Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “fındık, kuru üzüm, incir, kayısı, Antep fıstığı gibi ürünler ve depolanabilir diğer ürünlerde üretici birlikleri, TMO garantörlüğünde devreye girmeli, alım yapmalı, piyasayı düzenlemelidir. Ofis, kiraladığı veya inşa ettiği lisanslı depoları üretici birliklerine tahsis etmelidir” dedi.
Bayraktar, Birlik Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında tarımda 2017 yılını değerlendirdi, 2018 yılı beklentilerini ve üretici market fiyatlarını açıkladı. Aralık ayında, markette 42 ürünün 29’unda fiyat artışı, 9’unde fiyat azalışı, üreticilerde ise 34 ürünün 14’ünde fiyat artışı, 14’ünde fiyat azalışı meydana geldiğini, markette 4 üründe, üreticide 6 üründe fiyatların değişmediğini belirten Bayraktar, Aralık ayında fiyatı en fazla artan ürünün, marketlerde marul, üreticilerde ise mandalina olurken, marketlerde kabak, üreticilerde karnabaharın fiyat düşüşünde ilk sırayı aldığını vurguladı.
Bu ortamda, Türk tarımının gerçekleştirdiği üretim, sağladığı istihdam ve ihracatla ülke ekonomisindeki önemini koruduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“2017 yılı Eylül ayı sonu itibarıyla tarımın gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) içindeki payı, 2016 yılındaki gibi yüzde 6,2 düzeyinde gerçekleşti. 2016 yılının tamamında yüzde 2,6 küçülen tarım sektörü, bu yılın Ocak-Eylül döneminde yüzde 3,3 büyüme yaşadı.
Tarımdaki büyümenin temel nedeni, baz etkisinin yanı sıra bitkisel üretimde yaşanan artış oldu.
Üretim, tahılda yüzde 2,4, meyvelerde yüzde 9,7, sebzelerde yüzde 1,8 arttı. Meyve üretimi ilk kez 20 milyon tonu geçti; hem sebzede hem de meyve üretiminde rekor kırıldı.
Hayvancılıkta da üretim artışı özellikle tavuk eti ve yumurtada sürerken, kırmızı et ve sanayiye aktarılan sütte düştü.
Yaş çay dahil 115,9 milyon ton olan toplam bitkisel üretim miktarı, 2017 yılında yüzde 4,4 artarak 121 milyon tona çıktı.
2017 yılında, 2016 yılına göre, ülkemizde, büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısı arttı.
Haziran ayları itibarıyla 2016’de 14 milyon 324 bin olan büyükbaş hayvan sayısı, 2017’de 14 milyon 817 bin başa çıktı.
Yine 2016 yılında 44 milyon 34 bin olan küçükbaş hayvan sayısı 2017 Haziran ayında 44 milyon 573 bin başa yükseldi.
Tarım sektörü, istihdamdaki önemini koruyor. Eylül ayları itibarıyla 2016’da yüzde 20,5 olan tarımın istihdamındaki payı, 2017’de ise yüzde 20,3 olarak gerçekleşmiştir.
Yine de 2017 yılının Eylül ayında her şeye rağmen tarım, 5 milyon 854 bin kişiye istihdam sağlamıştır.
Tarım, işsizliği 2,2 puan düşürerek yüzde 12,8’den yüzde 10,6’ya çekmiştir.”
-Rusya ambargosunun kalkması-
Tarım ve gıdada ihracatın 2016 yılında başlayan Rusya ambargosundan ve komşu ülkeler Irak ve Suriye’deki iç karışıklıklardan çok etkilendiğini vurgulayan Bayraktar, “2017 yılının Ocak-Kasım döneminde, ihracat yüzde 4,2 artışla 14,6 milyar dolardan 15,2 milyar dolara, ithalat ise yüzde 12,5 yükselmeyle 10 milyar dolardan 11,25 milyar dolara çıktı. Tarım ve gıdada Ocak-Kasım dönemleri itibarıyla dış ticaret fazlası, 2016 yılında 4,6 milyar dolarken, 2017 yılında 3,95 milyar dolara indi” dedi.
2017 yılı içinde Rusya ambargosunun birkaç ürün hariç kalkması ve ihracatın çoğu üründe yeniden başlaması çiftçimizi bir nebze de olsun rahatlattığına dikkati çeken Bayraktar, “domateste 50 bin tonluk kota ve birkaç firmaya ihracat izni verilmesi uygulaması kaldırılmalıdır. Bu konuda girişimlerin sürdürüldüğünü biliyoruz. Yalnız, tarımdaki ithalat önemli bir sorun haline gelmeye başlamıştır. İthalat, ihracattan daha fazla artmakta, tarımın verdiği dış ticaret fazlası azalmaktadır. Acilen tarım ve gıdadaki ithalat artışına önlem alınmalı, yurt içi üretim daha fazla desteklenmelidir” diye konuştu.
-“Girdi fiyatları makul düzeylere çekilmeli”-
Mazot, gübre, tohum, ilaç, elektrik gibi girdilerin tarımın önemli maliyet unsurları olduğunu belirten Bayraktar, şunları söyledi:
“Üretim maliyetlerinin azaltılması, girdi fiyatlarının makul düzeylere çekilmesi gerekmektedir.
Yem ve gübrede 2016 yılında sıfırlanan KDV tutarı çiftçimize yansımamıştır. KDV oranını sıfırlamak yerine KDV tutarı kadar bir meblağın çiftçimize verilmesi daha doğru olurdu.
2018 yılında tarımda destek bütçesi yüzde 13,7 artışla 14,5 milyar liraya çıkmıştır.
Girdi destekleri içinde en önemli payı mazot, gübre destekleri alıyor. 2018 yılında gübreye 953 milyon, mazota 1,5 milyar lira destek bütçesi ayrılmıştır.
Gübre kullanımı fiyata göre değişiklik göstermektedir.
2016 yılında 6,75 milyon ton olan gübre tüketiminin 2017’de gübre fiyatlarının artması sebebiyle bunun altında kalacağı tahmin edilmektedir.
Önemli bir tarımsal girdi olan gübrede, 2017 yılında fiyatlar, 2016 yılına göre yüzde 26,4 ile yüzde 37,6 arasında arttı. Gübre fiyatlarında en fazla artış yüzde 37,6 ile amonyum sülfat gübresinde gerçekleşti. Üre fiyatları yüzde 31,9 arttı.
Uluslararası gübre fiyatları, 2013 yılından itibaren gerilemeye başlamış, fiyat düşüşü 2016’ya kadar sürmüştü. 2016’nın son aylarında fiyatlar, döviz kurlarının artışının yanı sıra dünya fiyatlarının da artması nedeniyle yükselme trendine girdi.
Gübre kullanımının sürdürülebilir olması için gübre fiyatlarının makul seviyelerde tutulması gerekmektedir.
Açıklandığı gibi gübre bedelinin yüzde 40’ı destek olarak verilmelidir.
Diğer önemli girdi mazottur. Ülkemizdeki mazot fiyatları rekabet içinde olduğumuz ülkelerin çok üzerindedir. Mazot fiyatları, 2017 yılında yüzde 15,9 artarak 4 lira 40 kuruştan 5 lira 10 kuruşa yükselmiştir. Bu rakamın yaklaşık yüzde 53’ü özel tüketim vergisi ve katma değer vergisinden oluşmaktadır.
2017 yılında kullanılan mazot bedelinin yaklaşık yarısının destek olarak 2018 yılında çiftçimize ödenecek olması, çiftçimiz lehine fevkalade önemli bir gelişmedir. Karar, çiftçimiz için oldukça memnuniyet vericidir. Yalnız, desteklerden sadece Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı çiftçilerimizin yararlanması, yaklaşık 9 milyon hektar tarımsal alanın bu kapsamda olmaması önemli bir sorundur. Üretim yapan bütün çiftçilerimizin desteklerden yararlanmasının bir yolu bulunmalıdır.
Birim fiyatın düşürülmesi bakımından; elektrikte uygulanmakta olan yüzde 18 KDV, tarımda kullanılan elektrikte kaldırılmalı, pay ve fonlar alınmamalıdır.
Hayvancılık işletmelerimizin indirimli tarifeden elektrik almaları sağlanmalıdır.
Elektrik borçlarının desteklerden tahsil edilmesiyle ilgili uygulama kaldırılmalıdır.
Enerji politikaları belirlenirken üreticilerimiz mağdur edilmemelidir.
Tohumda, sertifikalı tohumluğun zamanında ve uygun bir fiyatla çiftçimize ulaştırılması tarımsal üretimin artırılması açısından önemlidir.
İthalat değerinde en çok paya sahip olan sebze tohumluğu başta olmak üzere tohumlukta dışa bağımlılık azaltılmalı, yeni çeşit geliştirmek için Ar-Ge çalışmalarına hız verilmelidir. Sebze tohumluk ve fidelerinde uygulanmakta olan KDV de diğer tohumluklarda olduğu gibi yüzde 1’e indirilmelidir.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerine göre, 2017 Eylül ayı itibarıyla, tarım ve balıkçılık sektörüne kullandırılan nakdi kredi miktarı, 83,2 milyar lira oldu.
2017 Eylül ayı itibariyle tarım ve balıkçılık sektörüne kullandırılan toplam 83,2 milyar liralık kredinin, 56,6 milyar lirası kamu bankaları tarafından, 10,1 milyar lirası yerli özel bankalar, 16,5 milyar lirası ise yabancı bankalar tarafından kullandırıldı.
Tarım Kredi Kooperatifleri ise 2017 yılı Eylül ayı itibariyle yaklaşık 7,3 milyar kredi kullandırmıştır.
-Beklentiler-
Bayraktar, düzenlediği basın toplantısında, çiftçinin 2018 yılındaki beklentilerini de açıkladı.
Çiftçinin, bütçe imkanları çerçevesinde desteklense de rekabet içinde olunan ülkelerin çiftçileri göz önüne alındığında destek tutarının yetersiz kaldığına dikkati çeken Bayraktar, şunları söyledi:
“Çiftçimize verilen doğrudan desteklerin Tarım Kanununda öngörüldüğü gibi gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 1’ine çıkarılması, sektörümüzün önünü açacak önemli bir gelişme olacaktır.
Desteklerdeki önemli bir husus da destek ödemelerinden kesinti yapılıyor olmasıdır. Çiftçilerimiz sanki zirai kazanç elde ediyormuş gibi desteklerden yüzde 4 oranında stopaj kesilmektedir. Bu kesinti kaldırılmalıdır.
Tarım desteklerinin miktarı kadar desteklerin zamanında açıklanması da önemli bir husustur. Çiftçilerimizin ekim yapmadan alacağı desteği bilmesi gerekir.
Üreticimizin en önemli sorunlarından biri fiyat ve gelir istikrarsızlığıdır.
Sektörde ekonomik örgütlenme güçlü değildir. Bundan dolayı tarımda üretim planlaması yapılamamakta, pazarlamada da sorunlar meydana gelmektedir.
Gelişmiş ülkelerde planlama ve talebe uygun üretim esastır. Üretici birlik ve kooperatifleri, güçlü yapılarıyla piyasayı regüle edebilmektedir. Bu örgütler, soğuk hava zincirleriyle ürünü koruyup, lisanslı depolarda depolayabiliyorlar. Böyle olunca da piyasaya ihtiyaç kadar ürün sürüyorlar, aşırı fiyat dalgalanmaları oluşmasını önlüyorlar. Talebin üzerinde üretim yapılmasına da izin vermiyorlar.
Bizde böyle bir yapı oluşmadığı için, çiftçimiz üretim planlaması yapamıyor, ürününü etkili bir şekilde de pazarlayamıyor. Ürün para edince o ürünü üreten çiftçimiz, talebin üzerinde üretim nedeniyle fiyatlar düşünce o üründen kaçıyor, başka ürüne yöneliyor. Çiftçimizin üretimden kaçtığı üründe üretim azalınca bu kez fiyatlar yükseliyor. Her iki durumda da çiftçimiz yeterli geliri elde edemiyor, kısır döngü sürüp gidiyor. Tarladan markete ürün fiyatları 4-5 kata varan oranlarda artarken, üretici yeterince para kazanamazken, tüketicilerimiz de makul fiyatlarla ürün tüketememektedir.
2017 yılında Milli Tarım Politikasıyla 941 havzada 21 ürün desteklenmesi uygulaması başlatıldı. Beklentimiz, bu modelin üretim planlamasına hizmet edecek şekle dönüştürülmesi ve etkili bir şekilde uygulanmasıdır. Planlı bir üretim yapıldığında, üretici gelir, ürünler fiyat istikrarına kavuşacaktır.
Hasat devam ederken 2017 yılında buğdayda, arpada, mısırda, yem hammaddelerinde gümrük vergilerinin düşürülmesi, ithalat yapılmamasına rağmen psikolojik olarak piyasayı olumsuz etkilemiştir. TMO’nun buğdayda müdahale alım fiyatı açıklamada gecikmesi ve hem buğday hem de mısırda beklentilerin altında bir fiyat açıklaması, piyasada fiyatları düşürmüş, üreticimizin gelir kaybına uğramasına yol açmıştır.
-“TMO, gerektiğinde zaman geçirmeden piyasaya müdahale etmeli”-
Bu yıl ve gelecek yıllarda da sorun yaşamaması için, TMO, gerektiğinde zaman geçirmeden piyasaya müdahale etmeli, müdahale alım fiyatını belirlerken, maliyetleri, enflasyonu ve refah payını göz önünde bulundurmalıdır. Hasat dönemlerinde ithalat söylem ve uygulamaları ülke gündeminden çıkarılmalıdır.
Baklagillerde hasat öncesi artırılan gümrük vergileri, hasadın ardından yeniden sıfırlanmıştır. Burada amaç, iç piyasada fiyatları düşürmek için ithalat değil, yerli üretimi desteklemek ve artırmak olmalıdır.
Gümrük vergilerinin kepeklerde sıfırlanması, bazı kaba yem ve küspelerde düşürülmesini de benzer şekilde değerlendirmek gerekir. Ülkemizin bu ürünlerde artık ithalata bağımlılıktan kurtulması, yerli üretimle ihtiyacı karşılaması esas olmalıdır.
Önemli bir ürün grubu olan narenciyede ihracat iadeleri bir an önce açıklanmalı, yeterli miktarda ve nakit olarak verilmelidir.
Zeytin ve zeytinyağında her ne ad altında olursa olsun ithalata izin verilmemelidir. Özellikle bu yıl hem zeytinde hem de zeytinyağında rekor bir üretim beklenirken, yapılacak ithalat, çiftçimizi olağanüstü zor duruma düşürecektir.
Çayda, tüm havzada organik üretime geçilmesi durumda üreticimizin önemli ölçüde verim kaybı oluşacaktır. Bu verim düşüşünün yol açacağı gelir kaybı telafi edilmeden, organik tarım uygulamasının getireceği ek masraflar karşılanmadan tüm havzanın organik tarıma geçirilmesi çiftçimizin mağduriyetine neden olacaktır.
İhracatımız açısından çok önemli olan fındık, kuru üzüm, incir, kayısı, Antep fıstığı gibi ürünlerde, fiyat istikrarı sağlanmalı, ihracatta mevcut pazarlar korunurken, yeni pazarlar araştırılmalı, ihracat destekleri artırılmalı, ürünler katma değer kazandırılarak ihraç edilmelidir. Bu ürünlerde ülkemizin mukayeseli üstünlüğü korunmalı, kaliteden ödün verilmemelidir. Bu ürünlerde devletin etkin müdahalesi sağlanmalıdır. TMO’nun, bu ürünlerde yapacağı müdahalelerde, gecikmeden, hızlı bir şekilde ve makul bir fiyatla piyasaya girmesi üreticimizin zarar etmesini önleyecektir.
Hatta fındık, kuru üzüm, incir, kayısı, Antep fıstığı gibi ürünler ve depolanabilir diğer ürünlerde üretici birlikleri TMO garantörlüğünde devreye girmeli, alım yapmalı, piyasayı düzenlemelidir. Ofis, kiraladığı veya inşa ettiği lisanslı depoları üretici birliklerine tahsis etmelidir.
Tüm bitkisel ürünlerimizde verimi artırmak üzere politikalar oluşturulmalıdır. İhracat, tarımımız açısından önemli bir unsur haline gelmiştir. Bu nedenle, dış pazarların talep ettiği tür ve çeşitlere yönelik üretim artırılmalı, modern teknik ve teknolojiler kullanılmalıdır. Standardizasyon, ambalajlama ve paketleme sağlanmalı, depolama olanakları artırılmalı, nakliye masrafları desteklenmelidir. Ürün kaybı en aza indirilmeli, bitki hastalık ve zararlılarıyla etkin mücadele edilmeli, rezidü tolerans sınırlarının aşılmasına izin verilmemelidir.
Artan ithalat da tarımımız açısından sorun teşkil etmektedir. İthalatın düşürülmesi için pamuk, yağlı tohumlar başta olmak üzere üretim açığımız bulunan ürünlerin üretime ağırlık verilmelidir. Bu ürünler daha fazla desteklenmelidir.”
-Kredi borçları-
Son yıllarda çiftçinin sürekli afetlerle uğraşmak zorunda kaldığını vurgulayan Bayraktar, şöyle konuştu:
“Afetler nedeniyle yeterli geliri elde edemeyen çiftçilerimizin çoğunluğu, kullanmış olduğu kredilerin geri ödemelerini de tam olarak yapamamıştır. Çeşitli sebeplerle kredi borçlarını geri ödeyemeyen çok sayıda çiftçimiz de bulunmaktadır.
Çiftçi borçların yapılandırılmasıyla ilgili kanundan, çiftçilerimizin çok az bir bölümü, Ziraat Bankası’na olan borçların sadece yüzde 1’i, Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçların ise yüzde 5’i yararlanabildi. Ziraat Bankası’nın ödenemeyen kredilerin takibe düşmesini beklemeden çiftçiye yeni kredi açması sebebiyle bu oran düşük kalmıştır.
Üretimin devamı için Türkiye genelinde 1 Ocak 2017-31 Aralık 2017 tarihleri arasında meydana gelen tabii afetlerde ekilişleri, ürünleri, hayvan varlıkları, tesisleri ve seraları en az yüzde 30 oranında zarar gören Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı üreticilerimizin, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan düşük faizli kredi kapsamındaki borçları, yüzde 3 faiz tahakkuk ettirilmek suretiyle bir yıl ertelenmiştir.
Tabii afetlerden kaynaklı borçların ertelenmesine ilişkin kararnameden de üreticilerimizin önemli bir kısmı faydalanamamıştır.
Erteleme Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından kullandırılan düşük faizli kredileri kapsamaktadır. Ziraat Bankası’ndan ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden kredi alan ancak ürünlerini tarım sigortası yaptıramadığı için düşük faizli kredi kullanılamayan üreticilerimiz ile 2017 yılında diğer bankalardan kredi kullanan üreticilerimiz erteleme kararından yararlanamamıştır.
Çiftçimizin finansmanda yaşadığı sıkıntıların giderilmesi için,
Üst üste afet yaşayan çiftçilerimizin borçlarını bir defada ödeme imkanı yoktur. Doğal afet yaşayan çiftçilerimiz ile çeşitli nedenlerle borçlarını çevirmekte zorlanan çiftçilerimizin, ÇKS kaydı olsun olmasın kamu bankaları ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçları faizsiz olarak uzun vadeye yayılarak yapılandırılmalıdır.
Özel bankaların da tarımsal kredilerde borç erteleme ve yapılandırma kapsamına alınması sağlanmalıdır.
Üreticilerimize faizsiz yeni uzun vadeli kredi imkanları sunulmalıdır.
-Tarım sigortaları-
Tarım sigortalarında sigorta yaptıran üretici sayısı artmakla birlikte henüz istenilen düzeye gelinememiştir. Ülkemizde Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı toplam alan dikkate alındığında sigortalanma oranı hala yüzde 20’dir.
2017 yılında, 81 ilin tamamında Birliğimizin girişimleriyle, kuru tarım alanlarında ekili buğday ürünü kuraklık verim sigortası kapsamına alınmıştır. Ancak kuraklık verim sigortası çiftçimizin taleplerini karşılamaktan uzak kalmıştır.
Tarım sigortası yaptıramayan veya yaptırmak istese de sigorta kapsamında yer almayan risklerle karşı karşıya kalan üreticilerimiz doğal afetler karşısında yeteri kadar korunamamaktadır. Kapsamda olmayan risklerle karşılaşan üreticilerimizin zararlarını devlet karşılamalı, kapsamda olan risklerde de prim ve ödenen tazminat miktarları yeniden gözden geçirilmeli, çiftçinin ödeyebileceği düzeyde tutulmalıdır.
-Tarım arazilerinin korunması-
Tarımın önemli yapısal sorunlarından biri de tarım arazilerimizin, miras hukukundan kaynaklanan olumsuzluklar nedeniyle, çok parçalı ve dağınık yapısıdır.
Verimli tarım arazilerinin korunması çok önemlidir. Ülke olarak tarım arazilerimizi iyi koruduğumuzu söyleyemeyiz. 1990 yılından bu yana 4 milyon hektarın üzerinde tarım alanı kaybettik. Artık kaybedecek bir metrekare bile tarım alanımız bulunmamaktadır.
Bu açıdan, büyük ovaların SİT alanı olarak ilan edilmesini memnuniyetle karşılıyoruz. Bu kapsama alınacak ova sayısının 184’den 250’ye çıkarılacağının ifade edilmesi oldukça önemlidir. Bizce, tüm ovalar bu kapsama alınmalı ve tarım dışına bir karış toprak bile çıkarılmamalı, bu ovalar hassasiyetle korunmalıdır.
-Sulama-
Ülkemizde 8,5 milyon hektar teknik ve ekonomik olarak sulanabilecek tarım arazilerimizin halen 2,15 milyon hektarını gerekli sulama altyapı yatırımları tamamlanmadığı için sulanamamaktadır.
GAP, KOP, DAP gibi büyük sulama yatırımlarını da içeren projelerinin bir an önce tamamlanması gerekmektedir. Ülkemiz, sulama yatırımlarını tamamlaması halinde nadasa ayrılan birçok alan tarım için kullanılabilecek, başta yağlı tohumlar ve pamuk olmak üzere üretim açığımız bulunan çok sayıda üründe üretim patlaması yaşanacaktır.
Ayrıca önemli su kayıplarına neden olan ekonomik ömrünü tamamlamış sulama yatırımları acilen yenilenmeli, yüzde 60’lara varan oranlarda tasarruf sağlayan basınçlı sulama sistemleri yaygınlaştırılmalıdır.”
-“Süt üretimi ve fiyatları acil çözülmesi gereken bir sorun haline geldi”-
Süt üretimi ve fiyatlarının acil çözülmesi gereken bir sorun haline geldiğini bildiren Bayraktar, “çiğ sütten üreticinin eline 2014 Temmuz ayında 1 lira 15 kuruş geçerken, fiyat, kimi aylarda bazı yerlerde 70-80 kuruşlara kadar inmiş, Eylül 2017’ye kadar da hiçbir zaman bu seviyeye ulaşmamıştır. Eylül ayında ortalama 1 lira 14 kuruş olan çiftçinin eline geçen çiğ süt fiyatı, bugün itibariyle 14 kuruş artarak 1 lira 28 kuruşa çıkmıştır. Hala 1 liradan süt satan üreticilerimiz de bulunmaktadır” dedi.
Bugün itibariyle süt yemi fiyatının ortalama 1 lira 13 kuruş olduğuna dikkatin çeken Bayraktar, “süt/yem paritesinin 1,5 olması gerektiğini uzmanlar da dile getiriyor. Bu durumda, üreticinin eline geçen çiğ süt fiyatı 1 lira 28 kuruş değil, 1 lira 69 kuruş olmalıdır. Sorunun çözümü için derhal çiğ süt fiyatları tekrar gözden geçirilmeli ve makul düzeylere çıkarılmalıdır. Bunun yanı sıra süte verilen teşvik priminde de indirim yapılmıştır. Soğutulmuş süte verilen 8 kuruşluk destek, 4 kuruşa indirilmiştir. Üreticinin en çok desteğe ihtiyaç duyduğu bu dönemde, bu karar yeniden gözden geçirilmelidir” diye konuştu.
-Hayvancılıkta yerli üretim korunmalı-
“Hayvancılıkta yerli üretim korunmaz, üretim sekteye uğratılır, ahırlara yeni besi hayvanları konulmazsa, besicimiz üretimden kaçarsa o zaman ette bugünkü fiyatları bile arar, eti daha pahalı yeriz” diyen Bayraktar, şunları söyledi:
“Bunun telafisi on milyarlarca dolarla bile yapılamaz, ülke ithalata her yıl çok büyük miktarlarda döviz harcamak durumunda kalır.
2010-2017 döneminde ithalata 5 milyar dolardan fazla döviz gitmiştir. Yerli üretimi artırmamız ve ithalata son vermemiz şarttır. Hayvancılıkta daha fazla üretim için hayvan sayısını ve verimliliği artırmak zorundayız.
Kırmızı et ihtiyacının karşılanması için küçükbaş hayvancılığa da ağırlık verilmelidir. Hükümetimizin son zamanlarda küçükbaş hayvancılığa verdiği destekleri çok olumlu buluyor ve önemsiyoruz. Desteklerin artarak devam etmesini bekliyoruz.
Küçükbaş hayvancılığın geliştirilmesi için meraların korunması ve ıslah çalışmaların hızlandırılması gerekir.
-Kanatlı sektörü-
Kanatlı sektöründe ülke içi tüketim belli noktalara ulaşmıştır. Sektörün kapasitesi ülke ihtiyacının çok üzerindedir. Hem teknoloji hem altyapı hem de potansiyel olarak rahatlıkla dünya ülkeleriyle rekabet edebilecek seviyede olan kanatlı sektörümüz, başta Ortadoğu olmak üzere çok sayıda ülkenin kanatlı eti ve yumurta ihtiyacını karşılayabilir. Yalnız, sektörde üretim de ihracat da artarken, üreticinin kar marjındaki sorunun devam etmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Mevcut kar marjlarıyla üretici, yatırım karşılığını 30 yılda ancak alabilmektedir. Bu sürdürülebilir bir durum değildir. Bu sorun çözülmelidir.”
-Sorular-
Bayraktar, toplantıda basın mensuplarının sorularına verdiği cevaplarda, besi hayvanına destek verileceğinin açıklandığını, et üretiminin desteklenmesi gerektiğini, üretim 1 milyon tonun altına düşmesine karşın 1,5 milyon tonluk üretime ihtiyaç duyulduğunu bildirdi.
Mazota yüzde 50 destek öngörüldüğünü belirten Bayraktar, “bundaki problem ÇKS kayıtlı olmayan ve üretim yapan üreticilerin desteklerden yararlanamıyor olması. Bunların destek kapsamına alınması önemli... Bunun için gayretlerimiz, Tarım Bakanlığımızdan taleplerimiz devam ediyor. Veraset ilamı var intikalini yaptırmamışlar. Muvafakatname alabilir ama varisler bulunamıyor. İntikalini yaptırsalar problem yok. Bir de bunun dışında ecri misil ödeyerek üretim yapan üreticilerimiz var. Hazine arazileri üzerinde yapanlar ecri misil ödemelerine rağmen yararlanamıyorlar. Şunu sağladık, Hazine ile sözleşme yapıyorlarsa o zaman yararlanabiliyorlar. Eskiden komisyonlar oluşurdu, Komisyonlarda Ziraat Odası olurdu, Mal Müdürü, Tarım Müdürlüğü, diğer kamu kuruluşları vardı. Bunlar gider alanda tespit yaparlardı. İlgili şahıs üretim yapıyor mu diye… Üretim yaptığı tespit edilene destek verilirdi. Böyle bir sistem öneriyoruz. Böyle bir şey olursa üretim yapan ve desteklerden yararlanamayan üreticilerimiz de hiç olmazsa bu desteklerden yararlanmış olur. Daha kaliteli daha verimli üretim yapmış olurlar destek alırlarsa.
Komisyonlar oluşturulunca birkaç ayda biter. İnşallah bunu sağlarız. 15 milyon hektar ÇKS kapsamında kayıtlı, 9 milyon hektar ÇKS dışında üretim yapılıyor. Ciddi bir rakam.”
-Ülke tarımının çok büyük bir potansiyeli var-
Ülke tarımının önemli sorunları bulunmakla birlikte çok da büyük bir potansiyeli olduğunu vurgulayan Bayraktar, “çiftçimiz, bütün zor şartlara rağmen üretimden kopmuyor. Çalışıyor, üretiyor ama yeterince para kazanamıyor. Çözülmesi gereken yapısal sorunlarımız var. Maliyetler çiftçilerimizi zorluyor. Yeterli destek verilirse, ülkemiz dünya çapında bir üretime ulaşabilir, ihracatta ön sıralarda yer alabilir. Bunun için, sorunlara yoğunlaşmalı, milletçe el ele omuz omuza vermeli, birlik ve beraberliğimizi korumalıyız. Böyle hareket ettiğimiz takdirde, 2018 yılı çok daha iyi bir yıl olacaktır. Buna yürekten inanıyorum. Tüm çiftçimize, 2018 yılında doğal afetlerden uzak, bereketli, sorunsuz bir yıl diliyorum” dedi.
-TABLOLAR-
Seçilmiş ürünlerde market fiyatlarındaki aylık fiyatlar ve değişim oranları:
Market | 30 Kasım 2017 | 29 Aralık 2017 | 29 Aralık 2017/ 30 Kasım 2017 |
Ürünler | Ay Sonu Market Fiyatı (TL/Kg) | Ay Sonu Market Fiyatı (TL/Kg) | Değişim (Yüzde) |
Marul (adet) | 2,39 | 2,89 | 20,63 |
Kuru soğan | 1,36 | 1,62 | 19,23 |
Salatalık | 2,64 | 3,03 | 14,79 |
Havuç | 2,28 | 2,55 | 11,96 |
Nohut | 11,51 | 12,86 | 11,73 |
Kuru fasulye | 9,59 | 10,50 | 9,48 |
Patates | 1,95 | 2,08 | 6,91 |
Mandalina | 3,14 | 3,34 | 6,64 |
Toz şeker | 4,50 | 4,78 | 6,15 |
Domates | 4,16 | 4,41 | 5,98 |
Yeşil soğan (kg) | 4,20 | 4,42 | 5,30 |
Kırmızı mercimek | 6,61 | 6,94 | 4,99 |
Fındık (iç) | 46,32 | 48,09 | 3,83 |
Beyaz peynir | 19,52 | 20,15 | 3,26 |
Elma | 3,53 | 3,64 | 2,96 |
Lahana | 1,50 | 1,55 | 2,94 |
Yoğurt | 4,77 | 4,87 | 2,06 |
Yeşil mercimek | 8,16 | 8,32 | 2,03 |
Zeytinyağı | 28,23 | 28,70 | 1,67 |
Yumurta | 0,45 | 0,46 | 1,62 |
Dana eti | 40,03 | 40,63 | 1,50 |
Kuzu eti | 51,11 | 51,81 | 1,37 |
Pirinç | 5,84 | 5,91 | 1,20 |
Pırasa | 2,65 | 2,68 | 1,00 |
Tavuk eti | 7,51 | 7,57 | 0,88 |
Kuru incir | 30,73 | 30,99 | 0,85 |
Ayçiçek yağı | 8,08 | 8,13 | 0,70 |
Süt (litre) | 4,41 | 4,44 | 0,68 |
Tereyağı | 40,17 | 40,30 | 0,33 |
Maydanoz (adet) | 1,15 | 1,15 | 0,00 |
Kuru kayısı | 32,28 | 32,28 | 0,00 |
Kuru üzüm | 12,46 | 12,46 | 0,00 |
Mısırözü yağı | 9,00 | 9,00 | 0,00 |
Antep fıstığı | 66,53 | 64,56 | -2,97 |
Patlıcan | 4,00 | 3,88 | -2,99 |
Kaşar peyniri | 26,19 | 24,92 | -4,83 |
Ispanak | 2,97 | 2,73 | -8,00 |
Karnabahar | 2,70 | 2,46 | -8,83 |
Portakal | 3,10 | 2,71 | -12,53 |
Limon | 4,39 | 3,83 | -12,72 |
Sivri Biber | 4,09 | 3,30 | -19,28 |
Kabak | 4,40 | 3,50 | -20,51 |
Seçilmiş ürünlerde üretici fiyatlarındaki aylık fiyatlar ve değişim oranları:
Üretici | 30 Kasım 2017 | 29 Aralık 2017 | 29 Aralık 2017/ 30 Kasım 2017 |
Ürünler | Ay Sonu Üretici Fiyatı (TL/Kg) | Ay Sonu Üretici Fiyatı (TL/Kg) | Değişim (Yüzde) |
Mandalina | 0,82 | 0,98 | 19,39 |
Marul (adet) | 0,94 | 1,11 | 18,40 |
Kuru kayısı | 8,00 | 9,00 | 12,50 |
Elma | 1,29 | 1,44 | 11,63 |
Yeşil soğan (kg) | 1,35 | 1,50 | 11,11 |
Kırmızı mercimek | 1,85 | 2,03 | 9,73 |
Kuru üzüm | 4,15 | 4,50 | 8,43 |
Yumurta | 0,31 | 0,33 | 5,18 |
Kuzu eti | 30,97 | 31,99 | 3,29 |
Antep fıstığı | 31,50 | 32,50 | 3,17 |
Salatalık | 1,30 | 1,33 | 2,12 |
Dana eti | 25,36 | 25,72 | 1,42 |
Domates | 1,65 | 1,67 | 0,91 |
Süt (litre) | 1,27 | 1,28 | 0,79 |
Ispanak | 0,85 | 0,85 | 0,00 |
Maydanoz (adet) | 0,34 | 0,34 | 0,00 |
Limon | 2,00 | 2,00 | 0,00 |
Pirinç | 3,52 | 3,52 | 0,00 |
Kuru incir | 12,00 | 12,00 | 0,00 |
Zeytinyağı | 14,75 | 14,75 | 0,00 |
Nohut | 6,94 | 6,81 | -1,87 |
Fındık (iç) | 20,40 | 20,00 | -1,96 |
Yeşil mercimek | 3,30 | 3,21 | -2,73 |
Kuru fasulye | 3,45 | 3,26 | -5,51 |
Patates | 0,63 | 0,58 | -8,00 |
Kuru soğan | 0,55 | 0,50 | -9,09 |
Pırasa | 0,90 | 0,75 | -16,67 |
Havuç | 0,80 | 0,65 | -18,75 |
Portakal | 0,73 | 0,58 | -21,23 |
Sivri Biber | 1,75 | 1,37 | -21,90 |
Patlıcan | 2,19 | 1,70 | -22,34 |
Lahana | 0,52 | 0,37 | -29,03 |
Kabak | 2,19 | 1,45 | -33,89 |
Karnabahar | 1,03 | 0,61 | -40,49 |
Seçilmiş ürünlerde market fiyatlarındaki yıllık fiyatlar ve değişim oranları:
Market | 29 Aralık 2016 | 29 Aralık 2017 | 29 Aralık 2017/ 30 Aralık 2016 |
Ürünler | Yıl Sonu Market Fiyatı (TL/Kg) | Yıl Sonu Market Fiyatı (TL/Kg) | Değişim (Yüzde) |
Mandalina | 2,23 | 3,34 | 50,04 |
Kuru incir | 20,72 | 30,99 | 49,53 |
Kuru soğan | 1,18 | 1,62 | 37,30 |
Elma | 2,70 | 3,64 | 34,41 |
Domates | 3,34 | 4,41 | 32,03 |
Havuç | 2,04 | 2,55 | 25,16 |
Süt (litre) | 3,57 | 4,44 | 24,37 |
Kuru fasulye | 8,45 | 10,50 | 24,22 |
Antep fıstığı | 53,31 | 64,56 | 21,11 |
Patates | 1,73 | 2,08 | 20,62 |
Fındık (iç) | 41,12 | 48,09 | 16,95 |
Zeytinyağı | 24,57 | 28,70 | 16,82 |
Nohut | 11,13 | 12,86 | 15,52 |
Toz şeker | 4,14 | 4,78 | 15,38 |
Portakal | 2,35 | 2,71 | 15,23 |
Maydanoz (adet) | 1,02 | 1,15 | 12,75 |
Limon | 3,41 | 3,83 | 12,23 |
Kuzu eti | 46,28 | 51,81 | 11,96 |
Ayçiçek yağı | 7,27 | 8,13 | 11,94 |
Marul (adet) | 2,60 | 2,89 | 10,96 |
Mısırözü yağı | 8,13 | 9,00 | 10,70 |
Kuru kayısı | 29,90 | 32,28 | 7,96 |
Pirinç | 5,52 | 5,91 | 7,04 |
Yeşil mercimek | 7,97 | 8,32 | 4,41 |
Kırmızı mercimek | 6,85 | 6,94 | 1,37 |
Kuru üzüm | 12,58 | 12,46 | -0,99 |
Tavuk eti | 7,82 | 7,57 | -3,24 |
Dana eti | 42,71 | 40,63 | -4,86 |
Yumurta | 0,49 | 0,46 | -5,48 |
Ispanak | 2,93 | 2,73 | -6,90 |
Lahana | 1,70 | 1,55 | -9,15 |
Pırasa | 2,99 | 2,68 | -10,58 |
Salatalık | 4,19 | 3,03 | -27,72 |
Yeşil soğan (kg) | 6,48 | 4,42 | -31,70 |
Patlıcan | 6,02 | 3,88 | -35,49 |
Sivri Biber | 5,14 | 3,30 | -35,79 |
Kabak | 5,47 | 3,50 | -36,06 |
Karnabahar | 4,14 | 2,46 | -40,57 |
Seçilmiş ürünlerde üretici fiyatlarındaki yıllık fiyatlar ve değişim oranları:
Üretici | 29 Aralık 2016 | 29 Aralık 2017 | 29 Aralık 2017/ 30 Aralık 2016 |
Ürünler | Yıl Sonu Market Fiyatı (TL/Kg) | Yıl Sonu Market Fiyatı (TL/Kg) | Değişim (Yüzde) |
Elma | 0,67 | 1,44 | 114,93 |
Kuru incir | 6,50 | 12,00 | 84,62 |
Limon | 1,22 | 2,00 | 64,38 |
Kuru soğan | 0,33 | 0,50 | 53,85 |
Kuru kayısı | 6,00 | 9,00 | 50,00 |
Pirinç | 2,40 | 3,52 | 46,67 |
Marul (adet) | 0,76 | 1,11 | 46,05 |
Nohut | 4,79 | 6,81 | 42,17 |
Mandalina | 0,72 | 0,98 | 36,36 |
Kuzu eti | 24,63 | 31,99 | 29,88 |
Zeytinyağı | 11,50 | 14,75 | 28,26 |
Süt (litre) | 1,04 | 1,28 | 23,08 |
Kuru üzüm | 3,70 | 4,50 | 21,62 |
Domates | 1,47 | 1,67 | 13,27 |
Portakal | 0,52 | 0,58 | 11,65 |
Antep fıstığı | 29,50 | 32,50 | 10,17 |
Dana eti | 25,30 | 25,72 | 1,66 |
Maydanoz (adet) | 0,33 | 0,34 | 1,52 |
Patates | 0,60 | 0,58 | -4,43 |
Yeşil mercimek | 3,48 | 3,21 | -7,76 |
Havuç | 0,72 | 0,65 | -9,09 |
Yumurta | 0,37 | 0,33 | -11,20 |
Fındık (iç) | 23,12 | 20,00 | -13,49 |
Kuru fasulye | 4,08 | 3,26 | -20,10 |
Ispanak | 1,12 | 0,85 | -23,88 |
Pırasa | 1,02 | 0,75 | -26,11 |
Kırmızı mercimek | 2,77 | 2,03 | -26,71 |
Yeşil soğan (kg) | 2,37 | 1,50 | -36,71 |
Kabak | 2,62 | 1,45 | -44,66 |
Salatalık | 2,50 | 1,33 | -46,79 |
Lahana | 0,72 | 0,37 | -49,07 |
Patlıcan | 3,58 | 1,70 | -52,35 |
Sivri Biber | 2,91 | 1,37 | -52,95 |
Karnabahar | 1,63 | 0,61 | -62,46 |
Seçilmiş ürünlerde 29 Aralık 2017 tarihi itibarıyla ortalama üretici, hal, pazar ve market fiyatları ve fiyat farkları:
Ürünler | Üretici | Hal | Pazar | Market | Hal/ Üretici | Pazar/ Üretici | Market/ Üretici |
| Fiyatı (TL/Kg) | Fiyatı (TL/Kg) | Fiyatı (TL/Kg) | Fiyatı (TL/Kg) | Fiyat Farkı (Yüzde) | Fiyat Farkı (Yüzde) | Fiyat Farkı (Yüzde) |
Portakal | 0,58 | 1,04 | 2,08 | 2,71 | 80,87 | 262,32 | 371,59 |
Lahana | 0,37 | 0,68 | 1,15 | 1,55 | 84,09 | 213,64 | 321,82 |
Karnabahar | 0,61 | 1,06 | 1,51 | 2,46 | 74,18 | 147,27 | 303,06 |
Havuç | 0,65 | 0,98 | 1,76 | 2,55 | 50,77 | 170,51 | 292,72 |
Patates | 0,58 | 0,91 | 1,56 | 2,08 | 58,70 | 171,30 | 262,55 |
Kuru kayısı | 9,00 | - | 25,00 | 32,28 | - | 177,78 | 258,67 |
Pırasa | 0,75 | 1,13 | 2,25 | 2,68 | 50,67 | 200,00 | 257,00 |
Süt (litre) | 1,28 | - | - | 4,44 | - | - | 246,88 |
Mandalina | 0,98 | 1,46 | 2,20 | 3,34 | 49,74 | 125,64 | 242,99 |
Maydanoz (adet) | 0,34 | 0,44 | 0,92 | 1,15 | 30,60 | 173,63 | 242,89 |
Kırmızı mercimek | 2,03 | 2,80 | 7,00 | 6,94 | 37,93 | 244,83 | 241,87 |
Kuru soğan | 0,50 | 0,86 | 1,25 | 1,62 | 72,50 | 150,00 | 223,11 |
Kuru fasulye | 3,26 | 4,40 | 8,67 | 10,50 | 34,97 | 165,85 | 222,09 |
Ispanak | 0,85 | 1,32 | 2,17 | 2,73 | 55,29 | 154,90 | 221,11 |
Yeşil soğan (kg) | 1,50 | 3,06 | 3,88 | 4,42 | 104,17 | 158,33 | 194,83 |
Kuru üzüm | 4,50 | - | 12,00 | 12,46 | - | 166,67 | 176,85 |
Domates | 1,67 | 2,39 | 3,40 | 4,41 | 43,54 | 104,20 | 164,80 |
Marul (adet) | 1,11 | 1,20 | 2,17 | 2,89 | 8,11 | 95,20 | 159,91 |
Yeşil mercimek | 3,21 | 4,20 | 7,17 | 8,32 | 30,84 | 123,26 | 159,22 |
Kuru incir | 12,00 | - | 26,00 | 30,99 | - | 116,67 | 158,22 |
Elma | 1,44 | 2,04 | 2,74 | 3,64 | 41,67 | 90,28 | 152,45 |
Sivri Biber | 1,37 | 2,08 | 3,00 | 3,30 | 52,20 | 119,51 | 141,42 |
Kabak | 1,45 | 1,96 | 2,82 | 3,50 | 35,17 | 94,25 | 141,07 |
Fındık (iç) | 20,00 | - | 45,00 | 48,09 | - | 125,00 | 140,44 |
Patlıcan | 1,70 | 2,12 | 3,15 | 3,88 | 24,46 | 84,93 | 128,05 |
Salatalık | 1,33 | 1,76 | 2,43 | 3,03 | 32,58 | 83,30 | 128,00 |
Antep fıstığı | 32,50 | - | 62,50 | 64,56 | - | 92,31 | 98,64 |
Zeytinyağı | 14,75 | - | - | 28,70 | - | - | 94,58 |
Limon | 2,00 | 2,68 | 3,40 | 3,83 | 34,00 | 70,00 | 91,40 |
Nohut | 6,81 | 8,70 | 11,33 | 12,86 | 27,75 | 66,42 | 88,86 |
Pirinç | 3,52 | 4,10 | 4,83 | 5,91 | 16,48 | 37,31 | 67,90 |
Kuzu eti | 31,99 | - | - | 51,81 | - | - | 61,96 |
Dana eti | 25,72 | - | - | 40,63 | - | - | 57,97 |
Yumurta | 0,33 | - | 0,60 | 0,46 | - | 84,62 | 41,54 |
Beyaz peynir (kg) |
|
|
| 20,15 |
|
|
|
Kaşar peyniri (kg) |
|
|
| 24,92 |
|
|
|
Yoğurt (kg) |
|
|
| 4,87 |
|
|
|
Tereyağı (kg) |
|
|
| 40,30 |
|
|
|
Mısırözü yağı | - | - | - | 9,00 | - | - | - |
Ayçiçek yağı | - | - | - | 8,13 | - | - | - |
Toz şeker | - | - | - | 4,78 | - | - | - |
Tavuk eti | - | - | - | 7,57 | - | - | - |
Not: Hal, pazar ve market verileri İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya ve Mersin illerinden derlenen ortalama fiyatlardır. Üretici fiyatları ise ürünlere göre önemli üretim merkezlerinden derlenmektedir. Pirinç (Osmancık), kuru fasulye, nohut, kırmızı ve yeşil mercimek için belirtilen hal fiyatları toptan satış fiyatlarıdır. Dana eti, kuzu eti, Antep fıstığı ve fındık fiyatı serbest piyasa fiyatıdır.