Hizmetin ne olduğunu çok iyi biliriz. 2006 yılında Burdur'a kazandırdığımız Mehmet Akif Üniversitesi bölgemizin seçkin eğitim kurumlarından biri olma yolunda ilerliyor. Sağlıkta merkezde 200 yataklı hastanemiz hizmetine girdi. Gölhisar'da 200'er yataklı hastanelerimizin inşaatı sürüyor. Burada 200 toplu konut inşa edildi. Talep var bunu TOKİ ile inşallah konuşacağız.
LAF DEĞİL İŞ İŞ!
Ulaştırmada 850 trilyon lirayı buldu. Türkiye'nin en önemli projelerinden biri olan Ankara-Afyonkarahisar-Antalya karayolunun 78 km. otoyoldan geçiyor. Bir başka otoyol projesi de Aydın-Denizli-Burdur güzergahıdır. Antalya-Eskişehir hızlı tren hattı Burdur'u da içine alıyor. Tüm bu projeler tamamlandığında Burdur hem karayolu hem demiryolu üzerinden Ankara ve İstanbul'a kadar Burdur tüm Türkiye'ye bağlanmış olacaktır. Baraj, gölet, sulama tesisinde Burdur'a 13 yılda 840 trilyon liraya aşkın yatırım yapııldı. Laf değil iş iş. Bizim karakterimizde bu var.
Tarımda aynı dönemde Burdur'a verilen destek 774 trilyon. Bundan sonra Burdur'da devam eden yeni başlayacak olan projelerin inşallah takipçisi olacağız. Çünkü Burdur herşeyin güzeline layıktır.
Burdur 10 Ağustos 2014 tarihinde yapılan ülkemizin ilk Cumhurbaşkanlığı seçiminde Türkiye ortalamasının üzerinde yüzde 54 oranında şahsıma oy verdi. Karşıda da 14 siyasi parti vardı. Hepsi bir araya geldi ama bu kardeşinize yüzde 54 oy vermek suretiyle işbaşınıza getirdiniz. Koşacağız, koşturacağız, ülkemizin dört bir yanına.
MUHTARSIZ CUMHUR OLUR MU?
Diyorlar ki, Cumhurbaşkanı neden külliyeye muhtarları çağırıyor. Muhtarsız cumhur olur mu? Şimdi benim salı günü 450 muhtarımla bir araya geleceğim. Her ay bin 700 civarında muhtarımızı Türkiye'nin değişik yerlerinden davet edeceğim. Şu parti, bu parti yok. Çünkü muhtar halka en yakın demokratik organdır. Bunun için daha çok çalışacağız, sorunları hallediceğiz. Köy, belde, ilçesiyle Burdurlu kardeşlerimize destekleri, sevgisi ve coşkusu için şükranlarımı sunuyorum.
O güzel Burdur Türküsünde Yüce dağ başında ekin ekilmez, yağmur yağmayınca ekin sökülmez, ellerin köyünde kahır çekilmez, doldur doldur ağuları içelim Hatçam. Burdurlu sevdasında da samimidir, mücadelesinde de samimidir. Bunun için Burdurlu kahır çekmektense ağu içmeyi tercih eder.
SİZE ÇOK KOCA MUSTAFALAR DOĞURMAK YAKIŞIR
Burdurlu bir koca Mustafa vardır. Kendisi Sarıkamış'ta Ruslara karşı savaşmıştır, dedemle orada savaştı ve şehit oldu. Çanakkale'de yedi düvele karşı mücadele etmiştir Koca Mustafa. İstiklal Savaşı'nda her aşamada çok büyük kahramanlıklar göstermiştir. Savaş bitince köyüne dönmüş, çiftine çubuğuna bakmış. Sonra bir zaman sonra askerler gelip kendisine iskiklal madalyası ve birikmiş maaşlarını vermek için. Koca Mustafa madalyayı alır ama parayı iade eder. Ben Allah için mücadele ettim, parayla değil diye parayı iade eder. 1968 yılında vefat etmiştir. Köyü Ambarcık'ta vefat etmiştir. Ambarcıklı analar size çok koca Mustafalar doğurmak yakışır.
Bu milleti yıllarca doğum kontrolü yaptılar, bu milletin nesli kurusun diye. İnşallah bunu tersine çevireceğiz. Biz istiklalimizi ve istikbalimizi işte Burdurlu koca Mustafalar gibi Allah rızası için vatanına hizmet eden kahramanlara borçluyuz. Bu vesile ile geçtiğimiz yılın Ağustos'da jandarma uzman çavuşumuz Burdurlu Hakan Aktürk'ü de rahmetle anıyorum. Şehidimizin annesine, eşine, yakınlarına bir kez daha başsağlığı dileklerimi ifade ediyorum.
KARŞIMIZA PAÇAVRALARLA ÇIKANLARA...
Burdur bundan sonra da tek millet, Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Lazıyla, Romanıyla tek millet. İki tek bayrak. Bayrağımızın dışında bir bayrak asla kabul etmiyoruz. Karşımızda paçavralarla çıkanlara gerekli cevabı bu millet askeriyle, korucusuyla polisiyle verdi veriyor. Tek vatan. 780 kilometre kareyle tek vatan. Şu anda yapılan operasyonları izliyoruz değil mi. Gerekli cevabı veriyor muyuz. Bak akıllı olun, yanlış yapmayın; yoksa size bu işi dar ederiz diyoruz. Şu anda benim Kürt kardeşlerimi sokağa döktüler. İki tane eş başkan dökülün sokağa diyor. Orada 52 vatandaşımız öldü. Ölen Kürt, öldüren Kürt. Hani sen Kürtlerin temsilcisiydin, yalan.
ÇÖZÜM SÜRECİ ARTIK BUZLUĞA KONMUŞTUR
Bunlar benim Kürt kardeşlerimin kanını emdiler. Bu ülkeyi maalesef adeta kendi içinde birbirine düşman ettiler. Çözüm sürecine saygı duymadılar. Çözüm süreci artık buzluğa konmuştur. Adımlar atıldı mı, atıldı. Ciğerimiz kanıyor, şehitler veriyoruz. Şunu unutmayın; şehitlik sıradan bir olay değil. Her yiğidin de karı değil. Bu vatan toprakları unutmayın şuheda kanıyla yoğrulmuştur.
BUNLAR SAHTEKAR, BUNLAR CAMBAZ
Bu vatanda operasyon yapamazsınız. Yapanlar da bedelini ödüyorlar. O şehitlik makamı ki peygamberlikten sonra en yüce makam. Şehit analarına milletçe sabır diliyoruz. Rabbim onları da evlatlarıyla, evli olanlarını eşleriyle, çocuklarını babalarıyla inşallah cennetülfirdevste beraber haşretsin. Dördüncüsü neydi; tek devlet. Devlet içinde devlet yok. Türkiye Cumhuriyeti devleti o kadar. Paralel devlet yapılanması, yok böyle bir şey. Bunlar sahtekar, bunlar cambaz.
Bak bütün iğneler ortaya çıkıyor. Yok neymiş, basın hürriyetiymiş. Düşünebiliyor musunuz gazeteleri var, suç üstü yakalanıyorlar. Emniyet görevlileri oraya girecek, oraya başı açık, başı örtülü kardeşlerimizi toplamışlar. Bunlar o başörtülü kardeşlerimizi Güneydoğu'da PKK ile sırt sırtı seçimlerde biraraya getirdiler. Bunları gözlerimle gördüğüm zaman yazıklar olsun, ne günlere kaldık. Gazetelerine girildi içeride ne makina kalmış, ne bilgisayar hepsini götürmüşler. Devletin bütün kurumlarına sızmışlar. Ne yaparsanız yapın kaçamayacaksınız. Başbakanlığımda ne dedim, bunların inlerine gireceğiz dedim. Girdik mi? Girmeye devam ediyor muyuz?
Sadece onlar değil; bir de öbürleri; PKK, YPG, PYD bunların birbirinden farkı yok. Ne dediler Sur temizledi. Arkadaşlarımıza dedim ki aman ha, rehavete kapılmayın. Ertesi gün bodrumdan 8 terörist çıktı. Onlar da etkisiz hale getirdiler. Elleri dert görmesin. Dünya ne derse desin, Allah ne diyor. Bizim için aslolan odur. Zulm ile abad olunmaz, biz şuna inanıyoruz, alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Biz masumların sesi olacağız dedik. Biz mazlumlar adına koşacağız, konuşacağız dedik. Onun için tek millet, tek bayrak, tek devlet, tek vatan. Bizim rabiaımız bu. Milletimiz tarihinin her dönemide hem içeride hem dışarıda çok cephede mücadele etmek zorunda olmuştur. Malazgirt'ten buralara Teke yöresine kadar geler ardından Avrupa'nın içlerine ilerleyen ecdadımız elde ettiği her kazanımı bileğinin hakkıyla kazanmıştır. Anadolu Selçuklu ve Osmanlı devletlerin büyümesi, milletimizin birliği sayesiinde olmuştur. Kardeşlerim, şimdi birileri Güneydoğu'da, Diyarbakır'da, Hakkari'de, Mardin'de, Şırnak'ta buralardaki operasyonlar sebebiyle sürekli istismar ediyor. Bak, evleriniz yıkıldı, yıkıldı diyor.
Buradan sesleniyorum, osmanlı İnebahtı'nda bir yenilgi yaşamıştı. Ali Paşa o yenilgiyi yaşadığında üzgündü. Sokollu oradan bir gürledi. Ne dedi, 'Paşa sen bu devleti ne sanırsın. Bu yeklenlerin direklerini gümüşten, o yelkenleri atlastan yapmak suretiyle yolumuza devam ediyoruz.
İnşallah Güneydoğu'da bütün buralarda hükümetimiz şu anda Bakkanlarını, memurlarını gönderdi ve o direkler, yelkenlilerin gümüşten inşallah yelkenleri de atlastan nasıl ecdat yaptıysa, şimdi orada da tüm planlar yapılıyor, projeler yapılıyor. İnşallah o yıkımların olduğu yerden çok daha modern bir şekilde kentsel mimariyle uygun olmak süretiyle çok kısa bir zamanda inşallah, süre vermek yanlış olur ama ben belediyecilikten geldiğim için buradan Güneydoğu'ya sesleniyorum, inşallah içme suyu kanallarıyla, yağmur suyu kanallarıyla, doğalgazıyla, elektrik şebekesiyle bunların hepsi yeraltında yapılacak, oradaki vilayetlerimizde düzenlemeler yapılacak. Dün Başbakanımızla beraberdik. Bu konudaki atılacak adımları kendileri de kararlı bir şekilde bakanlarımızla görüşüyoruz, memurlarımızla görüşüyoruz, arazide dolaşıyorlar, yer tespitleri yapılıyor, projeler yapılıyor. İnşallah leş kargalarına yeni düzenle cevap verilecektir. Bir yılı bulmadan bir kısmı bir yıl sonra diğer kısmı ile yeni bir Güneydoğu inşa edilecektir.
Hiç şüpheniz olmasın. Aman birliğinizi kaybetmeyin. Birliğimizi kaybedersek gerileriz. Bu millet Edirne'ye Enver gireceğine Bulgur girsin kadar iktidar mücadelesinde dengesini kaybedenleri de gördük. Şimdi de Rus gelsin, Suriye gelsin diyenler var bu ülkede. Maalesef buradan kalkıp Moskova'ya gidip Rus Dışişleri Bakanı ile görüşüp ardından PYD'ye, YPG'ye Rusya'ya ofis açtıranlar var bu ülkede.