Sobanın etrafını çitle kapattıktan sonra rahatladıklarını ve artık çocuğun peşinden koşmadıklarını söyleyen Kurt, ahşap malzeme kullanmasıyla ilgili ise, “Ahşap düşünmemizin nedeni, burası Karadeniz, ağacın bol olduğu bir yer. Elimizde de ağaç olduğu için böyle bir şey düşündük. Fark etmez yani, yandıktan sonra yenisini yine yaparız. Bizde ağaç bol. Amaç, çocuğu korumak. Yanacağını tahmin etmiyoruz. Yine de yanarsa yenisini yaparım” diye konuştu.
Celal Kurt, sobanın etrafındaki kafesin eve gelen misafirlerin ilgisini çektiğini ve kendilerinin de aynısından yaptırmak istediklerini belirterek “Merak ettikleri şey, sobayı yakarken ya da külünü boşaltırken bir sıkıntı çekip çekmediğimiz. Yakıt doldurup külünü boşaltmada veya yakmada herhangi bir zorluk yaşamıyoruz. İlk etapta aceleden biraz eksiklerim oldu ancak yenisini yaparsam daha pratik bir model de geliştirebilirim” ifadelerini kullandı.