Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu. Gezi Parkı olaylarını değerlendiren Erdoğan, eylemcilere "Gençler artık burada duracağınız kadar durdunuz. Mesajlarınızı verdiniz. Eğer sizin mesajınız Taksim Gezi Parkı ise, bu mesaj alınmıştır ve değerlendirmesi yapılmıştır" diye seslendi.
DÜĞMEYE DIŞARDAN BASTILAR
Taksim'de Gezi Parkı bahanesiyle büyük bir açık hava tiyatrosu kuruldu. Sahnede masum insanlar da var, samimi gençlerimiz de var. O sahnede fırsatçıların olduğunu da biliyoruz. Terör örgütleriyle iç içe olan kişilerdir. Taksim'de bu sahnenin perdesinin arkasında çok farklı bir tablo var. İki haftadır hem Türkiye'de hem dünyada aynı anda Taksim'deki görüntüler gösteriliyor. Kim basıyor bu düğmeye. Düğmeye basış dışardan. Gezi Parkı bu işin kullanılan enstrümanıdır.
PAÇAVRALARI KONUŞSANIZA
Bu tiyatro sahnesinin arka planındaki nefret, şiddet gizlenmeye çalışılıyor. AKM'ye asılan paçavraları konuşsanıza. Ne tür paçavralar var biliyorsunuz konuşsanıza. Türk bayrağının ve Gazi Mustafa Kemal'in bayrağının yan yana gelemeyeceği paçavraları neden konuşmuyorsunuz, bunları neden tartışmıyorsunuz?
MESAJI ALDIM CEVABIMI VERİYORUM
Diyorum ki gençler artık burada duracağınız kadar durdunuz. Mesajlarınızı verdiniz. Eğer sizin mesajınız Taksim Gezi Parkı ise, bu mesaj alınmıştır ve değerlendirmesi yapılmıştır. Şimdi cevabımı veriyorum. Diyorum ki, şu anda bir yargı kararı var mı? Var. Dolayısıyla biz yargı kararını bekleyeceğiz. Takip edeceğiz. Mahkeme ne karar verir bilmiyorum. Nihai karar verildiği andan itibaren, bu karar olumsuzsa biz buna uyarız. Olumluysa o zaman halk oylamasına gideriz.
OYLAMAYA GÖRE HAREKET EDERİZ
Kamuoyu, halk oylaması neticesinde, çıkacak olan netice neyse biz buna göre hareket ederiz. Tabi bazıları buna olumsuz baktı. Ama çoğu olumlu yaklaştı. Ve gençlerimize lütfen diyoruz, artık gelin Gezi Parkı'ndan çekilin. Evlerinize gidin. Biz orada hala bu illegal örgütlerden kalanlar, kalacak olanlar varsa, baş başa kalalım. Bu Gezi Parkı bu işgalci örgütlerin parkı değildir. Tüm milletindir. Bu Gezi Parkı'ndan herkes rahatlıkla istifade etmelidir.
KİMİN NE İTİRAZI VARSA DİNLEDİK
Herkesin kendisini ifade ettiği ama kimsenin kimseyi rahatsız etmediği bir Türkiye olacağız. Ekonomiyi büyütürken, demokrasinin standardını yükseltirken, hoşgörünün de büyümesine özen göstereceğiz. Nefreti dışlayacağız, öfkeyi dışlayacağız. Kardeşçe geleceğe bakacağız. Kimin ne itirazı varsa, dinledik dinleyeceğiz. Buradan gerek Taksim Gezi Parkı'na, artık meydan demiyorum. Oradaki gerçekten derdi çevre olana samimi olanlara sesleniyorum. Orada duranların niye durduklarını da anlamış değilim. Akşam gelenlere de izah ettim. Ortada başlamış bir inşaat mı var? İhalesi yapılmış bir inşaat mı var? E niye burada gelip de o şekilde durmak.
İYOT GİBİ SU YÜZÜNE ÇIKTILAR
Biz böyle bir medyaya karşı şerbetliyiz. Biz ömrümüzü böyle geçirdik. Şehirler vandallar tarafından yakılırken birileri tiyatro sahnesinin önünü gösteriyor. Kimin ne olduğunu iyi biliyoruz. Bunlar iyot gibi su yüzüne çıktılar. Bu medya kuruluşları muz cumhuriyetlerine gidip yalan operasyonlar yapabilir. Ama benim ülkemde sökmez.
ORADA YAŞANANLAR SEFALET
Orada yaşananlar ortada. Sefalet, rezalet. Garip garip pankartlar, hakaret dolu pankartlar. Bu konuda da akşam gelen heyete, bu konuda destek bekliyoruz. Gençlerimizle artık bunları görüşüp konuşun. Artık bunlar o adımı atsınlar, bizi farklı yöntemlere sevk etmesinler dedik. Kendilerini uğurladık. Temenni ederim ki bu iş artık bugün biter.
Makineden çıkmış ürün değiliz
Akşam gelen sanatçılardan birine onu söyledim. Sen Kanuni rolünü oynuyorsun değil mi? Dedim Kanuni çok yumuşak. Yavuz daha yumuşak dedim. Hayır dedi. Biz makinadan çıkmış bir ürün değiliz, insanız. An gelir güler yüzlerimizle müşfik yapımızla çocuklara sarılırız, an gelir orada da celalleniriz.
Ne karşısında? Haksızlık karşısında. Onu söyledim. Sevgililer sevgilisinin yanında hayat sürmüş. O insanlar hazreti Ebubekir'e bakıyorsunuz bir farklı, celalli. Hazreti Ali'ye bakıyorsunuz adeta bir cengaver. Çünkü makinadan çıkmış bir ürün değil bunlar. Kimse böyle bir tuzağa yeltenmesin. Bize bunları söyleyenler önce aynaya baksınlar.
Ses kirliliği yapıyorsunuz
CHP'nin bir milletvekili edepsizce polise en ağır küfürleri ediyor. Gün sonunda yine polis suçlanıyor. Çevreden ağaçtan bahsedenler, Tencere tava sesleriyle ses kirliliği yapıyorsunuz. Bütün o ağaçlar saksılar nasıl sökülüyor, onları göreceksiniz. Hani çevreciydiniz? Tabi bütün bu olanlarla birlikte zaman bazı şeyleri çok açık ortaya koyacak. Göreceksiniz ki hak aramak değil dert.
Yeşille alakalı değil. Fakat ben rabbime hamd ediyorum. Niye? Kimse buradan kalkıp da zamdan bahsetmiyor, parti kurdurmuyorsunuz diye bahsetmiyor. Hani bazıları, Kılıçdaroğlu gibileri, bunlar zavallı yahu. Kalkıyor bizi Beşar'la karşılaştırıyor.
Bizi birbirimize düşüremezsiniz
Bu aynı zamanda azınlığın çoğunluğa tahakkümü anlamına gelir ki, biz buna müsaade etmeyiz. Camilere ayakkabıyla girmesinden, orada alkol kullanmasından, başörtülü kızlara saldırı yapılmasından kimse söz etmiyor. Sanatçılarımıza baskı uyguluyorlar, sen niye gelmiyorsun? Bu tür şeyler yaşanıyor. Sabah akşam polis şiddeti kullanılıyor.
Sabah akşam işte başbakan çok sert. Başbakan böyle olmasaydı gerilimler olmasaydı. Ama bakın işte filanca filanca çok kibar, ama başbakanımız çok gerilimden yana. Şimdi burada da kendilerine göre kurnazlık yapıp, bizi birbirimize düşürme gibi bir gayretin içine düşüyorlar. İşte bu tuzağı bu örgüt bu teşkilat bozacak.
Ersoy'u dinledim aklın yolu bir
Medya yoluyla, sosyal medya yoluyla, provokasyon yoluyla toplum mühendisliği yapmaya çalışanlar kusura bakmasınlar onlar da avuçlarını yalarlar. Kimin ne hesabı varsa buyursun 8 ay sonra seçim var. Bu sabah televizyon kanalında Bülent Ersoy'u dinledim. Seçimle giden seçimle gider dedi. Sandıkta hesabını sorun dedi. Bu tür şiddetlere yeltenmeyin dedi. Şimdi aklı selimin yolu bir.
Türkiye burada demek için
Taksim'de bir avuç vandalı çevreci gibi sunanlara, Türkiye orada değil işte burada demek için meydana çıkıyoruz. Bu ülkede merhum Menderes çok yumuşaktı, çok munisti. O şekilde konuşurken ipe götürdüler. Dert o değil, dert başka. Biz adaletin tesisi için yaratıldığımız gibi olacağız. İnsanımıza karşı davranışta biz her zaman bu ilişkiyi kurabilecek hamd olsun sosyolojik iletişime sahibiz. Bu bir günlük iş değil.