğer suçlu ve sorumlu gibi gösterilir de kamuoyunda böyle bir algı oluşturulursa, bunun arkasındaki ikinci olgu hedefi; “Tutuklanan, haklarında soruşturma açılan bütün fetöcüler kimlerin döneminde devlet dairelerine yerleşmiş ise onlar da sorumlu demektir!..” olacaktır.
 
Zira bugün FETÖ’den tutuklu olan, haklarında soruşturma açılan, memuriyetten ihraç edilen ve açığa alınan Fetöcülerden velev ki Davutoğlu döneminde işe alınanlar olsa bile, Fetö sanıklarının tamamının onun döneminde devlet dairelerine yerleşmediği bilinen bir gerçektir.
 
O zaman Davutoğlu’nun öne çıkartılmasındaki esas maksat nedir?
Bu açıkça bayatlamış bir “cambaza bak” taktiğidir: “Bakınız Davutoğlu kendi dönemindeki bu Fetöcülerden sorumludur, o halde, ondan önceki ve sonraki bütün başbakanlar ve bakanlar da kendi dönemlerindeki fetöcülerden sorumludur!”
 
Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğon’a ve Başbakan Binali Yıldırım’a açıkça saldıramayan, saldırmaya cesaret edemeyenler Davutoğlu üzerinden saldırı denemektedirler.
 
Müslümanlar bu tuzağa artık düşmemelidir!” (Ahmed Çıtlakoğlu, 26 Kasım 2017)
https://www.facebook.com/ahmedcitlakoglu/posts/1693041014104620
***
“Davutoğlu’nun azli, lidere isyan sayılmaz mı?
Bizler, “meşrû bir şekilde mü'minlerin velâyetine haiz olan ulû'lemr'e (İslâmî devletin liderine) karşı itaat etmek, yanlış teviller ve politik ihtiraslar uğruna lidere isyan etmemek”  kültürüyle yetiştik ve bugünlere öyle geldik.
 
Tayyip Erdoğan’ı devlet başkanı ve lider olarak kabul ettik ve itaat ettik.
Keza lider Erdoğan’ın tensibiyle genel başkanlığa ve başbakanlığa getirilen Ahmet Davutoğlu’nu da lider olarak kabul ettik ve itaat ettik.
 
Ancak, Başbakan Davutoğlu’nun veda konuşmasındaki ifadelerine bakıldığında; Sayın Davutoğlu’nun kendi arzusuyla istifa etmediği, istifaya zorlandığı anlaşılıyor ve açıkça yol arkadaşlarını işaret ediyor.
 
Bu ifadeler; adeta yol arkadaşlarının lidere itaatsizlik ve isyanlarının deklarasyonudur.
O zaman, meşru bir lidere ortada haklı bir sebep yok iken karşı çıkmak, onun azline sebep olmak; fitne sayılmaz mı?
 
Aman fitne çıkmasın, deniliyor!..  Fitne zaten çıkmış… Fitneyi çıkartmışlar! Bu fitnenin durdurulması lazım… Fitnenin durdurulması ise, fitneye sebep olanlardan hesap sorulması, onların azledilmesiyle mümkündür!
 
Sayın Davutoğlu, fitnenin büyümemesi için isabetli bir hareketle istifa etmiştir.
 
Fitnenin söndürülebilmesi ise; 
Ya liderin istifasına sebep olan MKYK üyelerinin istifalarının alınmasıyla…
Ya da, istifa etmezler ise kongrede MKYK üyelerinin de seçimine gidilerek yönetimden uzaklaştırılmalarıyla mümkündür. 
 
Bunun yapılmaması; Genel Başkan Ahmet Davutoğlu’na yapılan itaatsizliğe göz yummak olur.
Böyle bir tavır ise; bundan sonra gelecek genel başkanlara, hatta il ve ilçe teşkilatlarında itaatsizliğe yol açacaktır.” (Ahmed Çıtlakoğlu, 06 Mayıs 2016)¬ 
https://www.ahmedcitlakoglu.com/davutoglu-nun-azli-lidere-isyan-sayilmaz-mi/446/Detay
***
“Bir ahmak misk için fena kokuyor derse canın sıkılmasın. Çünkü bu söz saçmadır. 
Eğer bu söz soğan için söyleniyorsa: “Böyledir!” de, onu tasdik et. Kokmuş beyinlilik yapıp da itiraz etme.” (Şeyh Sâdî Şîrazî)
 
Vesselam…
Ahmed Çıtlakoğlu  
28 Nisan 2019 Pazar / 23 Şaban 1440