Rize Üniversitesi Senatosu'nun Rize Üniversitesi'nin adının "Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi" yapılması istemine muhalefetten tepki geldi. Yalnız bu tepki Rize'den değil Ankara'dan geldi. CHP'nin Genel Başkan Yardımcısı Perihan Sarı, Rize Üniversitesi'nin isminin Rizeli bir başbakana verilmek istenmesine tepki gösterdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın memleketi olan ve kuruluşundan bugüne kadar hiçbir yardımını esirgemediği, destekleriyle hergeçen gün büyüyerek "Dünyanın En İyi 2000 Üniversitesi" arasına giren Rize Üniversitesi'ne isminin verilmesini bilimin Türkiye'yi terketmesi ile eş tutma gafletinde bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Perihan Sarı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın adının üniversiteye verilmesinin anlaşılmaz bir girişim olduğunu, bunun bilimin ülkeyi terk etmesi anlamına geleceğini savundu.
Üniversitelerin görevlerinin her şeyden önce bilimsel üretim ve akademik çalışma yapmak olduğunu belirten Sarı, bugün ise üniversitelerin siyasal iktidarın güdümüne girdiğini savundu. Sarı, açıklamasında şunları kaydetti: ''TÜBA'nın kurumsal bütünlüğüne yönelik siyasal saldırı karşısındaki suskunluk da bu durumun somut bir örneğidir. Rize Üniversitesi senatosunun, iktidarla bütünleşik bu tutumunu sorgulaması gerekirken başbakanın adının üniversiteye verilmesi, anlaşılmaz bir girişimdir. Bu yaranma çabası, bilimin ülkeyi terk etmesi anlamına gelmektedir.
Bu uygulamanın bir başka örneği 12 Eylül günlerinde yaşanmıştır. 2 Aralık 1982 tarihinde İstanbul Üniversitesi, Kenan Evren'e fahri hukuk doktorası vermişti. Kenan Evren ülkede hem hukuku yok etmiş hem de üniversite sistemine büyük darbe vurup, üniversite özerkliğini yok eden YÖK'ü kurmuştu. Bugün de bu ironik durumun güncel bir örneğine tanıklık ediyoruz.
İktidara teslim olan akademiyanın varlığı tartışmalıdır. Bu varlık yok hükmündedir. Üniversiteler, bilim üretmek ve bilimsellik doğrultusunda davranması gereken ve iktidarlara meydan okuyan yapılar olmak zorundadır.''