AK Parti İstanbul İl Başkanlığı Danışma Meclisi ve Katılım Toplantısı Haliç Kongre Merkezi'nde yapıldı. Toplantının yapıldığı salona Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , Numan Kurtulmuş ile birlikte geldi.
"Katılım toplantısının ülkemize milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum" diyen Erdoğan, "AK Parti 4. Büyük Kongresi öncesinde partimizin tüm kurulları ile değişik tarihlerde toplantılar gerçekleştirdik. Haftaya bugün büyük kongremizi gerçekleştireceğiz. Şu anda uluslararası camiadan devlet ve hükümet başkanlarını bu genel kuruluma davet ettik. Ciddi bir iştirak olacak. 30 Eylül sabahından itibaren Ankara'da çok farklı bir coşkuyu beraber yaşayacağız" diye konuştu.
ABD ziyaretini kongre sebebiyle iptal etmek zorunda kaldıklarını ifade eden Erdoğan, "Dışişleri Bakanımız ülkemizi orada temsil edecek. 14 Ağustos 2001'de yola çıktık. Geldiğimiz nokta ortada. 10 yılda iktidarımız oldu. 30 Eylül'de Ankara'da gerçekleştirdiğimiz il başkanları toplantısında Süleyman Soylu'nun AK Parti'ye katılımını gerçekleştirdik. Bugün çok değerli siyasetçimizin sayın Numan Kurtulmuş ve arkadaşlarının AK Parti'ye katılım törenini gerçekleştireceğiz. Numan Kurtulmuş'a feshedilmiş olan HAS Parti'de birlikte yol aldığı arkadaşlarına 'yuvanıza hoş geldiniz' diyorum" ifadelerini kullandı.
ERDOĞAN'IN DİĞER AÇIKLAMALARINDAN BAŞLIKLAR
- Hangi gerekçeyle olursa olsun, bir Müslüman'ın masum bir cana kıyması, tek başına infaza, tek başına yargısız infaza girişmesi, bizim asla ve asla kabul edebileceğimiz bir durum değildir.
- Bir dinin peygamberine hakaret etmek, bir dinin kutsallarına, bir milletin, bir toplumun en kutsal değerlerine aleni hakaret etmek, düşünce özgürlüğü kategorisinde asla değerlendirilemez.
- İslam Peygamberine, her ne yolla olursa olsun hakaret edilmesini, ardından da adeta Müslümanların başı üzerinde boza pişirilmesini de sineye çekemeyiz. İslam coğrafyasında, protestolar, evet, ölçülü olmak durumundadır; ama Batı da İslamofobia karşısında artık samimi, kararlı bir duruş sergilemelidir. Batı devletlerinin İslam karşıtı, Müslümanları rencide edecek girişimler karşısında yeterli hassasiyeti göstermesi halinde, pek çok sorunun önüne zaten geçilmiş olacak.
- Terör, AK Parti dönemine kadar, maalesef, şiddeti kullanarak, görünürde sadece şiddet üretiyormuş gibi görünerek, Türkiye'de siyasete, idareye, sosyal hayata, ekonomiye ve uluslararası ilişkilere etki etmiştir. Maalesef, geçmişte iktidarlar bu oyunu bozamamıştır. Şu anda, terörü arkasına alarak muhalefet yapan partilere rağmen, bu basiretsizliğe rağmen, bu fırsatçılığa rağmen, Ak Parti tek başına da kalsa bu mücadeleyi sürdürmektedir. Biz, bizden önce olduğu gibi, terörün siyaseti şekillendirmesine, yönlendirmesine asla ve asla göz yummayacağız.
- Terör, toplumu tedirgin etmek ister, korkutmak ister, ürkütmek ister ve bu sayede de toplumu belli bir mecrada yönlendirmek ister. Şiddet, terörün görünür yüzüdür. Ama terör, daha derinde, toplumu, siyaseti, idareyi, hatta ekonomiyi, hatta uluslararası ilişkileri şekillendirmek, bunları belirlemek ister.
- Benim Mehmedim, siperde, gözünün önünde eşi var, anası var, babası var, yeni doğmuş çocukları var, nişanlısı var eli tetikte, canı burnunda bekliyor, İstanbul'dan beyefendiler, o Mehmed'in Genel Kurmaybaşkanı'nın ayakkabısının altıyla uğraşıyor. Bu ne terbiyesizliktir, nasıl bir sorumsuzluktur? Bu nasıl bir gaflettir?