Trabzon'un Ortahisar ilçesindeki Atatürk Alanı'nda vatandaşları selamlayan İnce, burada yaptığı konuşmada, "Allah'ın izni, milletin isteğiyle 24 Haziran'da cumhurbaşkanı olduğumda Trabzon'a iki sözüm var, bir, fındık 15 lira. İki, o fındık bahçelerinizi 'Orman' deyip elinizden aldılar ya o tarlaları geri vereceğiz, size söz." diye konuştu.
"Değerli Trabzonlular, hemşehrimle bu aralar anlaşamıyoruz" ifadesini kullanan İnce, şunları belirtti:
"Ben normalde meydanlarda geleceği anlatıyorum. 10 yıl sonra, 20 yıl sonra ne olacak. Bak diyorum ki 10 yıl önce dünyanın en büyük 10 şirketinden 5'i ya petrol şirketiydi ya da buna benzer ama bugün değişti. Artık bilişim şirketleri, iletişim şirketleri öne geldi. Ben bunları anlatırken ikide bir de bana laf söylüyor. Ben de mecburen cevap vermek zorunda kalıyorum. Onlardan birisi şu, ben dedim ki 'Partiyi kurmadan önce Fetullah Gülen'e gidip icazet aldın mı? O da bana dedi ki 'İspatlamazsan namertsin', Ben de diyorum ki ispatlamazsam namerdim."
İnce, öncelikle bir sorusu olduğunu aktararak, şu değerlendirmede bulundu:
"Bir, kiminle gittiğini biliyorum. İki, bana bunu söyleyen kişi seninle birlikte giden kişi zaten. Beraber gittiğiniz kişi ama ona zarar verirsin biliyorum. Şimdi aranız bozuk, zaten yanında kim kaldı ki yola çıktığın Bülent Arınç yok, Abdullah Gül yok, Ertuğrul Yalçınbayır yok, yok da yok kim kaldı ki zaten. O günlerde beraber yanından ayrılmayan kişi bana dedi ki 'Biz beraber gittik'. Şimdi ben onu korumak pahasına söylemiyorum. Ha derse ki bana 'Söyle' derse ismini de veririm. Ayrıntılarda saklı ama 24 Haziran'dan sonra tümünü anlatacağım zaten merak etme, acele etme."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ne derse cevap verdiğini ancak diploma konusuna hiç girmediğini ileri sürerek, şunları söyledi:
"Dün Balıkesir'deydim, Çanakkale'deydim. Mezun olduğum okula gittim, okul arkadaşlarımla beraber 18 yaşında fotoğraf çektirdiğimiz okulun bahçesinde 54 yaşında bir daha çektirdik. Diplomalarımızı paylaştık. Mesela bekliyorum her konuda bana cevap veriyorsun da bu konuda da bir şey yapsan diyorum. 2016 yılında rektöre talimat verdi, rektör bey dedi 'Şu diplomayı çıkar ortalığa' dedi, 2 sene geçti 2 senedir yok. Valla ben bir saat önce telefon açtım, bir saat sonra okula gittim diplomayı verdiler, orada duruyor. Ben hemşehrimden, sen Rizelisin ben de ana tarafından Rizeliyim, hemşehrimden bunu istiyorum. Hadi hemşehrim şu diplomayı bir göster. Hakkımız değil mi bu, milletin hakkı değil mi? Bunu göstermesi lazım."
Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Türkiye'de iş gücüne katılım oranının kadınlarda yüzde 32 olduğunu belirterek, "Yani 100 çalışandan 32'si kadın. Bunu 50'ye çıkaracağız. 50'ye nasıl çıkaracağız? Kadının çalışması lazım. Çocuklar nasıl olacak bunun yolu basit, kreş. Her mahalleye bir kreş açarsak, çocuk kreşe, kadın işe, sloganımız bu. Çocuk kreşe, kadın işe. Bir sloganımız daha var, her aileye bir ev, her eve bir maaş. Bunu başaracağız." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisinin bir sözüne cevap verdiğini ifade eden İnce, "Ben dedim ki köprü yapmak ufak iş, demirden, betondan köprü yapmak, basarsın parayı yaptırırsın. 'Senin haddine mi köprü yapmak' dedi bana. Şimdi ben ona şunu soruyorum, bak kavga etmeyelim gel memleketi kalkındıralım. Gel bir televizyon kanalına prompterların da olsun, danışmanların da olsun, ben yalnız geleceğim, yüreğin varsa gel bir televizyon kanalında tartışalım. İstersen 5 konu seç. Kendinin en iyi olduğu 5 konuyu seç ben geleceğim." diye konuştu.
İnce, gönül köprüleri kurmanın önemine dikkati çekerek, "Demirden köprüleri herkes yapar, ben gönüller arasında köprü kuruyorum, gönüller arasında. Önemli olan gönüller arasında köprüyü kurabilmektir. " ifadelerini kullandı.
Yerli otomobille alakalı da değerlendirmede bulunan İnce, "Teknoloji değişti, bir otomobilin lastiğine, kaportasına mı talipsin, beynine mi? Bir, otomobili yapan var, iki, otomobili yapan robot var, bir de robotun beyni var, yazılımı. Erdoğan kaportaya talip, lastiğe talip, akslarına talip. Ben otomobilin beynine talibim beynine." sözlerine yer verdi.
- "Önemli olan ürünlerimizi markalaştırmak"
İnce, dünyada ilk 100 markanın içinde bir tane Türk markası olmadığını iddia ederek, "Önemli olan ürünlerimizi markalaştırmak. Bizim derdimiz bu olması lazım." ifadesini kullandı.
Alandakilere "İlk kez size bir yemek tarifi vereceğim" diyen İnce, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Size şimdi kuru fasulye-pilav tarifi yapacağım. Bir iki su bardağı Çin kuru fasulyesi alacaksınız, yanına iki kaşık Tunus zeytinyağı koyacaksınız. Onun yanına bir adet İran soğanı koyacaksınız, bir kaşık Ukrayna salçası katacaksınız, 3 bardak Amerikan pirinci olacak ve bunları Rus doğalgazında ısıtacaksınız ayrıca Fransız düdüklü tenceresini kullanacaksınız. Tamam oldu mu size kuru fasulye pilav. AK Parti'ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum, bunlar doğru biliyor musunuz? Kuru fasulyeyi Çin'den alıyoruz, Çin'den. Samanı Bulgaristan'dan alıyoruz, ey aziz milletim. Etsiz kuru fasulye yaptık, pardon bu kuru fasulyenin içine 300 gram da Sırbistan eti katacaksın. Etli kuru fasulye oldu."
Muharrem İnce, AK Partililere seslenerek, "Sorum bir tane, vicdanınıza bir soru soracağım. Her gittiği yerde 'Yerliyim, milliyim.' diyor, sanki biz ithaliz. Soru şu? Saraydaki mermerler Afyon mermeri mi, Hindistan mermeri mi? Yerliysen Afyon mermeri kullanman lazım, sen Hindistan'dan mı getirdin mermerleri, Afyon mermeri mi kullanıyorsun? Bundan daha güzel yerli, milli cevabı olur mu?" diye konuştu.
Samsun programında yaşadıklarını da paylaşan İnce, "Böyle sahnedeyim, gençler bir anda bir bisiklet getirdiler. Ben de bisiklete bindim. Geçen diyor ki 'Sen bisiklete bin, devam et'. Ben bisiklete biniyorum, sen de ecdadı çok seversin sen de ecdadımız gibi ata bin ödeşelim. Olmaz mı?" ifadesini kullandı.
İnce, bisiklete bindiği fotoğrafın sosyal medyada çarpıtılarak sunulduğunu belirterek, şöyle dedi:
"Bu ülkede bayağı da bir namussuz, ahlaksız var biliyor musunuz? Ne yapmışlar biliyor musunuz? Sosyal medyada akşam gördüm. Bisikletli fotoğrafımı almış caminin içine yerleştirmiş, sanki bisikletle caminin içinde geziyorum. Bunlar namussuz, namussuz, bunlar ahlaksız. Bunlar ahlaksız, camiyi babasının tapulu malı zannediyor. Cami hepimizin, bütün Müslümanların, terbiyesiz herifler. Siz bisikletli fotoğrafı alıyorsun, caminin içine montajlıyorsun, FETÖ'den mi öğrendiniz bu montajlamayı?"
İnce, "Bir konu daha var" diyerek, şi değerlendirmede bulundu:
"Bunlar 'Menderes gibi beni idam eder' diyor. Nereden çıktı bu ya. Bu duygu sömürüsüne gerek yok. Bir, bir kere idam kalktı. İki, ortağın Bahçeli'ye sor idamın kalktığını en iyi o bilir. Üç, merak etme Cumhuriyet Halk Partisi var, biz varız, engel oluruz, korkma sen korkma. Menderes kim, sen kim? Rahmetli Menderes, oğlu ticaret yapmak istediğinde 'Olmaz, ben başbakan iken ticaret yapamazsın.' diyen adam. Senin Menderes ile ne benzerliğin var, hiçbir benzerliğin yok ama korkma eğer birileri öyle bir şey yapmak isterse biz karşılarına dikiliriz, yanına geliriz, savunuruz seni, koluna gireriz korkma ama meydanlarda hiç böyle bir şey yokken de duygu sömürüsü yapma. İnsanların din duygularını kullanma, milli duygularını kullanma gel, gel bir televizyon karşısına, gel ekonomi tartışalım, dış politika tartışalım. "
Konuşmaların ardından Muharrem İnce, yanına gelen ve kendisine kemençe hediye eden yöresel kıyafetli kadınlarla fotoğraf çektirerek, vatandaşlara kırmızı karanfil attı.
Öte yandan İnce'nin karayolu ile Artvin'e gitmek üzere parti otobüsüne binişi sırasında kısa süreli arbede yaşandı.