* 7 Haziran seçimleri sonrasında bütün bu siyasi tarihimiz içinde AK Parti kendi içindeki istişareyle milli iradenin kararına saygı duydu. AK Parti milli irade partisidir. Bunu asla tartışmaz. AK Parti karşısında o günlerde oluşturulmaya çalışan bloğun anlamsızlığından bahsettim.
* Bugün terörün sözcülüğünü yapan bazı siyasiler o günlerde sevinç çığlıkları içinde Diyarbakır'da kaleşnikoflarla kutlama yapma cesaretini gösterdiler. Biz sabırla hem halkımız verdiği mesajı anlamaya çalıştık hem de her şeyin sadece Türkiye için olduğunu şahsi çıkarlarımızın asla öne geçmeyeceğini gösteren bir duruş sergiledik. Ne yaptık? Önce kendi içimizdeki istişareleri tamamladık. Milletvekillerimizle tek tek görüştüm. Neleri yapabileceğimizi tartıştık ve bir yol haritası belirledik. Bir kaç hususun altını çizdik. AK Parti bir hükümetsizlik dönemine izin vermeyecektik.
* TBMM seçimleriyle ilgili bütün spekülasyonlara karşı biz 258 dava arkadaşımıza güvenerek kendi adayımızı gösterdik. Ve 1 Temmuz'da yine AK Parti kadrolarından bir arkadaşımız geldi. 7 Haziran'da sevinç çığlıkları atanlar bunu tahmin edemediler. 258 kişi varken diğer bloğun bir araya gelip bir aday seçmesi siyasetin ve ahlağın doğasına aykırıydı. Adım adım bu yolu döşedik. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve TBMM Başkanı AK Parti kadrosundan çıkmıştır. AK Parti öncü partidir ve parti olmaya devam edecektir.
"AK PARTİSİZ BİR TÜRKİYE İSTEDİLER"
* AK Parti'siz bir Türkiye dizayn etmeye çalışanlar oldu. Cumhurbaşkanımızın ve makamının izole edildiği bir Türkiye isteyenler oldu. Ama bugün herkes görmektedir ki AK Parti olmadan Türkiye'de siyaset şekillenemez.
* Dışlama siyasetine karşı biz uzlaşma siyasetini tercih ediyoruz. Yine bu dönem gösterdi ki Cumhurbaşakanlığı izole edilerek siyaset yapılamaz.
* 9 Temmuz'da Cumhurbaşkanımız bana görevi verdiler. O günden bugüne uzun zamandır böylesi bir dönem yaşanmadığı için yeniden eski koalisyon olumsuz hatıralarını silmek üzere yol haritası belirledik. Kimseyi dışlamadık. AK Parti'yle olmaz diyenleri de sürecin içine katmaya çalıştık.
Bugün birileri Türkiye'nin kaderiyle oynamak için çaba sarf ediyor olabilir ama sizin göreviniz bu duaların hakkını vermektir.
Döndük ve hükümet ortaklığı görüşmelerine başladık. Vatandaşlarımız şahittir üslubumuzdan herkes anlamıştır ki AK Parti'nin seçim sonuçlarını doğru okuma gücünü görmüştür. Özellikle muhalefet liderlerinin olumlu tavırlarına teşekkür ederim. CHP ile karşılıklı olarak fikirlerimizin test edileceği görüşmeleri başlatalım dedik. Bu koalisyon görüşmesi değildir. Karşılıklı olarak fikirler not edilecektir. Ömer Çelik'in koordinasyonunda bu görüşmeler başladı. Daha sonra genel başkanlara bunlar aktarılacak..
"MHP İLE KOORDİNE OLMAYA KARAR VERDİK"
* MHP hükümet ortaklığı yapmak istemiyorlar ama koordine halinde olmaya karar verdik. Faruk Çelik'in başkanlığında bu sürüyor..
Daha 8 Haziran sabahı AK Parti'yle asla diyen yüzde 13 ile zafer kazanmış gibi davranan bizim yüzde 41 ile yas tutmamızı bekleyen HDP ile de görüştük ama terör konusu sebebiyle bu konuda yol alamayız.
"BİZE BAYRAMI HARAM KILMAK İSTİYOR"
Biz koalisyon görüşmeleri yaparken Türkiye'nin 13 yılda gerçekleştirdiği huzur ortamını bozmak için bazı karanlık odaklar harekete geçti. Birileri bize bayramı haram kılmak istiyor.
7 Haziran tek partinin oluşturulduğu bir döneme son vermiştir ve şimdi kaos çıkarmanın tam vaktidir. Ve üç maşayı aynı anda kullanmaya karar verdiler ya da onlar gönüllü olarak ortaya çıktı.
Birincisi DEAŞ'tı, Ocak 2014'de onları cezalandırmıştı. Bu sefer de Suruç'ta vatandaşlarımızı öldürdüler. Onlara karşı ne yapacağımızı düşünürken bu sefer de ikinci maşa ortaya çıktı. PKK, Adıyaman'da bir askerimizi şehit etti. Onların mekanları cennettir. Bugün de verdiğimiz şehitlerin acısı yüreğimizdedir.
"ÜÇÜNCÜ MAŞA ORTAYA ÇIKTI"
Bu sefer PKK üzerinde yapabileceğimiz çalışmaları yaparken üçüncü maşa ortaya çıktı. İstanbul sokaklarında yüzleri maskeli ve silahlı şekilde gösteri yapmaya çıktılar. O zaman güvenlik birimlerimizin gerekli hazırlığı yapmasını söyledim. Ama bardağı taşıran son damla İç İşleri Bakanımızın araması oldu. İki polisimiz gece uyurken Ceylanpınar'da öldürüldüler. Dün hala barıştan bahseden HDP sözcüleri bunun hesabını versinler. Verecekler. Hani çatışmasızlık diyerek göz boyayan bir dil kullananlar var ya haklılar bizim polislerimiz çatışacak zaman bile bulamadılar.
"YÜREĞİMİZDE BU ACIYI TAŞIRKEN..."
O sabah bu acıyı yüreğimizde taşırken, acaba bir komplo mu diye istihbarat birimlerimize haber verdim. Gelen cevap şuydu, PKK telsizlerinden gelen bilgiye göre PKK yapmıştı. PKK harekete geçti zannedersiniz ki ondan bir gün önce dağ karakolunda DEAŞ askerimizi şehit etti. Sanki birileri piyonlarını birer birer sahneye sürüyor. Yine Diyarbakır'da bir polise kaza ihbarı geliyor, o ihbar bir pusu. Polisimiz şehit ediliyor.
23 Temmuz günü tüm güvenlik birimlerimizi topladık. Fark ettin birileri piyonları öne sürüyor. O gece eş zamanlı olarak PKK'ye DEAŞ'a ve DHKP-C 'ye operasyon yaptık.
''SİZLER TERÖR GLADYOSUSUNUZ..."
Biz bu operasyonların ortaya çıkmamasını isterdik. Ben parti lidelerini çağırdım. Hep beraber terör nereden gelirse gelsin biz yan yana duralım. CHP dışında buna olumlu cevap veremedim. HDP, ''AK Parti IŞİD'le işbirliği yapmaya devam ediyor'' dedi. Şimdi haddini bilmez eş başkanlardan biri, saray gladyosu diyerek hakaret etmeye devam ediyor. Sizler terör gladyosunun unsurlarısınız. PKK'nin soğuk savaş döneminde kimin tarafından kullanıldığını iyi biliriz.
Utanmazca yüzsüzce dün red ve asimilasyon politikalarından bahsediyorlar. Kim bitirdi bunları. Kürtçe konuşmalarını engelleyen uygulamaları kim kaldırdı? Faili meçhulleri kim bitirdi, olağanüstü hali kim kaldırdı. Sizin bu meclise gelmenizin önünü kim açtı. Hepsini yapan AK Parti'dir. PKK ve arkasındaki terör gladyosunun hesabını soracak olan AK Parti'dir. Bizim üzerimize eski sol retorikle gelmesinler. Bizde suçluluk duygusu uyandıramazlar. Ama AK Parti'nin sicilinde AK ve PAK özgürlük, hak mücadelesi vardır. Sizin sicilinizde ne olduysa malumdur.
İki alternatifli bir oyuna yöneldiler. Seçim öncesi her yere gittim. Oradaki vatandaşlarımızla buluştuk. Yapılan baskıları görerek, bilerek baskıları engellemeye de çalıştık. İki sonuca oynadılar barajın altında kalsaydılar, AK Parti seçimlere baskı yaptı diye terör estireceklerdi. Gezi benzeri bir olay olacaktı. Bu sefer de bir şımarıklıkla her türlü terörü yaparız AK Parti sessiz kalır dediler. Sessiz kalmadığımızı gördüler.
Şimdi Şırnak'tan da acı haber geldi. Onlara da Allah rahmet eylesin.