Rize'nin Çamlıhemşin İlçesi Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülen davada, Vahşi Hayat Derneği Başkanı Cemal Gülas, köylüler tarafından kendisine teslim edilen yaralı karacayı tedavi edip doğaya saldıktan sonra karaca yavrusunun tedavi sürecinde yabani özelliğini kaybetmesine ve bu nedenle avcılar tarafından rahat avlanılmasına neden olmak suçundan yargılanmasına devam edildi.
"Datvi" ismini verdiği yavru ayının bakımını yapması ve verdiği mücadele ile gündeme gelen Gülas'a, geçen yıl köylüler avcılar tarafından yaralanan bir karaca yavrusu teslim etti. Gülas, doğal yaşam alanında uzman veterinerler tarafından karaca yavrusunu tedavi ettirip tekrar doğaya saldı. Bir süre sonra "Bambi" adı verilen karaca yavrusu avcılar tarafından tekrar vurularak öldürüldü. Dönemin İl Çevre ve Orman Müdürlüğü Gülas'a vahşi hayvanı izinsiz yanında bulundurduğu gerekçesiyle Kara Avcılığı
Kanunu'na Muhalefetten 228 TL para cezası kesti. Ayrıca Gülas, hakkında dönemin Rize Çevre ve Orman Müdürü Sabit Kandemir tarafından 8 Mart 2011 tarihinde Çamlıhemşin İlçesi Sulh Hukuk Mahkemesi'nde, "İnsan içinde beslenen yabani hayvan yavruları belli bir süre sonra insana alıştığından yabani özelliklerini kaybederler. Doğaya yerleştirilmeleri mümkün olmaz. Karaca yavrusunun yabani özelliği kaybedilerek avcılar tarafından avlanılmasına sebep olunmuştur" gerekçesi ile 3 bin 250 TL'lik tazminat davası
açıldı. Çamlıhemşin İlçesi Sulh Hukuk Mahkemesi'nde 4'uncüsü görülen dava tanıkların dinlenmesi için Nisan ayına ertelendi.
Konuyla ilgili açıklama yapan Gülas, Bambi'nin doğal ortamında tedavi edilerek yeniden doğaya kazandırıldığını belirterek şöyle konuştu: "Bölgemizde insan eline geçmiş vahşi hayvanların rehabilite edilerek tekrar doğaya döndürüldüğü bir merkez maalesef yok. Bu güne kadar bu yönde bir gelişme sağlanamadı. Bu eksikliği biz gördüğümüz için Vahşi Hayat isminde bir dernek kurduk. Derneğimizin amaçlarından bir tanesi de insan eline geçip yaralanmış vahşi hayvan yavrularına yardım etmek, bunları doğaya
alıştırmak ve doğaya salmak. Derneği kurduktan kısa bir süre sonra bize bir ayağı kırık ölmek üzere olan bir karaca yavrusu getirildi. Bu yavruyu aldık. Derneğimizin özel veterineri ile doğal ortamında bakımını yaptık. İnsanların görmediği orman içerisinde tedavisini ve beslenmesini üslendik. Tedavi tamamlandığında ise doğal ortamına bırakıldı."
Bambi'nin bilinçsiz avcuların kurbanı olduğunu belirten Gülas, bir çok karaca yavrusunun bu şekilde öldürüldüğüne dikkat çekerek sözllerini şöyle sürdürdü: "Ne yazık ki bizim doğaya kazandırdığımız bu yavruyu birileri vurarak ölümüne neden oldu. Bu yavru yardım alabilmek için yaralı olarak onu beslediğimiz bölgeye kadar yürüdü. Köpeklerimiz onu yaralı olarak buldu."
Mücadelesinin devam edeceğini belirten Gülas, şunları söyledi: "Bu kavga benim kavgam değil. Bu kavga doğada yaralı bulunan vahşi hayvan yavrularının teslim edildiği mercilerce zulme uğratılarak yok edilmesine göz yummama kavgasıdır. Hayvanlarında bizim kadar yaşamaya hakkı olduğunu düşünen herkesin bu kavgaya dahil olması gerekir. Beni suçlayanlar bugüne kadar beni suçladıkları şeyin 10 katını işlemişlerdir. Ben bu hayvanların doğaya dönüyor olmasını sağlamama rağmen bunlar tek bir hayvanı bile doğaya
döndürememişlerdir."