MHP Lideri Devlet Bahçeli, sosyal medya hesabı twitter'dan önemli açıklamalarda bulundu.
Bahçeli'nin açıklamaları şöyle:
"24 Haziran’da, 13’ncü Cumhurbaşkanı bizzat, aracısız, doğrudan Türk milleti tarafından seçilecek, önümüzdeki beş yıl için görev yapacaktır. Cumhurun taban ve tavana hakim olan ittifak ruhu Cumhurbaşkanını belirleyecektir. Bu durum demokratik olgunluğun emaresi ve esamisidir.
Yusuf Has Hacib şöyle seslenir: “Seçkin ve ender olan değerlidir, onu gerçekleştirmek kolay değildir. Kötülük ucuzdur ve onu yapacak çok ve boldur.” Cumhur İttifakı mümtaz olanı, münasip olanı, müstesna olanı Allah’ın izniyle yerine getirecektir.
"CUMHUR İTTİFAKININ ADAYI ERDOĞAN'DIR"
Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı herkesin bildiği ve gördüğü gibi Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır.
"ISMARLAMA CUMHURBAŞKANI ADAYLARI BELLİ OLMAYA BAŞLADI"
Ismarlama ve icazetli Cumhurbaşkanı adayları belli olmaya başladı. Muhtemel adayların kesin listesi 13 Mayıs’ta netleşecektir. CHP’nin hem milletvekili pazarı kurup hem de imza kampanyasında aktif rol oynaması uzun süre hafızalardan çıkmayacak bir çarpıklık olarak anılacaktır.
PKK’nın siyasi acentesi de cezaevindeki şahsı Cumhurbaşkanı adayı gösterdi. Vatan hainlerinin, Ülkücü katillerinin Cumhurbaşkanı adayı olması bile demokrasi tarihimize, milli ruh ve ahlaka kategorik bir darbe olarak akıllara kazındı. Millet bu gelişmeleri elbette kaydına aldı.
"PKK'LI DEMİRTAŞ'IN SERBEST KALMASI İÇİN KAMPANYA YAPILIYOR"
FETÖ ve PKK faaldir! Öyle ki, tescilli ve sabıkalı PKK’lı Demirtaş’ın serbest kalması için yoğun bir kampanya söz konusudur. Yusuf Has Hacib der ki: “Ev almak istersen komşusunu sor, yer almak istersen suyunu sor.” Cumhurbaşkanı adayı çıkarmak için kimlere sorulduğu ise ortadadır.
HDP imza toplamaya gerek duymadı, çünkü TBMM’de grubu vardır. Diğerleri ise CHP ve FETÖ’nün çağrı ve çabalarıyla imzalarına kavuştu. Yani 100 bin imzayı toplayan adayım diye sahneye çıktı. Millet ittifakıymış, bunlardan çıksa çıksa ihtilaf ve ihanet çıkacaktır.
"ALAATTİN ÇAKICI, KÜRŞAT YILMAZ ADAY GÖSTERİLSE KAMPANYA YAPILIR MI"
Peki, ülkü ve ülke sevdalısı olan, davalarının gözü kara yiğitleri olarak bilinen mesela Alaattin Çakıcı, mesela Kürşat Yılmaz, 100 bin ülkücünün imzasıyla aday gösterilseydi, bu kahramanlarımız için de cezaevinden çıkarılmaları için bir kampanya yapılacak mıydı?
Bu kardeşlerimizi taş duvarların ardında çürümeye terk etmek ne kadar adil ve adaletlidir?
"HAİN EL ÜSTÜNDE"
Hain el üstünde, vatan ve millete sadakat duyanlar geri planda! Böyle bir yanlış sürdürülebilir mi? Peki, teröristler için methiye düzenler, PKK/FETÖ müdafaası yapanlar kader kurbanlarına ne diyecekler? Onların yüzlerine nasıl bakacaklar?
Çocuk istismarcıları, tecavüzcüler, kadın katilleri, PKK’lılar, FETÖ’cüler hariç olmak üzere, demir parmaklıkların gerisinde özgürlük düşü kuran, zindanda gün sayan, dama düşüp sevdiklerinin ve sevenlerinin hasretini çeken kader kurbanlarını afla taltif etmek niye akıllara gelmez?
"AYDINLIĞA KAVUŞTURULMALARI SAĞLANMALIDIR"
PKK’lı alçaklar, FETÖ’cü caniler, vatan ve millet düşmanları demokrasi ve özgürlük adına sahiplenilirken, kaderlerinin kurbanı olmuş mağdurlarla ilgili lehlerinde hukuki ve ahlaki bir düzenleme yapılması, onların aydınlığa kavuşturulmaları tez elden sağlanmalıdır.
PKK’lı Cumhurbaşkanı adayının serbest bırakılmasını canla, başla destekleyen karanlık ittifak tarafları ve holigan taraftarları, sesi çıkmıyor diye kader kurbanlarının sahipsiz olduğunu falan mı düşünüyorlar? Eğer böyleyse halt ediyorlar, kesinlikle yanlışa düşüyorlar.
"KADER MAHKUMLARININ TALİHİNİ DEĞİŞTİREBİLİRİZ"
Kader çizgimiz bellidir. Bunun değiştirmek harcımız değildir. Ancak kader mahkumlarının talihini değiştirebilir, onların elinden tutabilir, zincirlerinden ve zindanlardan onları çekip çıkarabiliriz. Tartışma ve konuşmaya değmez mi? Hadi buyurun…
Yusuf Has Hacib isabetle söylemiş: “Sözünü düşünerek söyleyen üzülmez, gününü boşa geçirmeyen pişman olmaz.” Sabahlara kadar düşündük, sonunda söyledik, sabırla duruş gösterip sonuç itibariyle dileğimizi paylaştık…"