Avrupa Şampiyonası Euro 2000’e katılmak için 4 Eylül 1999'da Türkiye ile İrlanda arasında oynanan " baraj eleme maçı öncesi tv programında Hıncal Uluç un oldukça sert eleştiri yönelttiği Milli Takım Teknik Direktörü Mustafa Denizli, milli maç sonrası yaptığı açıklamada Hıncal Uluç’u isim vermeden "içimizdeki İrlandalı" olmakla suçlamış ve Uluç’un Milli Takımın başarılı olmasını istemediğine vurgu yapmıştı. Sanattan spora , siyasetten ekonomiye kadar tüm alanlarda günümüze kadar ulaşan tarihe geçen o söze adeta nazire yaparcasına benzer bir ifadeyi Ünlü İşadamı Sedat Peker yaptı. Peker, Ak Parti'nin başkanlık sistemini getirecek güce ulaşmaması için eskiden Ak Parti’nin ağır topları olan bazı isimlerin el altından çalışma yaptığını iddia etti.
Ünlü İşadamı Sedat Peker, 7 Haziran seçimlerinin çok farklı bir seçim olduğunu paylaştığı bugünkü sosyal medya paylaşımlarında gündeme bomba gibi düşecek iddialarda bulundu. Peker, Ak Parti’nin kendi içerisinde bir seçim yaşadığını ifade ettiği paylaşımında , “Eskiden kendini AK Parti’nin ağır topları olarak isimlendiren bazı kişiler, el altından yaptıkları çalışmalarla AK Parti’nin oyunu %39 - %40’larda tutarak, başkanlık sistemini getirecek güce ulaşılamaması için çalışmalar yapmaktalar. Eğer başarılı olurlarsa seçimden sonra da mevcut AK Parti yönetiminin gücünü elinden almak için el altından yaptıkları çok sessiz çalışmalarına biraz daha hız vereceklermiş gibi görünüyorlar.” dedi.
Peker, bugünkü paylaşımında ayrıca 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün sözlerine isim vermeden “eski cumhurbaşkanı” ibaresiyle atıfta bulunarak, “Eski Cumhurbaşkanı'nın adeta muhalefet partilerine kıyak yaparcasına ‘Muhalefet partileri, oyunu bu seçimde mutlaka arttıracaktır.” demesinden etkilenip, 23 Nisan çocukları gibi sevinen muhalefet parti yöneticilerinin, TÜRK milleti için ne kadar büyük bir şanssızlık olduğunun takdirini de kıymetli dostlarına bıraktı.
İşte Peker’in o paylaşımı:
Kıymetli dostlarım,
Bugüne kadar yaşamış olduğumuz seçimlerden ilk defa farklı bir seçimle karşı karşıya olduğumuzu şaşkınlıkla gözlemlemekteyim.
Normal şartlarda seçimler, iktidar partisi ile muhalefet partileri arasında geçer. Ara sıra bu mücadeleye dışarıdan güçlerin etki yaptığı da görülebilir. Bu seçimlerde de geçen seçimlerde olduğu gibi hem paralel yapının hem de yabancı istihbarat birimlerinin etkileri kaçınılmaz bir şekilde görülmekte (Son birkaç seçimdir artık bu duruma alıştık.).
Bunlar bütün toplum tarafından gözlemlenen ve bilinen şeyler. Bence bu seçimin en enteresan yanı, bu seçimin AK Parti’nin kendi içinde cereyan etmesidir. Bunu kimse sesli olarak dile getirmese de eskiden kendini AK Parti’nin ağır topları olarak isimlendiren bazı kişiler, el altından yaptıkları çalışmalarla AK Parti’nin oyunu %39 - %40’larda tutarak, başkanlık sistemini getirecek güce ulaşılamaması için çalışmalar yapmaktalar. Eğer başarılı olurlarsa seçimden sonra da mevcut AK Parti yönetiminin gücünü elinden almak için el altından yaptıkları çok sessiz çalışmalarına biraz daha hız vereceklermiş gibi görünüyorlar.
Biz cezaevindeyken seçime üç-beş ay kala AK Parti’nin kadın kolları, ellerinde kahve paketleriyle ev ev gezerek, oy istemeye başlarlardı. Cezaevinde yaptığımız sohbetlerde AK Parti’nin en çok oy alma sebeblerinden birinin kadın kollarının yaptığı bu ziyaretler olduğunu görürdük. Şu an da ise seçime 40 gün kaldığı halde ortada ne oy istemek için ziyaretlere gelen kadın kolları ne de partili kimseler var. Kim bilir mutlaka başka çalışmalar yapıyorlardır. Ancak yaptığımız dost sohbetlerinde maalesef bu çalışmaların çok fazla dikkat çekmediği öngörülüyor.
Gerçekten tarihin en enteresan seçimini yaşıyoruz. İktidar partisinin geçen seçimlerde muhalefet partileriyle, paralel yapıyla, dış istihbarat servisleriyle uğraşırken hiçbir sıkıntısı yoktu. Ancak bence şu an en büyük rakip karşısına çıktı. Açık açık kendi içindeki bazı menfaatperest insanlar tarafından sabote ediliyor (Bunu yalın bir gözle bakan, akıl sahibi olan bütün gözler bence rahatlıkla görebilmekte.).
Bu seçimin sonucunu ben de gerçekten çok merak ediyorum. Mevcut yönetim; muhalefet partilerini, paralel yapıyı, dış istihbarat servislerini ve kendi partilerinin içindeki gizli büyük yapıyı yenebilirlerse galiba AK Parti’yi tebrik etmekten başka kimseye yapabilecek başka bir şey kalmayacaktır.
Bu gerçekler ortada dururken eski Cumhurbaşkanı'nın adeta muhalefet partilerine kıyak yaparcasına "Muhalefet partileri, oyunu bu seçimde mutlaka arttıracaktır." demesinden etkilenip, 23 Nisan çocukları gibi sevinen muhalefet parti yöneticilerinin, TÜRK milleti için ne kadar büyük bir şanssızlık olduğunun takdirini de kıymetli dostlarım, sizlerin vicdanına bırakıyorum.
Eski bilgeler bu öğretiyi galiba boşuna söylememişler; “İhanet denen o görünmez yaratık, insanın en yakınında sinsi bakışlı, çatal dilli, bir yılan gibi sessiz sedasız dolaşır durur. İnsanı takip eden bir gölgedir ihanet.”
BİR UMUTTUR YAŞAMAK
SEDAT PEKER