Rize’de 1990’yı yıllarda çıkan Kıyı Kenar Çizgisi Kanunu ve Karayolları Kanunu’ndan dolayı sahilde bulunan bir çok kamuya ve özel mülkiyete ait binaların ruhsatı bulunmuyor.
Ege ve Akdeniz Bölgeleri’nde yapılan turistik tesisler ile sahil bölgelerinin yağmalanmasının önüne geçmek için 1990’lı yıllarda çıkartılan Kıyı Kanunu ve Kıyı Kenar Çizgisi Kanunu, Karadeniz sahillerinde belediyelerin ve vatandaşların başına dert oldu.
Deniz, tabii ve suni göl ve akarsularda, kıyı çizgisinden sonraki kara yönünde su hareketlerinin oluşturulduğu kumluk, çakıllık, kayalık, taşlık, sazlık, bataklık ve benzeri alanların doğal sınırın olarak tabir edilen Kıyı Kenar Çizgisi, Karadeniz Sahilleri'nde 1990’lı yıllarda belirlenirken, bu tarihten sonra özelikle Rize’de yapılan dolgularla kazanılan alanlardan sonra yeni bir kıyı kenar çizgisi tespiti yapılmamıştı.
Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı’nın 2004 yılında göreve gelmesinin ardından başlattığı yasal çalışmalar ile Rize Belediyesi Mücavir alanı içerisindeki sahil şeridinin kıyı kenar çizgisi yeniden tespit edildi. Yeni tespit yapılana kadar yüzde 70’i dolgu üzerinde bulunan şehrin büyük bir kısmı ruhsatsız binalar ile doluydu ve kanunen bu binaların tümünün tapu iptalleri gündeme gelecekti.
Rize Belediyesi bu sonunu aşarken Rize’nin sahilde bulunan bir çok belediye 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve 2918 sayılı Karayolları Kanunu ile zorluklar yaşamaya devam ediyor. Kıyı kanunu sahillerde yapılanma için çok dar alan bırakırken hemen kıyı kenar çizgisinden geçen karayolu, kanun karayoluna 50 metre mesafede yapılanmaya müsaade etmediği için adeta sahilde yapılanmayı imkansız hale getiriyor.
"BU KANUNLAR KARADENİZ SAHİLLERİNİN GELİŞMESİNE ENGEL"
Bura rağmen bir şekilde ileride ruhsat alınabilir düşüncesi ile kıyı kenar çizgisi içerisinde ve karayoluna 50 metreden daha az mesafede bir çok kamu binası ve özel mülkiyet binaları inşa edildi. Ancak bu binalara ruhsat alınamıyor.
Rize’nin Derepazarı ilçesi sınırları içerisinde bulunan Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Turgut Kıran Denizcilik Yüksek Okulu, Tahir Kıran Öğrenci Yurdu ve yine Kıran ailesi tarafından yaptırılan ancak henüz hizmete açılamayan Anaokulu, kıyı kenar çizgisi içerisinde yar aldığı ve karayoluna 50 metreden yakın mesafede bulunduğu için ruhsatsız olarak faaliyet gösteriyor.
Konuyla ilgili olarak bilgi veren Derepazarı Belediye Başkanı Şaban Kalça, “Bu okullarımızın ruhsat sorunlarının aşılması için çalışmalarımız sürüyor. Bu okullar hayırsever vatandaşlarımız tarafından ilimize kazandırılan önemli yatırımlardır. Rize’nin coğrafi yapısına baktığımızda Kuzey denizdir. Güney ise hemen denize bitişik yamaç dağlardan oluşur. Sahildeki kullanım alanı çok dardır. Bu kanunlar Karadeniz sahilinin gelişmesini engellemektedir. Kanunların gözden geçirilerek bölgenin coğrafi özellikleri dikkate alınarak yeniden düzenlenmesi gerekir” dedi.
"TRABZON'DA DA AYNI SORUN VAR"
Konuyla ilgili açıklama yapan Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı ise Rize Belediyesi olarak bu sorunu aştıklarını belirterek mağduriyet yaşayan diğer bölgeler için biran önce konuyla ilgili yeni bir yasal düzenleme yapılmasının şart olduğunu söyledi. Bakırcı yaptığı açıklamada, “Biz göreve geldiğimizde bu sorunun aşılması için çalışma başlattık. Belediye mücavir alanının kıyı kenar çizgisini netleştirdik. Eğer bunu yasalar çerçevesinde yapmasaydık bugün Ekrem Orhon Mahallemizin büyük bölümü ruhsatız olacaktı ve tapu iptalleri söz konusu olabilecekti. Bizim bazı ilçelerimiz ile Trabzon’da aynı sorun devam etmektedir. Bazı ilçelerimizde karayoluna yakınlıktan dolayı İl Özel İdaresi ve belediyelerimiz çok sayıda binaya kanunen ruhsat verememektedir. Buna rağmen kamu yararı görülen işlerde hayırseverlerimize boş alanlar gösterilerek fiili binalar yapılmıştır. Bir şekilde bunlara ruhsat alınabileceği düşünülmüştür ama gerekli kanuni değişiklik sağlanamamıştır. Bu kanunlar çıkartılırken Ege ve Akdeniz sahilleri göz önünde bulunduruldu. Vatandaşlar veya şirketler tarafından sahillerin yağmalanmaması için çıkartılmış kanunlardır. Bizim arazilerimiz ise denize sıfır ve diktir. 50 metre veya 100 metre geriye çekildiğinizde zaten dağ ile buluşuyorsunuz. Buda sıfır yapılanma demektir. Kanuni düzenleme ile ilgili çalışmalar devam ediyor. Bu kanun biran önce düzenlenmelidir. Anayasa’yı ilgilendiren bir konudur. 2B gibi algılanmalı ve o şekilde çözüme kavuşturulmalıdır” dedi.