İşte o yazı:
İnsan hayatında bir mektubun, telefonun, bir dakikanın bu kadar tesirli olacağını söyleselerdi herhalde inanmazdım.
Uludere’de yaşananlarla ilgili çok şey yazıldı. Yaşadıklarımı ve duygularımı yazıya dökme konusunda pek mahir değilim; ancak olay sonrası meslek büyüklerimden aldığım desteğe teşekkür etme amacı ile bu yazıyı kaleme aldım.
Bana yapılan saldırı esnasında beni bir benzinliğe götürdüler. Yarı baygın bir şekilde sandalyeye oturttular. Çok büyük bir kargaşanın olduğunu içerde olan insanların bağrışmalarından ve biran önce odayı terk etmek istemeleri ve bazı vatandaşların da buna engel olmak için kapıyı açmak istemelerinden anlayabiliyordum. Kendi kendime bu iş bitti buraya kadarmış her şey dedim. Çünkü içerdeki herkes bana bakıp donakalıyordu. Benzinden, yakmadan, ateşten bahsediliyordu. Şoka girmek üzereydim, Kelime-i şahadet getirmeye başlarken tarifi imkânsız dünyada daha önceden tatmadığım bir hazla kendimden geçtim. O an bir dakika mı iki dakikamı sürdü bilemiyorum. Ama o dakikalar bu güne kadar yaşadığım en güzel dakikalardı. O dakikalar beni hayata bağlayan dakikalardı. Beni şoktan kurtarmıştı.
Sonra sağ olsunlar sağduyulu vatandaşlar ve Cizre Kaymakamı Mehmet Ali SAĞLAM ve Vali Yardımcısı Yasin TİKDAĞ ağabeylerim sayesinde o cehennemden kurtuldum. Mehmet ve Yasin ağabeylerimin gerek benzinlikte ve gerekse ambulanstaki o gözyaşlarını asla ama asla unutmayacağım. Bu gözyaşları bana birilerinin çocuklarıma sahip çıkacağının işaretiydi. O gözyaşları bana huzur ve rahatlık sağlıyordu. Binlerce kez teşekkürler size…
İşler bitmemişti asıl ciddi anlamda psikolojik desteğe ihtiyacım vardı. Bu dönemde en büyük psikolojik destek olarak büyüklerimden gelen telefon ve mektuplardı.
Ancak ben olay sonrası “orada ne işin vardı?” sorusuna muhatap olduğum bazen de bu soruyu bakışlarda hissettiğim dönemde bir meslek büyüğümden aldığım ve benim psikolojik olarak rehabilite olmama yardımcı olan mektubunu siz meslektaşlarımla paylaşmak istiyorum. Bu mektup hem mesleğim adına hem de şahsım adına beni oldukça duygulandırmış ve müthiş bir destek vermiştir.
O kadar samimi, içten yazılmıştı ki bu mektubun yeri bambaşkaydı. O dönemde her gün işe geldiğimde bu mektubu alır, okur ve yerine koyardım. İnsanın o zor dönemlerde bir mektubun, bir telefonun, insan hayatına, psikolojisine bu kadar etki edebileceğini bu samimi, içten, duygulu ve insanı mektuptan öğrenmiş oldum. Sayın valimizin bu mektubu en zor anında, psikolojimin bozulmaya yüz tuttuğu o tarihlerde en büyük destekçim olmuş oldu.
Ayrıca Şırnak Uludere halkına ve olay sonrasından bugüne değin bir ağabey şefkatiyle benimle ilgilenen Sayın Valim Vahdettin ÖZKAN ve değerli eşine çok teşekkür ediyorum.
Beni zor zamanlarımda yalnız bırakmayan, değerli zamanını ayırıp gerek telefon gerek mektupla hal hatırımı soran saygı değer büyüklerime özellikle de ildeki bütün Mülki İdareyi toplayıp değerli zamanlarını harcayarak, kıymetli mektubu kaleme alarak beni bahtiyar kılan saygıdeğer Valimize ve Müsteşarımıza sonsuz teşekkürler.
Naif YAVUZ
Uludere Kaymakamı