İki Kaide,Tek Paide

Abdurrahman AKSU

İnsan topluluklarını millete çeviren temel taşları incelediğimiz de iki kaide asla eksik olmaz ! O milletin her manevi sembolünde , başka söyleyişle mukaddesatında bu iki kaidenin köklerine rastlanır.Peki nedir bu iki kaide?Kimilerine farklı alanlar olarak yansıyan fakat gerçek mana da birbirinin destekçisi ve tamamlayıcısı dil ve kültür…
        Tarihin başlangıcından bu yana süren serüveni detaylandırdığımız da bu kaidelerin hep aynı rollerde yer aldığını görmekteyiz.Zira hangi topluluklar arasında kültürel alışveriş gerçekleşmişse bunun dile yansıdığını,başka söyleyişe ; hangi dilden  bir kelimenin başka dile ilave edildiğinde o dilin hakim olduğu kültürde değişimler olduğu görülmekte.İşte bu ikilem birbirine bu kadar hassas uçlarla bağlı…
         Zenginleşen, refah düzeyini yükselten milletler hep edebi ve kültürel bakımdan üst düzeydedirler. Ancak bu iki kaide yükseklerde kendini bulduğunda o millet tam mana da kendini “hür” hissedebilmiştir. Tüm şartlar yerinde olsa dahi dil açısından dışa bağımlılık söz konusu ise kültürün köreldiği, aynı şekilde kültürel bakımdan dışa bağımlılığın veya dışarıdan kültür asimilesine uğradığında dilin zayıfladığı ,yabancılaştığı göz çıplaklığıyla ortaya çıkmakta!
       Evresel manada olayı süzersek; hangi coğrafya olursa olsun, dili ve kültürü arasında bağları ölümsüzleştiremeyen insan toplulukları, bahislerinde geçtiği gibi insan topluluklarından öteye geçemediler .Velhasıl,kültürünü dilde,dili ülkesinde yaşamayanlar ,millet duruşundan , üç beş manda topluluğu rolüne geçiş yapmışlardır !
Bütün bu bulgular bize gösteriyor ki , var olabilmenin ve varlıkta söz söyleyebilmenin yolu dili kültüre enjekte etmekten geçiyor.Zaten kendi milletimizin tarihine ufacık bir göz attığımız da durumun ne kadar reel olduğunu, yorum zahmetine katlamadan görüyoruz.Son nidaysa ; “ dili milletimizde , kültürü tüm Türk Diyarlarında  yaşabileceğimiz nice günlere “…