MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkanlar:
Artık oyalanacak vakit kalmamıştır. Dün olduğu gibi bugün de meydan şeytana bırakılmayacaktır. Terör örgütlerine karşı tarihin en şiddetli ve etkili mücadele ruhu çok şükür devrededir. Bundan memnunuz, destek ve katkımızı sürdürüyoruz. FETÖ, PKK, PYD, YPG, IŞİD Türkiye düşmanlığında buluşmuş hıyanet ortaklarıdır. 15 Temmuz 2016 hain FETÖ darbe teşebbüsü ile vahim boyut kazanan terör süreci ülkemizi yakın markaja almıştır.
Türk milleti 15 Temmuz'da vahşi ve vandal bir saldırıya maruz kalmışlardır. Allah muhafaza FETÖ başarsaydı Türkiye işgale uğrayacak, cumhuriyet tasfiye edilecekti. FETÖ başarsaydı Türkiye iç savaş şartlarına mahkum kalacaktı. Yıllar içinde devletin hücrelerine kadar sızan, yargıdan üniversitelere, eğitimden medyaya kadar girmedik yer bırakmayan hainler Türkiye'yi ele geçirmekle görevlendirilmişlerdi.
"TERÖRİST BAŞI ABD TARAFINDAN AÇIKÇA KORUNMAKTADIR"
Türk milleti ihaneti durdurdu. Gaspedilen uçaklardan atılan her bombanın, her füzenin masumlara sıkılan her kurşunun hesabı alçaklardan, Pensilvanyalı canilerden bir bir sorulmaktadır. Teröristbaşı halen Pensilvanya'daki inindedir. ABD tarafından açıkça korunmaktadır, kollanmaktadır. Türkiye'nin tüm mücadelelerine rağmen bu hain Türkiye'ye iade edilmemiştir. FETÖ'yü ABD'den ayrı düşünmek, geldiğimiz bu aşamada makum bir izah tarzı olmayacaktır. Kaçak güreşmeye lüzum yoktur, kıvırmaya hiç gerek yoktur. Kapanmamış bir hesabımız vardır, er ya da geç bu hesap görülecektir.
15 Temmuz 2016'dan sonra toplam 159 bin 506 kişi gözaltına alınmış, 47 bin 523 kişi tutuklanmıştır. 2017 yılında da 50 bine yakın gözaltı, 48 bin kişi tutuklanma tedbiri ile karşılaşmıştır. Mücadelenin azimle devamı elzem ve acildir. Mor Beyin ile Bylock programına yönlendirildiği saptanan 11 bin 480 kişinin masum olduğu da anlaşılmıştır. Mor Beyin karmaşası tartışmaları alevlendirmiştir. Örgüt her yolu denemekte, her tezgah ve tehditten medet ummakta, kripto yüzleri perdelemek için oyun kurmaktadır. FETÖ iblisi son kozu ile, son komploları ile mücadeleye gölge düşürmenin hesabındadır.
Her şey ortadadır, davaları kurnazlıkla sulandırma girişimleri bellidir. Suçlu ile suçsuz, doğru ile yanlış içiçe girmektedir. Devletin temel direği adalettir, adalet mülkün temelidir. Adalet olmadan devletin varlık göstermesi ihtimali yoktur. İnsan şerefini yaşatmak için de bir o kadar önemlidir. Sayın Başbakan 'Geciken adalet vicdanları yakan ateştir' derken haksız mıdır? Mağdurların mahkumiyet yaşaması adalet duygularını köreltecek, devlete güveni zedeleyecektir. Türkiye bir hukuk devletidir.
Hukukun üstünlüğü herkes için bağlayıcıdır.
- FETÖ ile mücadelede devlet aklı topyekün devrede midir? Yoksa kısıtlı sayıda devlet adamının çabası ile mi süreç yürütülmektedir.
- FETÖ ile mücadelenin bir stratejisi var mıdır?
- Fikri temelleri, milli hedefleri, hukuki sınırları berrak bir zihinle belirlenmiş midir?
- Bu terör örgütü ile mücadelenin sınırları nedir?
- Biriken sosyal maliyeti, mağduriyetleri nasıl bertaraf edeceğiz.
"ADALET KURUMLARININ KAN KAYBETMESİ ÇARPIKLIKTIR"
İnanıyorum ki, Sayın Cumhurbaşkanı da bunları düşünüyor, üzerinde kafa yoruyordur. TRT baskını ile ilgili dava, Kocaeli baskını davası, Ömer Halisdemir'in şehit edilmesi ile ilgili dava süreci hala devam etmektedir. Yargı organları arasında karmaşa, çekişme hakimdir. Birisinin verdiği kararı diğeri bozmaktadır. Adalet kurumlarının kan kaybetmesi çarpıklıktır. Bu tablo yanlıştır. Şüphe ve endişeleri artıracaktır. Toplum ve devlet hayatına korku sinmiştir.
"İTİRAFÇILIK YARIŞININ KUŞKULU YANLARI FAZLADIR"
FETÖ davaları artık süratle karara bağlanmalı, mahkeme safahatları nihai hükmünü açıklamalarıdır. Kripto damarının aktif müdahalesi ile Türkiye'nin önü kesilmeye çalışılmakta, millet adalet kurumlarına inancını sorgulamaya başlamaktadır. Bir gün kahraman ilan edilen diğer gün hain olmaktadır. Bir yüzbaşı sıkıyı görünce "FETÖ'cüyüm" diyerek teslim olmuştur. 11 Ocak 2018'de Gölcük'te görevli bir yarbay ve 2 astsubay itirafçı olmak istediklerini söylemiştir. İtirafçılık yarışının kuşkulu yanları fazladır, birdenbire ortaya çıkmaları manidardır. FETÖ düşmandır, haindir. Üzerinden silindir gibi geçilmeli ve nihai olarak yok edilmelidir. Bunun arası, ortası, başı, sonu, aması, ancağı yoktur. Haine hoşgörü insan haysiyetine darbedir. Mazlumların ahını almak bir insan hak ve hukukunu hiçe saymak büyük bir vebaldir. Devlet gururu, şuuru böyle bir vebale ortak olmaz, asla olmamalıdır.
FETÖ'nün mağdurlar üzerinden kurduğu istismar oyunu tutmayacak, Türk milleti varlığına kastetmiş namussuzları asla affetmeyecektir. Bu rezilleri artık tamanen hayat ve gündemimizden kuyumcu titizliği ile çıkaralım.
Türkiye'nin önünde mutlaka aşması gereken 3 ayaklı terör sorunundan ikincisi elbette PKK'dır. Üçüncüsü ise güney sınırlarımızda, PYD-YPG'dir.
Sınırlarımızın hemen dibi PKK'nın Suriye ayağından ibaret değildir. Türkiye'nin kiralık terör örgütleri ile teslim alınması, boyun eğdirilmesi dayatılmaktadır. Karanlık operasyonların sebebi budur. ABD, Suriye'nin kuzeyindeki PKK-PYD-YPG ile gayri meşru birliktelik içindedir. ABD lafa gelince müttefikimiz, stratejik ortağımızdır. ABD Suriye'de terörü ve teröristleri himaye etmektedir. Devlet olma vasfını terör örgütleri ile aynı seviyeye düşürürerek dinamitlemektedir.
"ABD KATİLLERİN GEÇİM KAPISI HALİNE GELMİŞTİR"
Sayın Erdoğan ile Trump telefonda görüşmüş, YPG'ye silah verilmeyeceği duyurulmuştur. ABD'nin YPG aşkı kara sevdaya dönüşmüştür. Yazıklar olsun ki ABD kuyruğa giren katillerin geçim kapısı haline gelmiştir. Bu namertlik ABD'nin tutunduğu siyasi zemini çatlatacaktır. Bu ülkenin her tarafta bezi, her taşın altında eli vardır.
Terör örgütlerine sözde ordu kurdurulması ne demektir? ABD böyle bir kepazeliğe nasıl onay vermiştir? Bundan sonra dünyanın huzur ve istikrarından kimler, nasıl bahsedecebileceklerdir. ABD'nin beli silahlı kovboylardan müteşekkil çete mantığından kurtulamaması ahlaksızlıktır. Kandil'den gelen canilere eğitim verildiği gazete sayfalarındadır. ABD komutanı IŞİD'in canlanmasını önleme gerekçesi ile sınır muhafız birlikleri kurulmasını duyurması ile bölgede tansiyon yükselmiştir. Terör örgütü PKK-PYD Suriye'nin yüzde 25'ini kontrol altına almış bulunmaktadır. ABD, Suriye'de 12 askeri üs kurmuştur. Kirli emelleri ile simsiyah kesilen Beyaz Saray yönetimi terörist ortakları ile 30 bin kişilik sözde kuzey ordusu kurmak için kolları sıvamıştır.
Sözde sınır birliklerinin komutası, SDG'nin olacaktır. İddialar böyledir. Peki, SDG ne demektir? Canavarların kamuflajıdır. Sözde birliğin Türkiye ve Irak sınırlarını kontrol edeceği dile getirilmektedir. Sınır demek devlet demektir, egemenlik alanlarının çizildiği yer demektir. ABD, PKK'ya devlet kurmuştur da bizim mi haberimiz olmamıştır. Gelişmeler karşısında sözde kuzey ordusunun kurulması ile ilgili haberlerin ifşa olması nedeniyle ABD Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Dışişleri Bakanlığı'na çağrılacak izahat talep edilmiştir. ABD, terör örgütleri ile suç üstü basılmıştır.
İdlib kentinde ateşkesin korunmasını sağlamak için 8 Ekim 2017 itibariyle Türkiye keşif faaliyetine başlamıştır. Rus üslerine yapılan saldırılar netincesinde İdlib ve güneyi karışmış ve yeni bir göç dalgası sınırlarımıza ulaşmıştır. ABD suçlamaları kabul etmemektedir. Peki, drone saldırılarını yapanlar kimlerdir? Ülke olarak amacımızın çatışmaları tamamen önlemek olduğu deklaer edilmiştir, fakat çatışma çıkmıştır. İdlib krize girmiştir. Bu durum karşısında Rusya Savunma Bakanlığı, Türk Dışişleri Bakanlığını atlayarak doğrudan Genelkurmay Başkanlığı'na mektup gönderilmiştir. Rusya'nın Türkiye'yi itham etmesi Astana ruhuna terstir. PKK-PYD'nin ABD'nin gözetiminde sözde ordu kurması Türkiye'yi ateşe vermek demektir. Tehdit aynıysa ayrı düşmenin alemi de yoktur.
İç huzur ortamından rahatsız olanların damarını da kan bürümüştür. Sabıkalı bir bölücü HDP'nin başına bir Türk geçmesin diyerek ırkçılığın faili olduğunu itiraf etmiştir. Bu aileyi birbirine düşürmek, Türk-Kürt ayrımını kaşımak bir cehalettir. İçeride kaplan dışarıda kedileşenlerin kuyruklarını kıstıracakları günler yakındır.
"MHP'Yİ KİM KÜRT DÜŞMANI GÖSTERİYORSA ALÇAKTIR"
Bazı başlıklar... "Kürtler, AK Partisi'ne küser mi?", "2019'un anahtarı da Kürt seçmen". Milli ittifakı yıpratmak için kalemlerini silah gibi kullanmaya başlamışlardır. Bunların sicilleri lekeli ve karanlıktır. MHP'yi kim Kürt düşmanı gösteriyorsa alçaktır, haindir, sütünde haram vardır. Kürt kökenli kardeşlerimiz bizdir. Kardeşimiz, kader ortağımızdır. Kalleşlere ise buradan ekmek çıkmayacaktır. Ayrıca MHP ile yatıp kalkmayı özenle izliyorum. CHP sözcülerini de gülerek takip ediyorum. Anahtarı teslim etmişsiniz, saraydan kadro almışsınız, eriyormuşsunuz. Daha neler neler. İttifak diyorum, PKK kıvranıyor, Sözcü gazetesinin soytarıları kuduruyor. Aşıları İnşallah 2019'da sandıkta yapılacaktır. Verimsiz topraktan farksızlar. Sonuna gelmiş bir kitabın mefta olmuş karakterini andırıyorlar, yazık ediyorlar. Onlar yarım da olsa insan olduklarını herhalde bilmiyorlar. Kime kulluk ettikleri belli değil. FETÖ ve PKK'nın avucuna düşmüş, CHP, İP, HDP'ye sesleniyorum. Ucuz bedende pahalı kumaş durmaz. Stajını Kandil'de yapıp kariyerini FETÖ ile sürdürmeye çalışanları 3 Kasım 2019'da Türk milleti silkeleyecektir. PKK'nın CHP'ye umut bağlaması pahalıya mal olacaktır. Az bekleyin çünkü sonunuz yakındır. Milli ittifak Türk milletinin karar ve iradesidir. Meşale yanmış gelcek hamdolsun aydınlanmıştır. CHP'li sözcüler hepinize geçmiş olsun, uğurlar olsun.