İnsanların alışkanlıklarını değiştirmeleri zordur. Dolayısıyla berberini bile değiştirme konusunda zorluk çeken bir milletin ülkenin hükümet sisteminin değiştirilmesine evet demesi kolay bir iş değildir. O nedenle tarihi önemi olan 16 Nisan 2017 tarihli referandumdan çok yüksek evet oranları bekleyerek üzülmenin ve referandumun sonuçlarını bu şekilde yorumlamanın pek doğru olmayacağı kanaatindeyim. Sonuçta bu bir referandum onaylarsın ya da onaylamazsın. % 51,4 ile millet evet kararı vermiş ve bu değişiklik kabul edilmiştir ülkemiz için hayırlı olsun.
*
Dünya’da referandum sonuçlarına bakılacak olunursa arada çok büyük farkların olmadığı görülecektir. Her ne kadar yukarda fazla üzülmeye gerek yok demiş olsak da milletin referandumda verdiği bir mesaj da vardır ve bu siyasiler ve özellikle Ak Parti cenahı tarafından iyi okunması, yorumlanması ve ona göre düzenlemeler ve değişiklikler yapılması anlamlı olacaktır.
*
Kısa bir girişten sonra referandumun piyasalar üzerindeki etkisini değerlendirmeye başlayabiliriz. Referandumun son haftalarında piyasalar evet çıkacağını tahmin etmiş olmalı ki piyasalar eveti satın aldı ve BİST (İstanbul Menkul Kıymetler borsası) 90 bin seviyelerini aştı ve döviz kuru gevşedi. Pazartesi sabahına uyandığımızda piyasaların hem önceden eveti satın alması hem %51,4’ün beklenenden düşük olması hem de özellikle CHP’nin referandumla ilgili kafa karıştırıcı açıklamaları evetin piyasalara yeterince yansımamayışına neden olmuş görünüyor. Fakat önümüzdeki dönem yabancı sermayenin tekrar BİST’te alım yapmaya başlayacağını söyleyebiliriz.
*
Referandumun ardından döviz kurları aşağı yukarı yönlü hareketlerde bulundu ve şimdi referandum öncesinden daha yüksek bir seviyede yerleşmiş görünüyor. Dövizdeki değişmelerde dış faktörler de oldukça belirleyici olduğundan FED’in bundan sonraki süreçte iki faiz arttıracağını söylemesi ve Trump’ın değişken açıklamaları da döviz kurunda oynaklığa neden olmaya devam ediyor.
*
Referandumda evet çıkmasının ardından dövizde beklenen azalma olmaması Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve ekonomi ile ilgili bazı bakanların referandum öncesinde faizle ilgili açıklamaları ile de destek buluyor olmasından kaynaklanabilir. Ben de faizlerin düşük olmasını istememe rağmen eğer hükümet tarafından faizleri düşürmeye yönelik adımlar atılırsa kurda artış olacağı beklentisi ortaya çıkabilir. Şu durumda faizlerle fazla oynamak ve konuda konuşmak pek akıllıca görünmüyor desek yeridir.
*
Milletimizin en önemli yatırım araçlarından altına dönecek olursak özellikle Kuzey Kore’nin füze denemeleri üzerine ABD’nin tehdit içerikli mesajları, 3 uçak gemisini Kore karasularına göndermesi ve Çinli havayolu şirketinin Kuzey Kore’ye olan uçuşlarını askıya alması her zamanki gibi altına olan talebi arttırdı ve altın fiyatları yükseldi. Bundan sonraki süreçte de krizin tırmanmaya devam etmesi durumunda altın yeni rekorlar kırmaya devam edecektir. Suriye’deki duruma müdahale girişimleri dövizin ve dolayısıyla da altın fiyatının artmasına etki edebilir.
*
Biraz da büyümenin motoru inşaat sektörüne bakacak olursak; evet çıkması herhalde en çok Türkiye’nin büyümesinin motoru olan ve istihdama önemli katkısı olan inşaat sektörüne yarayacak gibi görünüyor. En azından 2019 yılına kadar belirsizlik durumu ortadan kalkmış ve sektörün önü açılmış gibi görünüyor. Burada özellikle demirdeki fiyat hareketleri de sektörü etkileyecektir. Son bir aydır kilogram fiyatı 1,95 TL seviyelerinde olan demir özellikle dövizdeki dalgalanma, Çin’in dünyadaki demirin büyük kısmını alması ve mevsimsel şartların uygun olması nedeniyle artma eğilimine girebilir. Fakat her sene olduğu gibi yaz ortalarına yaklaşırken demir fiyatında az da olsa bir azalma durumu ortaya çıkabilir.
Yeni anayasa değişikliğinin ülkemize, milletimize ve ekonomimize dinamizm ve istikrar kazandırması ümidiyle…