Rize Uyuşturucuya Savaş Açtı
Rize İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından uyuşturucu madde kullanma riski içindeki lise çağındaki gençlere yönelik yapılan çalışma ile 328 uyuşturucu madde bağımlısı gencin tedavisi tamamlandı.
Konu hakkında Rize Denetimli Serbestlik Müdürü Mehmet Ali Kara, Rize Adliye Binasında DOKA destekli ÖzgüRize Projesi kapsamında gerçeleştirilen madde kullanımı ile mücadele semineri sonrasında yaptığı açıklamada madde kullanımı ile mücadelenin yalnız polis ve yargının işi olmadığını, daha etkili olabilmek için ailelerin ve toplumun bu konuda daha fazla sorumluluk alması gerektiğini bildirdi.
Kara, yaptığı yazılı açıklamada, denetimli serbestlik müdürlüğüne gelen dosya sayısında ağırlığı madde kullanımına bağlı suçların oluşturduğunu belirterek, şunları ifade etti: ''Son yıllarda gençler arasında uyuşturucu ve uyarıcı madde kullananımın giderek arttığı söylenebilir. Bu artış toplumsal açıdan çok ciddi riskler doğurmaktadır. Bu riskin varlığı, uyuşturucu ve uyarıcı madde kullananların rehabilitasyonunu öngören 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinde belirtilen ''tedavi ve denetimli serbestlik'' tedbir kararlarının önemini bir kat daha arttırmaktadır. Kanun koyucu burada uyuşturucu ve uyarıcı madde bağımlılarını demir parmaklıklar arasına veya dört duvar arasına göndermeden önce alternatif infaz ve ıslah sistemini tercih ederek salt suçluyu cezalandırmak yerine onu rehabilite ederek topluma yeniden kazandırma anlayışını tercih etmektedir. Bizler de uyuşturucu madde ile mücadelede temel mantığın madde kullananların rehabilitasyonu şeklinde olması gerektiği, uyuşturucu ile mücadelede bu yaklaşımın daha faydalı olacağı düşüncesindeyiz.''
Rize Cumhuriyet Başsavcılığı ve Milli Eğitim Müdürlüğü ile işbirliği yaparak, uyuşturucu madde kullanma riski içindeki lise çağındaki gençlere yönelik çalışma yaptıklarını vurgulayan Kara, şunları kaydetti: ''Bu etkinliğimizle birlikte yaklaşık üç bin lise öğrencisine ulaşarak madde bağımlılığı konusunda farkındalık yaratmaya çalıştık. 2006 yılından 2012 yılının ilk üç ayına kadar toplam 750 kişi hakkında tedavi ve denetimli serbestlik kararı verildi. Uygulanan denetimli serbestlik hizmetleri sonucunda 328 kişinin tedavisi başarıyla tamamlandı. 150 kişinin tedavi ve takip işlemleri ise devam etmektedir.''
İşbirliği yaptıkları kurumlardan gerekli desteği aldıklarını, yalnız bazı kurumlarla sorunlar yaşandığını ifade eden Kara, şunları belirtti: ''Madde kullananların tedavi sürecinde sağlık kurumlarıyla sıkıntılar olmuştur. Bunun da sistemin yeni oluşu, yeterince anlaşılamaması gibi nedenlerden kaynaklandığı düşünüyoruz. Biz, bu sıkıntıların daha fazla işbirliği yapılarak çözülebileceğine inanıyoruz. Uyuşturucu madde kullanımının yaygınlaşması günümüz toplumlarının en önemli sorunlarından biri. Uyuşturucu madde kullanımı yalnızca kişisel bir tercih ve kişisel bir sorunun ötesinde toplumsal bir sorundur. Her suçun topluma karşı işlendiği gerçeğinden hareket edersek, uyuşturucu ile mücadele ederken de toplumun desteği gerekmektedir. Bu anlamda bütün toplum bu yeni sistemin başarılı olması için sorumluluk sahibidir. Bu sistemle tüm toplumsal yaşam alanı, ceza infaz kurumlarının yerini almakta, sosyal hayat içindeki her birey de aslında infaz ve koruma memuru veya bir denetim görevlisi rolünü üstlenmektedir.''
-Uyuşturucu ile şiddet arasında ilişki var-
Yapılan araştırmalar uyuşturucu madde kullanımı ile suç ve şiddete yönelme arasında bir ilişkinin olduğunu ortaya koyduğunu ifade eden Kara, şu görüşlere yer verdi: ''Madde kullanmayla birlikte oluşan davranış bozukluklarının suça yönelmeyi kolaylaştırdığı anlaşılmaktadır. Bu durum, madde etkisindeyken suça karışmak şeklinde olduğu gibi, maddeyi elde etmek için gerekli olan paranın sağlanması noktasında da suç olgusunu doğurmaktadır. Bu nedenle gasp, hırsızlık, fuhuş ve hatta cinayetlerin işlendiği bilinmektedir. Günümüzde maddeye erişim ne yazık ki oldukça kolaylaştı. Bu konuya ilişkin yapılan araştırmalar artık madde kullanımının ilköğretim öğrencileri düzeyine kadar indiğini gösteriyor. Bu durum madde ile devletin tek başına mücadele etmesinin yeterli olmayacağını, toplumun bu noktada daha etkin rol alması gerektiğini ortaya koymaktadır. Madde kullanımı ile mücadele yalnız polis ve yargının işi değildir. Daha etkili olabilmek için ailelerin ve toplumun bu konuda daha fazla sorumluluk alması gerekiyor.''