Sizleri bu anlamlı buluşmada, en kalbi duygularla, hasretle muhabbetle selamlıyorum. Bugün ülkemiz için tarihi bir güne, Türkiye’nin 60 yıllık rüyasının gerçeğe dönüşmesine hep birlikte şahitlik ediyoruz.
Yıllardır Türkiye’nin kendi otomobilini üretmesi gerektiğini, bizim montajcılıktan çok daha iyisine layık olduğunuzu hep dile getiririz. Ülkemizi 350 bini bile bulmayan otomotiv üretim potansiyelinden 1,5 milyonun üzerinde bir otomotiv üretim seviyesine çıkardık. Bu sektördeki ihracatımız 32 milyar dolara ulaştı. Ama maalesef kendi otomobilimizi üretme çabalarımızda uzun süre netice alamadık. Bu konuda birçok adım attık. Girişimde bulunduk. Bizim hayalimiz tüm hakları ülkemize ait olan, tasarımcılarımızın emekleriyle yoğrulan, milli teknolojilerle üretilen dünyaya adımızı duyuracak bir otomobile sahip olmaktı. Bunun için de bir babayiğit arıyorduk. Nihayetinde milletimizin bu hayaline gönül veren babayiğitler ortaya çıktı ve TOGG’u kurdu.
‘BU SÜREÇTE SESSİZ AMA DERİNDEN GİDİLDİ’
Bu iş için mühendislerimiz gecesini gündüzüne kattı, evinden, çocuğundan ayrı kalma pahasına çalıştı, çabaladı. Bunların bir kısmı da yurt dışındaki prestijli işlerini bırakıp, vatanlarına dönen arkadaşlarımızdan oluşuyor. Ki CEO’muz böyle bir arkadaşımız, kendisine özellikle teşekkür ediyoruz. Fakat bu süreçte sessiz ama derinden gidildi. İşte bugün araçları ilk kez sizlerle paylaşıyoruz.
İçinde bulunduğumuz bu mekanı da özellikle seçtik. Burası Türkiye’nin bilişim vadisi. Burası Türkiye’nin yarınlarını şekillendirecek teknoloji üssü. Aslında biz bu tarihi günde iki mega projeyi aynı anda hayata geçiriyoruz. Hem bilişim vadimizin resmi açılışını gerçekleştiriyor, hem de otomobilimizin ön gösterimini sizlerle paylaşıyoruz.
Türkiye’nin yerli ve milli otomobil arayışı malum yeni değildi. İlk yerli otomobil denemesi olan Devrim’in hikayesi aynı zamanda bize hayallerimizin nasıl kâbusa dönüştürüldüğünün de örneğidir. İşte dışarda Devrim otomobilini gördük. Daha önce uçak yapan, motor geliştiren, silah üreten müteşebbislerimizin başına ne gelmişse, Devrim otomobilimizin başına da aynısı gelmiştir. Kimin sesi olduğu artık gün gibi aşikar olan birileri çıkıp, diğer projeler gibi bunun da hem psikolojik hem de fiili olarak sabote edildiğini görüyoruz. Zor şartlarda kurduğu silah fabrikasında hayranlıkla takip edilen kişiyi, fabrikasıyla beraber havaya uçuranların amacının ne olduğunu gördük.
“TÜRKLER OTOMOBİL ÜRETEMEZ’ DİYE KAMPANYA BAŞLATTILAR”
Devrim üretilirken, “Türkler otomobil üretemez” diye kampanya başlatılıyor. İşin ilginç yanı dönemin sanayi bakanının da buna katılmış olması… Nerelerden geçmişiz ya. Bu teşebbüs hayata geçirilebilseydi bugün Türkiye bambaşka yerde olurdu. Ülkemizin ilk motor fabrika teşebbüsünü başlatan Necmettin Erbakan hocamızı da rahmetle minnetle yad ediyoruz. İnşallah farklı kurumlarımız nezdinde başlattığımız projelerimiz sonuçlandığında birkaç yıl içinde motor meselesini de kökten çözmüş olacağız. Kaybettiğimiz 65 yılın hesabını sormayı da milletimize bırakıyorum.
Devrim otomobilinin önünü kesmeyi başardılar ama şimdi yaptığımız devrin otomobilinin önünü inşallah kesemeyecekler. Bugünkü noktaya gelebilmek için 17 yıldır ter döküyoruz. Peki 17 yılın sonunda ne oldu? Milli gelirimizi 236 milyar dolardan 950 milyar dolarla kadar yükselterek dört kat artırdık.
‘BU ÇARK DÖNECEK ARKADAŞ’
Dün 2 bin 325 lira olarak açıklanan 2020 asgari ücret rakamının ülkemize, iş verenlerimize, çalışanlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Şimdi bunun üzerinde de spekülasyonlar yapıyorlar. Biz iş başına gelirken bir söz verdik. Ne dedik? İşçimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz dedik. Bu ne demektir? Biz hiçbir zaman enflasyonun altında bir asgari ücret belirlemeyeceğiz. Şimdi de aynı şekilde bunu enflasyonun üç dört puan üstünde yola devam edeceğiz. “Biz istediğimiz gibi de asgari ücreti belirleyelim…” Bu çark dönecek arkadaş. Bizim sözümüz ne? İşçimizi ezdirmeyeceğiz, ezdirmedik bugüne kadar. Enflasyonun üç puan üzerinde yapılan artış sonunda, asgari ücret 2002’ye göre reel olarak %154 düzeyinde yükselmiş bulunuyor.
Dünyadaki başarılı örneklerden bir benzerini ülkemize kurmuş bulunuyoruz. Burası milli teknoloji hamlemizi temsil edecek yer. Bilişim vadisi, 3 milyon metrekarelik alana kurulan ülkemizin en büyük teknoloji geliştirme merkezi. Savunma sanayiinde elde ettiğimiz başarıları diğer alanlarda da elde etmek için kurduğumuz bu vadide yarın Türkiye’sini daha sağlam temellere oturtmayı hedefliyoruz. Özellikle milli SİHA, milli İHA, milli helikopter, gemi, tüfek, eğitim uçağı, mühimmat gibi ürünler Türk mühendisliğinin geldiği seviyeyi göstermesi bakımından da son derece önemli. Şimdi artık, bu ürünleri daha geniş bir alana damga vurma haline gelmiştir.
Marmaray’a bilişim vadisi ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi bağlantısı kuruyoruz. İzmir’de kuracağımız yeni teknoloji geliştirme bölgesini de bilişim vadisi altına alıyoruz. Osmangazi Köprüsü burada, artık İzmir’e 2,5 saatte ulaşılabiliyor. Bu açıdan İzmir ve Kocaeli’ni teknolojik olarak buluşturuyoruz. Türkiye’nin üretken gençleri tüm enerjilerini burada somut projelere dökecek.
Yazılımcı sayımızı hızla 500 binin üzerine çıkaracağız. Bilişim vadimiz açacağımız yeni nesil yazılım okullarından birine de ev sahipliği yapacak. Bilişim Vadisi açık kaynak platformunun da aynı zamanda merkezi olacak. İşte tüm bu avantajlarından dolayı, bilişim vadisi Türkiye’nin Otomobil projesine de ev sahipliği yapıyor.
MERAK EDİYORSUNUZ DİYEREK AÇIKLADI
Şimdi merak ediyorsunuz, Bursa’da neresi olacak diye. Onun da ben size müjdesini vereyim Gemlikte Silahlı Kuvvetlerimize ait olan büyükçe bir yerimiz var. yaklaşık 4 milyon metrekarelik bu alanın inşallah şu anda 1 milyon metrekaresini buraya tahsis edeceğiz ve süratle de inşallah fabrikamızın orada yapımına başlayacağız.
‘AĞIRDAN ALAMAYIZ, HIZLA BUNU YAKALAYACAĞIZ’
Ağırdan alamayız, hızla bunu yakalayacağız. Yapay zeka her alanda olduğu gibi otomobillerde de giderek öne çıkıyor. Sanayimizi bir sonraki çağa şimdiden hazırlamak istiyoruz.
Bu konudaki kinayeler ya cehaletin, ya husumetin ya da özgüvensizliğin ürünüdür. Mühendisler şu an yerli otomobilin matematik modelleri ve dayanıklılık testleri üzerinde çalışıyor. Sınıfının en uygun maliyetli aracını inşallah üreteceğiz. Aracımız sıfır emisyonla çalışarak çevreyi hiç kirletmeyecek. Seri üretime geçtiğimizde Avrupa’nın doğuştan ilk elektrikli SUV modeline sahip olacağız.
Bilmiyorum geçenlerde televizyonlarda izlediniz mi? İstanbul’da şoförler odası açıklamasını yapıyor, biz diyor 2020’nin sonuna kadar araç almayacağız, üretimi bekleyeceğiz ve üretim yapıldığı andan itibaren biz kendi yerli otomobillerimizi alacağız. 2022 yılında tüm Türkiye’de şarj altyapımız da hazır olacak. Tüm kurumlarımız hazırlıklara şimdiden başladı. Bu otomobil yerli ve millidir. Ama yerlilikten ve millilikten anlamayanlar var. Onlar bizi hiç ilgilendirmez. Hiç kimse bu gerçeği perdelemeye çalışmamalı.
‘TÜM DÜNYADA BU OTOMOBİLİ YOLLARDA GÖRDÜĞÜMÜZ GÜN…’
Biz Türkiye’nin otomobilini elektrikli olarak üreterek doğrudan geleceğin teknolojisine ulaşıyoruz. Türkiye daha en başından elektrikli otomobil alanına girerek herkesten bir değil, birkaç adım birden öne geçecek. Bu otomobili sadece belli ihtiyaçlarımız için üretmiyoruz. Biz küresel bir marka peşindeyiz. Avrupa gibi yakın pazarlardan başlayarak tüm dünyada bu otomobili yollarda gördüğümüz gün hedefimize ulaşmış olacağız.
“ŞAHSIM ADINA İLK SİPARİŞİ VERİYORUM”
Milletimizin de bu araca sahip olmak için sabırsızlıkla beklediğini biliyorum. Bu otomobilin ticari olarak satışa sunulacağı 2022 öncesinde milletimizin desteğini göstermek üzere ön satış süreci başlatılabilir. Dünyada benzer projelerde kullanılan bu yöntemi ülkemizde de hayata geçirebiliriz. Milletimizin ön satışta ortaya koyacağı taleple bu projeye sahip çıkacağına yürekten inanıyorum. Recep Tayyip Erdoğan olarak şahsım adına ilk ön siparişi buradan veriyorum.
Bu süreç içerisinde ülkemizin 60 yıllık hayalini gerçekleştiren kahramanlar, unutmayın sizler olacak. Adınız tarihe geçecek. Gelecek nesiller sizin başarınızı konuşacak. İlk günden beri olduğu gibi bundan sonra da hep yanınızda yer alacağımı ifade ediyorum, bunu da bilmenizi istiyorum. Attığınız her adımı bizzat takip ediyorum. Türkiye önümüzdeki dönemin yükselen değeri, attığı adımlar olarak da takip edildiği ülkemiz olacaktır. Kendimize inandığımızda aşamayacağımız hiçbir engel bulunmuyor.
Şimdi hep birlikte Türkiye’nin otomobillerini bir görelim diyorum…