Abdülkadir Molla için Rize'de Gıyabi Cenaze Namazı Kılındı Protesto Yapıldı

İdam edilen Cemaat-i İslami Partisi liderlerinden Abdulkadir Molla için Rize'de gıyabi cenaze namazı kılındı protesto yapıldı.

 Bangladeş'te idam edilen Cemaat-i İslami Partisi liderlerinden Abdulkadir Molla için Rize'de Cuma namazının ardından gıyabi cenaze namazı kılındı, tekbirler eşliğinde protesto gerçekleştirildi. Yüzlerce kişinin katıldığı gıyabi cenaze namazı sonrası Mehmet Ali Tuzcu tarafından basın açıklaması okunarak kalabalık grup tarafından dualar edildi, tekbirler getirildi. İdamdan dolayı Bangladeş Hükümeti lanetlenerek kınandı. Grup, yapılan basın açıklamasının ardından sessizce dağıldı.İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı Rize Temsilciliği tarafından düzenlenen Memur Sen, Müsiad, Anadolu Gençlik Derneği (AGD), Rize İmam Hatipliler Derneği (RİHDER), Gül Yetiştiren İnsanlar Derneği (GÜL-DER), Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER), Din Görevlileri Birliği Derneği (DİN-BİR-DER) ve Millî Türk Talebe Birliği (M.T.T.B) Rize Şubesi'nin desteklediği programa Saadet Partisi Rize İl Başkanı Hasan Uzun'un yanısıra Ak Parti Rize Belediye Başkan Aday Adayı Prof. Dr. Osman Karamustafa, TÜMSİAD Rize Şube Başkanı Abdülbaki Fil ve çok sayıda vatandaş katıldı.Kılınan Gıyabi Cenaze Namazının ardından Temsilci Muhammet Ali Tuzlu tarafından basın açıklaması okundu. Tekbirler eşliğinde okunan basın metninde Cemaati İslami Hareketinin Genel Sekreteri Abdülkadir Molla'nın Bangladeş’in kukla hükümeti tarafından idam edildiği ifade edilerek, "Bu idam Allah’a, Peygamberine ve ahiret gününe inanan her Müslüman’ın nezdinde bir şehadettir. Biz, Allah’a, Peygamberine ve Ahiret gününe inanan Müslümanlar olarak öncelikle Abdülkadir Molla’Nı şehadetini tebrik ediyoruz. Yine biz inanıyoruz ki Efendimiz (sas), Şehit Abdülkadir Molla’nın alnından öpecektir.  O’na ne mutlu ki, Şehit Abdülkadir Molla, şehit Yasir ailesi ile, Bedir’in ve Uhud’un şehitleriyle birlikte olacaktır." denildi.Bangladeş’in Müslüman halkının kendilerinin kardeşi olduğunu belirten Tuzlu, Bangladeş’in Müslüman halkı elbette bizim kardeşimizdir. Ancak Müslüman kardeşlerimizin yaşadığı Bangladeş’te Müslümanlara karşı terör estiren ve insan müsveddelerinden oluşan kukla bir hükümetin işbaşında olduğunu dile getirdi.


Kukla Bangladeş Hükümetinin Cemaat-i İslami’nin önderlerine ve Müslüman halka karşı uyguladığı insanlık dışı tutumu şiddetle lanetlediklerini kaydeden Tuzlu, "Cemaat-i İslami’nin suçu Müslümanları emperyalizme karşı birlik içerisinde olmaya davet etmektir. Bu suç bütün Müslümanlar için bir onurdur. Emperyalizmin işbirlikçisi Avamiler, Cemaat-i İslami’nin İslam Birliği için olan gayretlerini savaş suçu olarak nitelendirmişlerdir. Öteden beri Hindistan’ın güdümünde olan bu işbirlikçi Avami hareketi göstermelik yargı süreci ile Cemaat-i İslami’nin Genel Sekreteri Abdülkadir Molla’yı idam ederek Bangledeş’ten İslamı silip atacağını sanmaktadır. Bunun nasıl da boş bir hayal olduğunu en kısa sürede anlayacaklardır.  Ölümsüzleşen Şehit Abdülkadir Molla’nın maneviyatı karşısında yerle bir olacaklar ve tepe taklak gideceklerdir.



Bangladeş Hükümeti aynen İsrail’in Filistinli Müslümanlara uyguladığı zulmü kendi halkına karşı uygulamaktadır. Bangladeş’in kukla Başbakanı Bayan Şeyh Hasina Vecid, insan kasabı Ariel Şaron’u aratmamaktadır.  İslam Dünyası için Bangladeş Hükümetini ikinci bir İsrail’dir.

Cemaat-i İslami’nin Genel Sekreteri Abdülkadir Molla’nın idam kararının hukuki değil siyasi olduğu aşikârdır. Taşeron Bangladeş Hükümeti bu idamı ne kendi halkına ne de İslam Dünyasına izah edebilecek durumda değildir. Bangladeş’te Müslümanlar sokaklardadır. Bu idam Dünyanın her yerinde Müslümanlar tarafından protesto edilmektedir. Bayan Şaron kendi halkının üzerine kolluk kuvvetlerini salarak tepkileri bastırmaya çalışmaktadır. Olaylarda ölen ve yaralanan insanlarla ilgili basına sansür uygulanmaktadır. Arakan’da Budist yönetimin Müslümanlara yaptığını Bangladeş’te Bayan Şaron kendi halkına yapmaktadır." diye konuştu.



İşbirlikçi Bangladeş Hükümeti’nin ve Bayan Şaron’un insanlık dışı uygulamalarına karşı insan onuruna ve duyarlılığına sahip her kuruluşun tepki göstermesi gerektiğini kaydeden Muhammet Ali Tuzlu, "Bangladeş Hükümetine karşı en ağır yaptırımlar uygulanmalıdır. Cemaat-i İslami’nin yöneticilerine karşı işletilen süreç her hali ile temel insan hak ve özgürlüklerinin hiçe sayılmasıdır. Bu durum bir insanlık suçudur ve Bangladeş Hükümetine karşı yaptırım uygulamak insanlığın gereğidir.

Bangladeş’te bu infaz gerçekleşirken Türkiye’nin etkisiz açıklamalar yapması kabul edilemez. Sayın Başbakan’a ve Sayın Dışişleri Bakanı’na düşen bundan sonraki süreçte Bangladeş Hükümetine karşı daha net ve sert adımlar atarak ülkemizin ve halkımızın onurunu çiğnetmemelidirler. Bangladeş Elçisi sabahı beklemeden pervaneli bir kargo uçağı ile derhal sınır dışı edilmelidir.  Her platformda Bangladeş Hükümetini yalnız bırakacak adımlar atılmalıdır.  Hiçbir zaman şiddet olaylarına karışmamış olan Cemaat-i İslami’nin lider kadrosu tüm İslam Ülkelerinde Müslümanlar tarafından yakından tanınmakta ve sevilmekte iken bu insanlara karşı yürütülen kıyıma en sert tepkiler gösterilmelidir.Rize sivil toplum mensupları olarak bu idamı, mahkeme sürecini ve diğer tutuklamaları şiddetle protesto ediyoruz.  Bayan Şaron’u ve Hükümetini en ağır biçimde lanetliyoruz. Cemaat-i İslami’nin öncü kadrosu ve mensupları serbest bırakılmadığı müddetçe Bangladeş Hükümetini İkinci İsrail olarak nitelendirmeye devam edeceğiz. Bu Hükümetin bu şartlarda ülkeyi seçimlere götürmesin de göstermelik bir hamle olduğunu şimdiden tüm dünyaya ilan ediyoruz.



 biz inanıyoruz ki Cemaat-i İslami’nin hiçbir mensubu inançları uğruna çıktıkları bu yolda geri adım atmayacaklardır. Çünkü onlar İslam Birliği ve İslam’ı yaşamak uğruna şehit olmayı en şerefli mükâfat olarak görmektedirler. Biz inanıyoruz ki Şehadet ölümsüzlüğe atılan ilk adımdır. Şehitlerimize cennetin kapıları açılırken Bangladeş Hükümetinin eli kanlı mensuplarında elbette cehennemin kapıları açılacaktır.
Diğer taraftan Orta Afrika Cumhuriyetinde yaşanan bir işgal süreci var.  Bu ülkenin Müslümanlar tarafından yönetilmesini hazmedemeyen emperyalist güçler önce çatışma ortamı tezgâhladılar ve akabinde de kendi askerlerini bu ülke topraklarına soktular. Elbette emperyalistlerin gayesi barışı tesis etmek değil, Orta Afrika Cumhuriyeti’nin yer altı zenginliklerini ve insan gücünü sömürmektir. Bu ülkeye Fransa’nın müdahalesini de şiddetle protesto ediyoruz.



Şimdi bütün bu olayları gözden geçirdiğimizde tüm İslam Coğrafyasında bir yangın olduğunu görüyoruz. Arakan, Bangladeş, Afganistan, Pakistan, Irak, Suriye, Filistin, Mısır, Yemen, Lübnan, Suriye, Libya, Mali, Orta Afrika Cumhuriyeti ..İşgaller, darbeler, tutuklamalar,  yargısız infazlar, çatışmalar, akan kan ve dökülen gözyaşı.  Sivil toplum kuruluşlarının protestoları, telinler, lanetler, kınamalar.. Netice değişmiyor. Yapılması gereken bir an evvel birleşik bir savunma gücü olan İslam Birliği’nin kurulmasıdır.

Rize sivil toplum mensupları olarak biz her platformda İslam Birliği çağrımızı yinelemeye devam edeceğiz. Bu uğurda yaptığımız mücahededen vazgeçmeyeceğiz. Zafer inananlarındır ve zafer yakındır." dedi.









İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Türkiye Haberleri

çakarlı araç kullananlar yandı , ilk yakalamada 96 binlira ceza
Anadolu Medyasından TÜRKSAT’a %50 İndirim Talebi
Tüketici Güven Endeksi Açıklandı
Eski Tip Sürücü Belgelerinin Yenilenme Süresini Uzatıldı
YEREL MEDYA VE GENÇLİK KISA FİLM YARIŞMASI’NDA DERECEYE GİRENLERE ÖDÜLLERİ TAKDİM EDİLDİ