Törende günün anlam ve önemini anlatan konuşmayı Güneydoğu Gazisi Selehattin Yanık yaptı. Yanık konuşmasında, askerliğini şehit veya gazi olmadan tamamlayan askerlerinde hayatta büyük güçlüklerle karşılaştığına dikkat çekerek top mermilerinin yıkamadığı yiğitlerin hayatın zorlukları karşısında devrildiğini belirtti. Yanık konuşmasında, “Bizim Tim’de birlikte görev yaptığı Orhan adında bir çavuş vardı. Silahı ile kaçak bir PKK’lıyı arkasından kovalayarak canlı yakalayacak kadar cesur ve kahramandı. Askerden sonra yaşadığını ekonomik yetersizliklerden sonra yaşadığı psikolojik sorunlardan dolayı ailesi dağıldı. Bu yaz İzmir’de ziyaretine gittim. Bir ayakkabı tamirci dükkanında çalışıyordu. Top mermisi ile yere düşmeyecek Orhan’ı hayat yere düşürmüştü. Perişan halde buldum onu. O gururlu genci hayat harcamıştı. Selam olsun tüm şehitlere tüm gazilere ve tüm Orhan gibilere” dedi.
Yanık, konuşmasında bedelli askerlik yapmak isteyenlere de seslenerek “Aziz vatan toprağımız üzerinde, adına PKK denen ve insanlıktan nasibini almamış, gözünü kan bürümüş insan dışı yaratıklarla mücadelede elbette devlet olmanın gereği belli bedeller ödenmiş ve ödenmektedir de. Bizler görev verildiğinde vatanı uğruna ölmeye davul zurna eşliğinde gideriz. Orası peygamber ocağıdır. Orada oğlu şehit düşen ailelerin gururu erişilemezdir. Ülkesi için hayatının baharında toprağa düşen, çoğuna damatlık bile giymek nasip olmayan, evli ise doğacak çocuğunu bile göremeyen şehitlerimizi ve ölmemiş ama cephede uzuvlarını kaybeden gazilerimizi hiçbir zaman unutmamamız gerekir. Son günlerde Şehit sayıları arttıkça ‘Oğlumu bedelli askerlik yaptıracağım’ diyenler çıktı. Unutulmamalıdır ki; Allah tarafından kutsal sayılan değerleri koruma ve kollama görevi kaderine kutsiyet yazılmış bireylere nasiptir. Bayrak, vatan, namus, şeref gibi değerlerini para gücüyle koruyabileceklerini düşünenler unutmasınlar ki; bu mantığın sonucu olarak gün gelir koruyacak değerler bulamayacak” diye konuştu.
Ardından Binbaşı Ahmet Güneş Gaziler Günü konulu konuşmasını yaptı.
Tören sırasında gaziler kendilerine ayrılan sandalyelerde otururken, protokol ise töreni ayakta izledi.