Trabzonspor'un başarılı forveti Simon Banza, Trabzonspor Dergisi'ne açıklamalarda bulundu. İlk olarak karateye olan ilgisini anlatan Banza, "Karate sevgisi ailemden geliyor. Babam bir karate ustasıydı, siyah kuşaktı. Bu onun DNA'sında var. Bu nedenle karateyi çok severdim. O sıralarda futbol da oynuyordum. O dönemde ne düşündü tam olarak bilmiyorum ama annem birden fikir değiştirdi, futbol oynamamı istedi. Ne düşündü tam olarak bilmiyorum, çıktı ve "oğlumun karate değil, futbol oynamasını tercih ediyorum" dedi, bu değişikliğe o neden oldu" dedi.
"Ben bir golcüyüm ve kendinden çok şey bekleyen biriyim"
Gol atamadığı zamanlarda izleyeceği iki yol olduğunu kaydeden Demokratik Kongolu oyuncu, "Ben bir golcüyüm ve dolayısıyla kendinden çok şey bekleyen birisiyim. Gol atamadığım zamanlarda aslında izleyebileceğim iki yol oluyor; ya kendi kendime işlerin iyi gitmediğini, gol atamadığımı ve yeteri kadar iyi olmadığımı söyleyeceğim. Ya da durumun o kadar da vahim olmadığını, bir sonraki maçta gol atabileceğimi söyleyeceğim. Ben daha çok yapabildiğim şeylere odaklanmaya çalışırım. Başarabileceğim pozitif şeylere odaklanırım, çünkü her maç gol atamazsınız. Bazen iki üç gol attığınız günler olur, kendiliğinden geliverir. Bazı günlerde de gelmek istemez. Öyle olduğunda kafanı kaldırıp olumlu şeylere odaklanmalısın ve bir sonraki maç daha iyisini yapmalısın. Elbette sonrasında hayal kırıklığı yaşıyorsunuz, fakat gol atmanın dışında başka şeyler de var, takıma nasıl yardım edeceğini biliyor olmak gibi. Bu oyun sadece gol atmaktan ibaret değildir. Çok çalışmalı ve asist yapmak gibi şeyleri de biliyor olmanız gerek. Dolayısıyla, sorunu yenmeye çalışıp daha çok sakın ve huzurlu oluyorum" şeklinde konuştu.
"Trabzonspor beni çok etkileyen bir kulüp"
Trabzonspor'un şampiyonlukları ve hedefleri olan bir kulüp olduğuna vurgu yapan Banza, "Trabzonspor beni çok etkileyen bir kulüp. Birçok Türk arkadaşım var ve sözleşme imzalamadan önce Trabzonspor'un üst düzey bir kulüp olduğunu bana söylemiştiler. Şampiyonlukları olan, hedefleri olan bir kulüp. Aslında buraya gelişim, transferim biraz özeldi. Benim için bir ilkti. Bu transfer, daha sonrasında milli takım derken kafamı meşgul eden birçok şey vardı. Yeni takım arkadaşlarıma, yeni bir dile ve yeni bir ülkeye alışmak zorundaydım. Ancak şu bir gerçek ki mutlu olduğunuzda, bir yerde iyi hissettiğinizde gerisi geliyor ve Trabzon'da da öyle oldu. Trabzon'a geldiğimde çok iyi karşılandım, hiçbir sorun yaşamadım. Burada olmaktan çok mutluyum ve sanırım bu sahaya da yansıyor. Sahada yeterli performansı sergileyebilmeniz için zihnen ve bedenen iyi olmanız gerekir. Her zaman bunu başaramayabilirsiniz. Böyle zamanlarda bazen de mucizeler gerçekleşir. Ancak esas olan şey, sahada iyi olabilmek için saha dışında da iyi olabilmektir. Burada yaşadığım şey de tam olarak bu" ifadelerini kullandı.
"Gol kralı pozisyonuna takılıp kalmıyorum"
Gol kralı olmak istediğini fakat oraya takılıp kalmadığını söyleyen 28 yaşındaki forvet, "Futbol, bir piyano eseri gibidir. Uzun süredir futbolun içindeyim. Genç yaşta başladım. Yakında profesyonel oluşumun 10. yılını dolduracağım. Futbol, bir piyano eseri gibidir. Mükemmeliyeti başarabilmek için yapılan tekrarlar bütünüdür. Bu şu anlama geliyor; her gün aynı şeyi tekrar edersiniz, aynı hareketleri her gün tekrar ederek gelişirsiniz. Böylece topu kaleye sokarken ya da doğru pası verirken de aynı hareketi sergilersin. Bir başka deyişle olabildiği kadar verimli olabilmektir. Trabzonspor'a biraz geç geldim, transfer döneminin sonunda ekibe katıldım. Dolayısıyla, diğerlerine kıyasla daha geç oynamaya başladım. Benim açımdan hedefim atabildiğim kadar çok gol atmak, takımıma yardımcı olmaktır. Ben kulübün daha yukarlarda olmasını ve takımı üçüncü, ikinci, birinci yapacak golleri atmayı isterim. Değerli olan goller, bu gollerdir. Bu sadece benimle alakalı değil. Yukarılara çıkmamıza yardımcı olacak olan takımdır. Bu nedenle gol kralı pozisyonuna takılıp kalmıyorum. Elbette bir forvet olarak bunu isterim. Bazen forvet oyuncuları bu hedefe takılıp kalabilirler çünkü bu bireysel bir hedeftir. Ve bu unvan bir forvet için çok özel bir unvandır. Güçlü olmalısınız ve bazen bir forvet olarak doğru kararı verebilmeniz gerekir. Elbette hedefe çok yakınsam da kendimi bundan mahrum etmek istemem" diye konuştu.
"Joker, bana ilham kaynağı oluyor"
Gol sevincinin film karakteri olan Joker'den geldiğini açıklayan Banza, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Joker, toplumun içinde kendini ifade etmekte zorlanan bir karakter. Aslında filmi izlediyseniz anlayacaksınız. Belli bir sıkıntıyı yansıtıyor ve bir noktada patlıyor. Ama lütfen dikkat edin, ben sıkıntılıyım demeye çalışmıyorum, ben bu karakteri gerçekten çok beğendim çünkü bugün toplumda yaşanan birçok şeyi yansıtıyor. Zorluklarla mücadele eden insanlar üzerinden tüm dünyada neler yaşandığını anlatıyor. Her yerde neler olduğunu biliyoruz. Bir yerde yemek bulamayan insanlar varken başka bir yerde daha az sıkıntısı olan, sağlıklı insanlar var. Dara düşmüş insanlar sonunda çıkıp kimsenin onları fark etmediğini söylüyorlar. Bu gerçekten zor bir dünya. Joker de bunu iletmek istiyor. Herkesin oldukça üzgün olduğunu düşünerek biraz neşe getirmeyi arzuluyor. Şunu söyleyebilirim, kötü bir karakter değil. En sonunda bu hareketler bana da ilham kaynağı oluyor."
"Muhteşem bir goldü ve herkes seviniyordu"
2018-19 sezonunda Lens-Troyes maçında attığı golü unutamadığını belirten Simon Banza, "Sakatlık dönüşünde attığım bir gol var. 2018-19 sezonunda Lens-Troyes maçında rakip sahada oynuyorduk ve Ligue 1'e yükselme maçlarıydı. Kulüp uzun zamandır Ligue 2'deydi. Dolayısıyla bu çok önemli bir maçtı ve kazanmamız gerekiyordu. Ben oyuna ikinci yarı girmiştim. Bu şekilde uzatmalara kadar gittik. Maç bitmek üzereydi. Uzatmalarda Arial Mendy biraz da yerden orta yaptı, ön direkte alçalıp topa uçarak kafa vurdum. Hareket, zamanlama, ve en önemlisi anlamı, hepsi güzeldi. Muhteşem bir goldü ve herkes seviniyordu. Ailem de ordaydı ve onlar da seviniyordu" sözlerini kaydetti.
"Trabzon şehrini görmeyi seviyorum"
Famalicao'dayken 17 numaralı formayı giydiğini ve 17 gol attığını kaydeden golcü oyuncu, "Geçen sene dahil Braga'dayken 23 numarayı giydim ve ligde 21 gol attım. 2 taneyi de ekleyince toplamda 23 gol ediyor. Bu nedenle özel numaralar. Belki de 30 numaralı formayı giyersem 30 gol atacağım. Futbol oynamadığımda Playstation oynarım, arkadaşlarımla sohbet ederim. Bazen dışarı çıkarım ki bunu çok severim. Yürüyüş yaparım. Doğayı ve doğanın içindeki her şeyi severim. Trabzon şehrini görmeyi seviyorum. Çıkıp ne olduğunu bile bilmediğim şeyleri satın alırım. İnsanlarla konuşur, fotoğraf çekilirim. Bunu önemli buluyorum, insanlarla sosyalliği kaybetmemek gerekiyor" dedi.
Maça çıkmadan önce mental anlamda hazır olabilmek için müzik dinlediğini vurgulayan Banza, "Bu tam olarak bir ritüel değil, ancak kendimi sahaya en iyi şekilde çıkacak kondisyona getiririm. Açma germe yaparım, duş alırım ve özellikle mental olarak hazır olabilmek için müzik dinlerim. Zihnen konsantre olabilmek için sakince meditasyon yaparım. Hepsi bu, ancak özel bir ritüelim yok" açıklamasında bulundu.
"Genel olarak fiziksel kapasitem iyi"
Futbolcu olmasaydı başka bir spor dalında olacağını belirten deneyimli futbolcu, "Yine sporun içinde, bir başka spor dalında olurdum, çünkü çok kuvvetliyim. Genel olarak fiziksel kapasitem iyi. Atletizmle uğraşırdım sanırım. Ayrıca basketbol, voleybol ya da hentbolda da başarılı olurdum diye düşünüyorum. Karate var mesela. Bunlar sevdiğim sporlar. Vücudunuza yatırım yapmanıza ve vakit ayırmanıza bağlı. Ben pratik biriyim. Masa başı iş de ayrı bir meslek dalı, ancak ben daha hareketli olsun isterdim. Çünkü beni mutlu edecek bir şey yapardım" diye konuştu.
Trabzon'un sevdiğini, doğal bir şehir olduğunu söyleyen Simon Banza, "Yemekleri çok lezzetli, burada iyi besleniyorum. Favorim künefe. Burada olmaktan gerçekten mutluyum. Dışarı çıktığım zaman insanlar tarafından çok iyi karşılanıyorum. Her zaman saygı görüyorum. Trabzon'da kendimi gerçekten iyi hissediyorum" ifadelerini kullandı.
Kendisine göre tüm zamanların en iyi 11'ini sıralayan Banza'nın listesinde şu isimler yer aldı:
"Casillas, Dani Alves, Puyol, Sergio Ramos, Marcelo, Zidane, Ronaldinho, Iniesta, Messi, Ronaldo, Didier Drogba"