Seçime üç gün kaldı hala siyasî belirsizlik devam ediyor.
Parti teşkilatları ve adaylar oturuyor olmasalar da seçmenin gündeminde hala seçim yok.
Son kamuoyu anketlerine bakılırsa 7 Haziran’a göre ciddi bir değişikliğin olabileceği görülmüyor.
7 Haziran krizinden sonra mecburi seçime gidilirken parti liderleri “seçmenin 7 Haziran’da verdiği mesajı doğru anladık” demiş olsalar da, bugün görünen o ki; ya mesaj doğru okunmamış, ya da mesaj istikametinde gereken yapılmamış!
Sebepler ne olursa olsun, bu saatten sonra artık fazla yorum yapmanın ve konuşmanın pek anlamı olmayacaktır.
Önemli olan; bundan böyle, bu şartlar altında neler yapılmalı, nasıl hareket edilmeli?.
Görülen o ki, şayet 1 Kasım’da 7 Haziran gibi bir netice olursa; kriz kaçınılmazdır!
***
Keramet demek ki 3 dönemliklerde değilmiş!
7 Haziran neticelerini 3 dönemlikler devre dışı kalmasına, aday gösterilmemiş olmasına bağlayanlar, 3 dönemlikler 7 Haziran’da aday olsaydı netice böyle olmazdı diyenler, 1 Kasım için 3 dönemliklerin neredeyse yarısını aday gösterenler; seçime 3 gün kala hala %45’in görülememesi karşısında acaba gerçeği görebildiler mi?
Demek ki keramet 3 dönemlilikler de değilmiş!..
Belki de 7 Haziran neticesi; 3 dönemlikler sebebiyleymiş!
***
Ak Parti yalnız başına iktidar olmalıdır!
Muhalefet partilerinin liderlerinin düşünce ve tavırlarında bir değişiklik olmadığına göre…
Ak Parti yalnız başına iktidar olamadığı takdirde; CHP, MHP ve HDP arasında koalisyon kurulma ihtimali görülmediğine göre;
Ekonomik ve siyasî kriz yaşanmaması ve istikrar için…
Türkiye’nin Suriye ve Irak gibi olmaması için…
Milletimizin huzuru, evlat ve torunlarımızın istikbali için; Ak Parti yalnız başına iktidar olmalıdır!
Mes’ele; aday mes’elesi değil, hatta parti mes’elesi de değil… Mes’ele artık ülke mes’elesidir.
Bugünkü siyasi partilerin ve liderlerin misali şuna benziyor:
“Menzile giden 3-5 vasıta var… Bunlardan biri; güvenilir ve sağlam… Kaptanı da gayet liyakatli… Lakin hostes ve personeli yetersiz mi yetersiz… Yolcularla diyalogu seviyesiz mi seviyesiz!
Diğer vasıtalar güvenilir ve sağlam olmadığı gibi kaptanları da pek liyakatli değil… Lakin hostes ve personeli gayet mütevazı ve nezaketli.”
Nasıl ki gayesi bir an önce menzile gitmek olan yolcular, hostes ve personelin mütevazılığı ve nezaketli oluşlarına bakmaksızın kaptanı liyakatli ve kendisi de güvenilir ve sağlam olan vasıtayı tercih ederlerse…
Genel seçimlerde de hostes mesabesindeki adaylara değil liderlerin liyakatine bakılmalıdır.
***
Son kamuoyu anketleri gösteriyor ki, 2011’de Ak Parti’ye rey verip de 7 Haziran’da (şu veya bu sebeple) rey vermeyenlerden bir kısmı hala ikna olamamışlar veya edilememişler.
Ey sağduyu sahibi Ak Partililer!..
Ey sağduyu sahibi seçmenler!..
Belki milletvekilleri ve belediye başkanlarının bugüne kadarki olumsuz icraatlarına bakarak veya liyakatsiz adayları beğenmeyerek, belki “ders olsun” düşüncesiyle 7 Haziran’da rey vermemiş ve 1 Kasım’da rey vermemeyi düşünmüş olabilirsiniz…
Ancak adaylara kızıp partiye rey vermemek, pireye kızıp yorganı ateşe atmak gibidir!
Adaya kızıp partiye rey vermemekle adaydan hesap sorulmuş olmayacaktır.
Son kamuoyu anket raporları, bir bakıma zaten onlardan hesap sorulduğunun işaretidir.
Bu, aynı zamanda 1 Kasım’dan sonra parti içi sorgulamanın başlayacağının da habercisidir.
Dün olduğu gibi bugün de adaylar arasında yine; gurur ve kibirlerinden dolayı yanlarına yaklaşılamayan, seçmenine selam vermeyen ve tanımak istemeyen, cenaze ve düğünlerine iştirak etme nezaketini dahi göstermeyenler olabilir…
Lakin başkalarının yanlış hareketleri bizleri yanlış hareket yapmaya sevk etmemeli.
Ekonomik ve siyasî krizin yaşanmaması için…
Türkiye’nin Suriye ve Irak gibi olmaması için…
Milletimizin huzuru, evlat ve torunlarımızın istikbali için; adaya değil partiye rey verilmelidir!
***
Ak Parti, 1 Kasım’da kazanmak ve tek başına iktidar olmak zorundadır. Şayet tek başına iktidar olamaz veya iktidar olsa dahi % 45’in üzerinde rey alamayacak olursa, tehlike çanları çalmaya başlayacaktır.
Seçime üç gün kalmasına rağmen anketlerde yalnız başına iktidar görünmez iken, şayet Ak Parti 276 üzerinde milletvekili çıkartacak olursa; bu başarı adayların ve yönetimin başarısı değil, milletin başarısı olacaktır… Aksine 276’nın altında çıkartılacak vekilin ve başarısız seçimin sorumluluğu da adaylar ve bu adayları tensip edenlerin üzerinde olacaktır.
***
Altın vuruş!..
Ak Parti’nin güç kaybetmesinde bazı 3 dönemliklerin büyük payı olması yanında, bu 3 dönemliklerin önümüzdeki bir 3 dönem daha partide söz ve güç sahibi olacağı gerçeği; seçim heyecanın olmamasında ve parti teşkilatlarında bir yerlere gelme beklentisi olan nice partililerin partiden uzaklaşmasında etkili olduğu söyleniyor.
Ak Parti’nin tek başına iktidar şansını yakalayabilmesi için; 3 gün içinde bir “altın vuruş” yapılmalıdır:
3 dönemlikler bu dönemden sonra aday olmayacaklarını deklare edip ümitsizliğe sevk ettikleri kişilerin ümitlerini artırmalı!..
İl-ilçe teşkilatları 1 Kasım’dan sonra yeniden yapılanmaya fırsat vermek için istifa edeceklerini açıklamalı!
“Eden kendisine eder; yapan bulur ve çeker. Unutma, kazanmak koca bir ömür ister. Kaybetmeye ise anlık gaflet yeter.” (Hz. Mevlana)
Vesselam…
29 Ekim 2015 / 16 Muharrem 1437