''TurkishTea'' markası oluşturma hedefleri ve çayla ilgili bazı verilere ilişkin bilgi veren Yazıcı, hem üretiminde hem de dünya pazarlarına sunumunda Türk Çayını alternatifi olmayan bir içecek haline getirmeyi amaçladıklarını söyledi.Yazıcı, ''Hükümet olarak 2023 yılına kadar dünya çapında en az 10 marka üretme hedefi koyduk. Bu 10 markadan biri mutlaka Rize Çayı-Türk Çayı olacak. Türkiye'nin en önemli endüstriyel değerlerinden biri olan çayımızı, bir marka değer haline getirmek, Yeşil Altın'ı hak ettiği konuma ulaştırmak hepimizin üzerine düşen sorumluluktur'' diye konuştu.
Markanın amacının, çayı daha rekabetçi bir duruma getirmek, dış pazarlara daha fazla açabilmek olduğunu anlatan Yazıcı, çayda dış pazara açılmanın önünde yüksek maliyet ve ürün çeşitliliğinin olmaması gibi yapısal ve ciddi sorunlar bulunduğuna dikkati çekti.
İç pazarda demleme çay yaygınken, Avrupa pazarında poşet çay talebinin daha fazla olduğuna işaret eden Yazıcı, dolayısıyla pazara uygun ürün geliştirilmesinin bir ihtiyaç olduğunu dile getirdi.
Dünya çapında marka üretmenin aynı zamanda kendi kültürünü tanıtmak ve transfer etmek anlamına geldiğini vurgulayan Yazıcı, ''TurkishTea olarak adlandırılacak Türk çayı ve altında oluşacak markalarla, Türk çay içme kültürü ve diğer geleneksel unsurlarımız dünyaya tanıtılacak'' dedi.
Dünya genelinde çay üretimine bakıldığında, 2009 yılı itibariyle 3 milyon 14 bin hektar olan çay ekim alanlarının yüzde 47'sinin Çin'de bulunduğunu hatırlatan Yazıcı, Türkiye'deki 75 bin 851 hektar olan çay ekim alanlarının ise dünya çay ekim alanlarının yüzde 2.51'ini oluşturduğunu belirtti.
En çok ihracat Belçika, Hollanda ve KKTC'ye
Türkiye'nin 2009'da 198 bin 601 tonluk net kuru çay üretimiyle dünya 5. olduğunu hatırlatan Yazıcı, şunları kaydetti: ''Türkiye, çayın ülke ekonomilerindeki konumu ve çay tarımının verimliliğiyle ilgili önemli göstergelerden biri olan hektar başına elde edilen ürün bazında, 2 bin 618 kilo ürünle dünya birincisi konumunda bulunmaktadır. Kişi başına çay tüketiminde de yine dünyada ilk sıradayız.
Yaş çay üretici fiyatları ortalaması 2003 yılında 0.36 KG/TL iken, 2010 yılında 0.85 KG/TL olarak, siyah çay üretici fiyatları ortalaması ise aynı 2003'te 6.13 lira iken 2010'da 10.67 lira olarak gerçekleşmiştir. Yaş çay üretici fiyatları ortalaması 2003-2010 yılları arasında yüzde 135 artış gösterirken, siyah çay üretici fiyatları ortalamasında aynı dönemde yüzde 75 artış olmuştur.''
Kaçakçılıkla mücadele
Ülke ekonomisinin geliştirilmesi önündeki en önemli engellerden biri olan kaçakçılık olgusunun çay üretimi için de söz konusu olduğuna dikkati çeken Yazıcı, çay üreticilerinin haklarını korumak için çay kaçakçılığıyla etkin mücadele ettiklerini anlattı.
Bakanlık olarak yasal ticareti kolaylaştırmak için gerekli tedbirleri aldıklarını, yasa dışı ticareti önlemek için de yoğun çaba sarf ettiklerini dile getiren Yazıcı, çay kaçakçılığı ile ilgili şu bilgileri verdi: ''Gümrük kapılarında iyileştirmeler yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Gümrük Muhafaza Genel Müdürlüğümüz gümrük kapılarında, girişlerde aldığı tedbirlerle kaçak çay faaliyetlerini önlemeye çalışmakta. Çay kaçakçılığı ile mücadele anlamında 2010 yılında gümrük muhafaza ekiplerimiz ve diğer kolluk kuvvetlerince yakalanan miktar 3 bin 200 tondur. Son 3 yılda toplam 8 bin 400 ton kaçak çay yakalanmıştır. Kaçakçılıkla mücadele kapsamında Çay Kaçakçılığı ile Mücadele Eylem Planını hazırladık. Bakanlığımız ile Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü arasında 31 Mart 2010'da 'Sahte ve Kaçak Çay Ticareti ile Mücadelede İşbirliği Protokolü'nü imzaladık. Çay kokusuna duyarlı çay detektör köpekleri kullanılmaya başlandı. Çay kaçakçılığıyla mücadele çalışmalarımız, kara sınır kapılarımızda 11, deniz liman kapılarımızda 6 olmak üzere toplam 17 araç ve konteyner tarama sistemiyle de destekleniyor. Ayrıca Türkiye genelinde birçok bagaj X-Ray faaliyette olduğu gibi, videoskop, fiberoskop, yoğunluk ölçüm cihazı, kapalı devre TV sistemleri, hızlı motorbot, mobil ekip araçları gibi birçok teknik cihaz da çay kaçakçılığı ile mücadelede kullanılıyor.''