Rize’de Arda Çocuk Cerrahisi Merkezi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. İrfan Serdar Arda tarafından yapılan açıklamada, çocukluk çağında önemli bir besin kaynağı olan süt ve süt ürünlerinin kullanımı ve bunlara bağlı olarak ortaya çıkabilecek sorunlar konusunda doğru bilgilere sahip olunması gerektiğini belirterek “ Bebeklerin gıda rejimlerinin düzenlenmesinde büyük önem taşımaktadır.Son yıllarda yapılan birçok bilimsel araştırma verilerine göre, bebeklere 1 yaşını doldurana dek inek sütü verilmesi önerilmemektedir. Bunun başlıca nedenleri, inek sütü içinde yeterli oranda demir, E vitamini ve gelişim için gerekli olan temel yağ asitlerinin olmayışıdır. Ayrıca, inek sütü içerisinde çocuğun kullanabileceğinden çok daha fazla protein, sodyum ve potasyum bulunmaktadır. Bu durum yeterince su içmeyen bebeklerde böbrek yükünü artırmaktadır. Bu nedenlerle, yaşamın ilk 12 ayı içerisinde anne sütü en uygun beslenme şeklidir. Anne sütü yetersiz ise bebeklerin beslenmesinde demir ile zenginleştirilmiş mamalar kullanılmalıdır. 1 yaşından sonra ise günlük beslenmeye inek sütü eklenebilir. Eğer ailede ya da bebekte bir besin ya da ‘süt alerjisi’ yoksa, yoğurt ve peynir gibi sütten elde edilen diğer ürünler ile beslenmeye 1 yaşından önce başlanabilir. Bebeklik çağında en sık görülen yakınmalardan biri de, karın ağrısı nedeniyle şiddetli ağlamaya yol açan ‘infantil kolik’tir. Bu bebekler bacaklarını karınlarına doğru çekerek ve haykırarak ağlarlar. Kolik atağı geçene dek ne yapılırsa yapılsın genellikle ağlama durmaz. Bağırsak hareketlerini artıracak herhangi bir etmen bu tabloya neden olabilmektedir. Süt içerisinde bulunan laktozu parçalayan bir enzim olan ‘laktaz eksikliği’ infantil kolik gelişiminde önemli bir nedendir” dedi.
Doç. Dr. İrfan Serdar Arda enzim eksikliğinde parçalanamayan laktazın, bağırsaklarda bulunan bakteriler tarafından kullanılarak çok miktarda bağırsak gazı oluşturduğunu belirterek “Bağırsak duvarında oluşan gerginlik şiddetli karın ağrısının nedenidir. Prematüre bebeklerde daha belirgin olmak üzere bebeklik çağında laktaz enzimi genellikle yetersizdir. Bu nedenle, süt ya da süt ürünleri alındığında ‘infantil kolik’ tablosu ortaya çıkar. Erken bebeklik çağında anne sütü dışında süt önerilmemesinin nedenlerinden biri de budur. Hatta, annenin beslenmesinde süt ve süt ürünlerinin kullanılması bile bebekte kolik gelişimine neden olabilir. Bebek büyüdükçe vücut tarafından yeterli enzim üretimi gerçekleşir ve bu tablo düzelir. Ancak, toplumda önemli sayıda bireyde ileri yaşlarda bu enzimin yetersiz aktivitesinden ötürü karın şişliği, karın ağrısı, bağırsak hareket ve seslerinin artması ve ishal gibi sorunların olduğunu da unutmamak gerekir. ‘Süt alerjisi’ ise, benzer yakınmalara neden olmakla birlikte tüm bunlardan farklı ve çok ciddi bir durumdur. Süt içerisinde bulunan bir ya da birkaç proteine karşı vücutta alerjik reaksiyon oluşabilir. Bu alerji kimi zaman ‘anaflaksi’ denen ve hayatı tehdit eden bir tabloya yol açabilir. Laktaz enzimi eksikliği olan kişiler içinde “laktoz” içermeyen süt ve süt ürünlerini rahatlıkla tüketebilirler. Süt alerjisi olan kişilerde ise çok az miktarda süt tüketimi bile alerjik yakınmalara neden olabilmektedir” diye konuştu.