Devlet Başkanı eğer "Yaşadığımız kritik dönemin ruhuna uygun şekilde, gerekiyorsa “devlet ve millet olarak fedakârlık yapmaktan, acı da olsa doğru reçeteleri uygulamaktan kaçınmayacağız" diyorsa veya böyle konuşmak zorunda kalıyorsa;
Demek ki içinde bulunduğumuz durum fevkalâde acının da acısı!..
***
Bu ülke bizim, bizim başka ülkemiz yok, başka gidecek ve sığınacak yerimiz de yok...
“Efendim bu hâle nasıl geldik, neden geldik, bunun sorumlusu kim” gibi sorgulamaların şimdilik bize faydası yok!..
***
Gemi karaya oturmuşsa, kurtulmayı beklerken kaptanı ve tayfaları suçlamanın anlamı olmaz.
Bir kazanın ve felaketin olduğu yerde öncelik; kaza ve felâketzedelere yardım elini uzatmaktır…
Sonra da sorumlulardan hesap sormaktır!..
***
Aziz milletimiz cefakâr ve fedakârdır…
Bu acı ne ki, milletimiz bugüne kadar bundan daha nice acılara tahammül etmiş ve üstesinden gelmiştir.
***
Fedakârlık mı; bu, bizim milletimizin işi!..
Ancak milletimiz önce devletin ve yöneticilerin fedakârlık yapmasını bekler!..
Eğer lider taşın arkasına saklanırsa millet dağın arkasına saklanır.
Lider taşın arkasına saklanmazsa millet dağın arkasına saklanmaz!
***
Devletin fedakârlığı yanında ilk planda sarsılan güven tazelenmelidir!..
Milletin idarecilere güven duyabilmesi için:
- Yöneticiler öncelikle dışlayıcı ve suçlayıcı üslubu terk etmeli…
- Acilen kamuda israfı ve yolsuzlukları önleyici düzenlemeler yapılmalı ve uygulanmalı...
- Merkez Bankası Başkanı ve bir bakanın değişmesi yetmez; bu acı tabloya sebep olan parti ve hükümet üyeleri de acilen değiştirilmeli!..
***
Hakikati yazan kalemleri susturmayın!..
Hakikati yazan kalemlere destek vermiyor, veremiyor olsanız da hiç değilse engel olmayınız, onları itibarsızlaştırmayınız!..
Hakikati yazanlara bugün sahip çıkmazsanız, yarın hakikatleri yazdıracak kalem bulamayabilirsiniz…
***
Hakikat olmayanları hakikatmiş gibi yazdırabilmek için menfaat bağımlısı tetikçi sözde kalemlerle belki günü kurtarabilirsiniz, lakin geleceği kurtarmanız mümkün değildir…
***
Bugün hakikat olmayanları hakikatmiş gibi yazdırdığınız besleme kalemler, yarın hakikatleri hakikat gibi yazacak olsalar da inandırıcı olamayacaklardır.
***
Hakikatlerin hakikat olarak yazılmadığı an ise; sizler için tehlike çanlarının çaldığı an olacaktır!
***
"Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık tutulduğunda; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak" (Son Mohikan)
Vesselam…
Ahmed Çıtlakoğlu
21 Kasım 2020 C.tesi / 06 Rebiulahir 1442