Daire sahiplerinin iddası şu şekilde ;
Daha sonra inşaat arazisinin ipotekli olduğu ortaya çıkmış, cezai ve hukuki anlamda yargı süreçleri başlamıştı. Bu süreçte mağduriyete sebep olan kişiler ceza mahkemelerinde mahkumiyet almış fakat hukuk mahkemelerinde yargılama safhalarının uzun sürmesi sebebiyle vatandaşların mağduriyeti giderilemedi.
İnşaatın icra yoluyla satışı aşamasına gelinmesiyle birlikte daire sahipleri sıraya girebilmek ve bir nebze olsun ödedikleri miktarı geri alabilmek adına ellerinde bulunan senetleri icraya koydular. Fakat iş sahibi daire sahiplerine ödeme yapmamak için kötü niyetli olarak icra takiplerine itiraz etmişti.
Yaklaşık 45 ailenin mağduriyeti söz konusudur. Bu ailelerin çoğunluğu işçi, memur ve emekli kesiminden oluşmaktadır. 15 yıl önce tüm birikimlerini ev sahibi olmak ümidiyle bu binaya yatırmışlardır.
İş sahibinin icralara itiraz sebebi asıl hak sahiplerini devre dışı bırakarak, satış sonucu kendisine kalacak meblağı arttırmaktır. M. A. B satışa aracı vasıtasıyla girip fiyatı yükseltmeyi amaçladığını bizzat daire sahiplerinden bazılarına söylemiştir. Binanın değeri bu haliyle 35 milyon liradır. İş sahibinin borçları ise yaklaşık 20 milyon liradır. Bu durumda satıştan artan meblağ onlarca insanı mağdur eden iş sahibine kalacak fakat daire sahipleri herhangi bir ödeme alamayacaktır. Zira kendisine binanın borçlarıyla beraber daire sahiplerine devredilmesi teklif edildiği halde bunu kabul etmemiştir. Kötü niyetli hareket ettiği ve amacının mağdur ettiği kişileri devre dışı bırakmak olduğu ortadadır.
Ceza yargılamasında cezada indirim almak amacıyla vatandaşlara sözleşmeyle daire satıp ödeme aldığını kabul eden bu şahıs iş sözleşmeden kaynaklı borcunu ifa etmeye geldiğinde bu borcu inkar etmektedir.
Daire sahibi ailelerin tek isteği mağduriyetlerinin devlet büyüklerimizin insiyatif kullanmasıyla giderilmesidir. Bu talep hukuk çerçevesinde ve yine daire sahiplerinin binayı borçlarıyla beraber devralmayı göze almalarıyla mümkündür. Vatandaşlarımızın, M. A. B' nun binayı borçlarıyla birlikte kendilerine devrini sağlamak adına devlet büyüklerimizden yardım ricası üzerine bu açıklamayı yapma gereği doğmuştur.
Mağdur olan Daire sahipleri Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Rizeli vekillerimizin kendi memleketlerinde onlarca insanın mağdur olmasına müsaade etmeyeceğine inanıyoruz dedile