Deriner Baraj göledi içinde kalacak olan son tarihi eser Yukarı Kümbeti bu haliyle görenler ise şaşkınlıklarını gizleyemiyorlar. Trabzon Anıtlar Kurulu'nun isteği ve 26. DSİ Bölge Müdürlüğü’nün kontrolleriyle anlaşmaya uygun bir biçimde yapılan bu onarmanın, tarihi eserleri suya batmadan öldürdüğünü, bozduğunu ifade eden köylüler, ”Bir tarihi eseri siz üç ay gibi kısa sürede restorasyon yapamazsınız. Kaldı ki kaç tarihi eser bu üç ay içinde alelacele sıva ile kapatıldı. Bunun adına da onarma, yenileme dediler. Bu bir restorasyon değildir, Bu haliyle olamaz da. Bu resmen bir tarih katliamıdır. Resmen bu eserlerin tarihi eserlikten eserliği kalmamış. Ama açıkçası şu saatten sonra da yapılabilecek bir şey yok. Maalesef işin sonuna gelindi. Sadece böylesine değerli eserleri kaybettiğimiz için çok üzüntülüyüz” dediler.
Saltuklular tarafından yaptırıldığı bilinen kümbetlerin, Deriner Barajı göletine kalmadan önce yapılan çalışmayı yakından takip eden Zeytinlik köyü sakinlerinden Tekin Üstündağ, Yukarı Kümbet’in içine de bir koli koydu. Bu vadi için yazılmış şiir, kümbetler için yapılmış haber, yapılış tarihleri, neden yapıldıklarını anlatan belgeleri koli yaparak vakumlanmış naylonun içine koyan Üstündağ, son görevini de yerine getirmiş oldu. Üstündağ, Zeytinlik köyünü kişileştirilerek onunla yapılan sohbetleri mektubuna aktardığını ifade etti. Zeytinlik köyü karşısındaki iki sevgili olan kümbetleri, 50-60 yıl için yok etmenin hüznünü yaşadığını belirten Üstündağ, yazdığı mektubunda şu ifadeleri kullandı:
“Artvin’in güneyinde, Çoruh Nehri’nin kenarında, Artvin Erzurum Karayolu’nun üzerinde eski bir bucak (nahiye) merkeziyim. Çoruh’un orta vadisidir bulunduğum yer. Çoruh Vadisi’nde zeytinin, üzümün, kirazın, incirin ana vatanı Sirya’dır. O nedenle derler ki Çoruh Vadisi’nde şarabın ana vatanı Siya’dır. O nedenle derler ki bu topraklara insan eksen çıkar. Yüzünüzü Çoruh’a döndüğünüzde iki türbe görürsünüz. Biri hemen Çoruh’un karşı kenarındaki Oçibet mahallemde, diğeri ise Oçibet’in arkasındaki tepede. Acısı yüreğimden hiç eksilmeyen sevdalarda yanıp kavuşamayan iki evladımındır o türbeler. Aşağı yukarı 1100 yıldan bu yana ders verircesine haykırırlar sevgilerini bu sevgisiz dünyaya. Yalnız türbenin dış tuğla üstü taşlarını alırlar benim insanlarım 1857’de Saliha Hanım tarafından yaptırılan ve Zeytinlik Camii’nin duvarlarına koyarlar. Üzülmüşümdür bu olaya ama bir taraftan da Artvin’in en güzel ahşap ağırlıklı camisini yaptıkları için de sevinmişimdir.”